Gulf States Institute in Washington: Hakan Fidan, Türkiye'nin Irak politikasında paradigma değişikliği getirebilir

Türk Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, hem istihbarat hem de diplomatik şapkalarını takarak yeni bir politika izleyecek. Hakan Fidan'ın yaklaşımı Türkiye'nin Irak politikasında bir paradigma değişikliği getirebilir.

1. resim

ABD merkezli The Arab Gulf States Institute in Washington Düşünce Kuruluşu'nda, Türkiye'nin yeni dönemdeki dış politikası ve özellikle Irak ile ilişkilerinin değerlendirildiği bir analiz yayımlandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın seçim zaferinin ardından yaptığı kabine atamalarına dikkat çekilen analizde, özellikle Hakan Fidan'ın Dışişleri bakanı olarak tanmasının bir çok başlıkta, özellikle de Türkiye'nin Irak politikasında paradigma değişikliği getirebileceği tespitin bulunuldu.

Hakan Fidan'ın Dışişleri Bakanı olarak PKK üzerinde baskı uygulamaya devam ederken, hem istihbarat hem de diplomatik şapkalarını takarak yeni bir politika izleyeceği belirtildi.

İşte The Arab Gulf States Institute in Washington'da yayımlanan analizin tamamı:

Türkiye'nin 28 Mayıs'taki ikinci tur seçimlerini kazanmasından sonra Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bir dizi şaşırtıcı kabine ataması yaptı.

13 yıl boyunca kesintisiz Türk Milli İstihbarat Teşkilatını yöneten Hakan Fidan, Türkiye Dışişleri Bakanlığı'na getirildi. Fidan'ın yerine, daha önce Erdoğan'ın dış politika ve güvenlik danışmanı olarak görev yapan ve geçmişte Fidan ile yakın işbirliği içinde çalışmış olan eski Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın getirildi. İki isim arasındaki işbirliği, Milli İstihbarat Teşkilatı ile Dışişleri Bakanlığı arasındaki operasyonel yakınsamayı artırabilir.

Fidan; Türkiye'nin istihbarat, güvenlik ve dış politika ekosistemlerini bütünleştiren ve son on yılda Türkiye'nin Libya, Suriye, Irak, Yemen ve Dağlık Karabağ'daki varlığını sürdüren jeopolitik aktivizme yönelmesinin mimarlarından biriydi.

Dış politikada istihbaratın rolü konusunda deneyimli bir dış politika aktörü olarak Fidan, Türk diplomasisinin istihbarat ayağını güçlendirebilir. Türkiye'nin son zamanlarda Irak'ta PKK'ya karşı askeri operasyonlarını artırmasının yanı sıra Fidan'ın Kürt siyasi aktörlerle temasları ve Irak dosyasını ele almadaki kilit rolü, Türkiye'nin Irak politikasında bir paradigma değişikliğine yol açabilir.

PKK sorun olmaya devam ediyor

Türkiye'nin Irak'la ilişkileri, 2003'te ABD liderliğindeki Irak işgalinden bu yana dalgalı bir seyir izliyor.

Ankara, başlangıçta Bağdat-Erbil rekabetinden yararlanan bir politika izledi. Ancak, Eylül 2017'de IKBY bölgesi için yapılan ve başarısızlıkla sonuçlanan bağımsızlık referandumundan bu yana Türkiye, hem Bağdat hem de Erbil ile başarılı bir şekilde çalıştı. 

Ankara ve Bağdat arasında çok önemli bir stratejik ilişki var. Ancak yine de çözülmemiş sorunlar çeşitli başlıklarda anlaşmazlığa düşürmeye devam ediyor. Türkiye'nin bölgede varlığını sürdüren PKK'ya karşı askeri operasyonları iki ülke arasındaki en büyük sorun olarak görünüyor.

Türkiye, 1990'ların sonlarından bu yana Irak'ın kuzeyindeki Kandil Dağları'nda üslenmiş olan PKK ile mücadele ediyor. PKK, Türkiye, ABD ve Avrupa Birliği tarafından terör örgütü olarak kabul ediliyor.

Özellikle 2016 yılından itibaren insani ve teknolojik istihbