Görüş: QUAD’ın Malabar tatbikatlarıyla verdiği mesaj ne?

💢 ABD'nin Çin'e karşı yürüttüğü stratejide QUAD'a biçtiği rol ne?

💢 Tayvan merkezli Ulusal Chengchi Üniversitesi Misafir Öğr. Üyesi Dr. Ümit Alperen ve Uluslararası İlişkiler Uzmanı Selen Öztürk gdh.digital için değerlendirdi.

1. resim

ABD, Avustralya, Hindistan ve Japonya’dan oluşan QUAD ülkelerinin her yıl düzenlediği Malabar tatbikatları bu yıl, 11-21 Ağustos’ta Sydney açıklarında gerçekleştiriliyor. Küresel güç mücadelesinde Çin’i çevrelemek isteyen ABD’nin bölge devletleriyle askeri işbirliiklerini geliştirme eğilimi göz önünde bulundurulduğunda, bu tatbikatın yakından takip edilmesi gereken bir tatbikat olduğu ifade edilebilir.

Söz konusu tatbikat, Çin tarafından Asya-Pasifik’teki güvenlik ortamını kırılganlaştırdığı gerekçesiyle eleştirilirken, QUAD üyeleri ise askeri uyumlarını arttırma arayışında. Aynı zamanda QUAD üyeleri, Çin’in bölgedeki politikalarından duydukları rahatsızlığı da bu tatbikat vesilesiyle ortaya koyarak Pekin yönetimine güçlü bir mesaj veriyor.

gdh.digital Özel Haberler Ekibi, Sydney açıklarında düzenlenen Malabar-2023 Tatbikatı’nı Tayvan merkezli Ulusal Chengchi Üniversitesi Doğu Asya Enstitüsü Misafir Öğr. Üyesi Dr. Ümit Alperen ve Uluslararası İlişkiler Uzmanı Selen Öztürk’le konuştu.

Konuya ilişkin değerlendirmesine QUAD’ın tarihsel arka planına değinerek başlayan Dr. Ümit Alperen, şunları söyledi:

QUAD’ın ortaya çıkışının iki ayağı vardır. İlk olarak QUAD’ın hikayesinin bir ayağı, Aralık 2004’te Hint Okyanusu’nda meydana gelen deprem ve tsunamidir. Bilindiği üzere, son yüzyılın en büyük doğal afetlerinden olan 2004 Hint Okyanusu depremi ve tsunamisinde, 14 ülkeden yaklaşık 200 bin insan hayatını kaybetmişti. Bu dört ülke bir grup oluşturarak koordineli olarak tsunamiden etkilenen bölgelere kurtarma birlikleri ve insani yardım göndermişti. 
QUAD’ın ikinci ayağı ise 2002’den beri Hindistan ve ABD donanmalarının her yıl gerçekleştirdiği Malabar Deniz Tatbikatları. 2007’de ise Japonya Başbakanı Shinzo Abe’nin önerisiyle güvenlik diyalogu çerçevesinde QUAD girişimi başlatıldı. Japonya’nın Çin politikası bağlamında Abe’nin özel bir yerinin olduğunu belirtmemiz lazım. Muhtemelen Abe, 2007 itibariyle Çin’i Hint-Pasifik’te Çin’i dengelemek istedi. Fakat Kasım 2017’de Manila’da gerçekleştirilen ASEAN Zirvesi’ne kadar QUAD yapılanması uyku halindeydi. Bilindiği üzere 2017 yılı, Çin-ABD ilişkilerinde ticaret savaşlarının da başladığı döneme tekabül ediyor.

QUAD’ın 2017 yılında aktive olduğunu ve bu süreçte ABD’nin QUAD’ı Çin karşıtı bir platforma dönüştürmek istediğini dile getiren Alperen, Hindistan ve Japonya’nın Çin karşıtı politikalar noktasında temkinli davrandığını hatırlattı. Alperen, Avustralya’nın tutumuyla ilgili olarak da şunları söyledi:

Avustralya, 2007’de ilk defa Malabar Tatbikatı'na katılmış ama Çin’in eleştirileri nedeniyle Kasım 2020’ye kadar tatbikatlara katılmaya ara vermiştir. Hem Hindistan’ın hem de Japonya’nın Çin ile ilişkileri bu dönemde günümüzdeki kadar kötü değildi. Diğer yandan ABD Başkanı Donald Trump’ın yönetim anlayışı hakkında da endişeler vardı. Fakat Çin’in 2019 itibariyle agresif sayılabilecek bir dış politika izlemesi QUAD üyelerindeki Çin endişesini arttırdı. Çin-Hindistan arasında sınır hattında 2020 Haziran’ındaki çatışma ise bugünkü QUAD’ı ortaya çıkardı.

QUAD’ın yalnzıca güvenlik boyutunda değil; ekonomik anlamda da üyeler arasındaki işbirliğini teşvik ettiğini dile getiren Alperen, şu açıklamayı yaptı:

Atılan en dikkati çekici adımlardan biri de ABD Başkanı Joe Biden’ın önerisiyle Hint-Pasifik Ekonomik Çerçeve Antlaşması ile QUAD’ın ekonomik ayağının oluşturulması oldu.

Malabar tatbikatları hakkında yaptığı değerlendirmde ise Alperen, aşağıdaki ifadeleri kullanarak “Asya-Pasifik NATO’su” tartışmalarına değindi:

2020 itibariyle Malabar tatbikatlarına bütün QUAD ülkeleri katılmaya başladı. Tatbikatlar, 2020’de Bengal Körfezi’nde ve Umman Denizi’nde gerçekleştirildi. 2021’de Filipinler Denizi ve Bengal Körfezi’nde, 2022’de ise Doğu Çin Denizi’nde. Elbette bu tatbikatlar vesilesiyle üye ülkeler arasındaki koordinasyonun geliştirilmesi amaçlanıyor. Ayrıca NATO zirvelerine ve toplantılarına Güney Kore ve Japonya da en üst seviyelerde katılmaya başladı. “QUAD doğrudan bir NATO’ya dönüşür mü?” ya da “NATO ile QUAD arasında doğrudan bir işbirliği ya da organik bağ geliştirilecek mi?” şeklindeki soruların yanıtını ilerleyen dönemlerde göreceğiz. Ancak şunu belirtmek gerekir ki, o yöne doğru bir gidişat var.

Uluslararası İlişkiler Uzmanı Selen Öztürk ise ABD’nin Çin’e karşı yürüttüğü çevreleme stratejisinde QUAD’ın araçsallaştırdığını şu sözlerle dile getirdi:

QUAD, esas olarak Washington’un Pekin’i çevreleme stratejisinin diplomatik ve askeri ayağının etkin bir aracı olarak görülmektedir. Bölgenin etkin güçlerinden ve aynı zamanda ABD’nin geleneksel müttefiklerinden olan Japonya, Hindistan ve Avustralya da Çin’in yükselişini ABD kadar olmasa da kendileri için bölgesel bir tehdit olarak görüyorlar.

Bu çerçevede Öztürk, ABD’nin bölge devletleriyle işbirliği yaparak Çin’le mücadelenin maliyetini paylaştığını da şu şekilde belirtti:

Ortak bir tehdide müşterek bir stratejiyle karşılık verilmesi ve ABD’nin Çin’i tek başına dengelemesi yerine oluşabilecek maliyeti bölge ülkeleriyle bölüşmesi, Washington yönetimi açısından son derece rasyonel.

QUAD’ın Çin’e uygulanan çevreleme stratejisindeki önemine rağmen “Asya-Pasifik NATO’su” kavramının gerçekçi olmadığını öne süren Öztürk, aşağıdaki cümleleri kurdu:

Öncelikle şunu belirtmek isterim ki; Asya Pasifik’te NATO benzeri bir oluşum kurulması fikri tartışmalı bir konu. Zira NATO’nun ortaya çıkma süreci, amacı ve yapısı hem askeri hem siyasi hem de hukuksi açıdan çok farklı. Böyle köklü ve kurumsal bir yapının Asya-Pasifik’te bir anda kurulacağını iddia etmek hatalı bir söylem olur.

Son olarak Malabar tatbikatlarını değerlendiren Öztürk, şunları söyledi:

Malabar tatbikatları, bölge ülkelerinin askeri yeteneklerini ve koordinasyonlarını etkin bir şekilde arttıran tatbikatlardır. Malabar-2023 Tatbikatı’nın geçmiş tatbikatlardan en önemli farkı ise Avustralya açıklarında; yani Pasifik’te gerçekleştiriliyor olması. 
Geçmiş yıllarda Hint Okyanusu’nda düzenlenen tatbikatların bu sene Pasifik’te yapılması, Çin’in son dönemde başlattığı Pasifik açılımına bir cevap niteliği taşımaktadır. Aynı zamanda tatbikatı, Solomon Adası’na yakın bir yer seçilmesi nedeniyle de Çin-Solomon Adası arasında geçen sene imzalanan güvenlik anlaşmasına bir cevap olarak değerlendirmek mümkündür. 
Ayrıca geleneksel olarak Hint Okyanusu’nda konuşlanan Hint donamasını da Pasifik sularına çekerek, Hint askeri gücünü bu coğrafyadaki kriz noktalarında daha etkin bir yapıya büründürmeyi amaçlamaktadır. Bu haliyle son Malabar-2023 Tatbikatı’nın Biden döneminde yayınlanan Hint-Pasifik Strateji Belgesi’nde geçen “Etkin Caydırıcılık” ve “Kollektif Çaba” stratejisine uyumlu olduğunu söyleyebilirim.


Tartışma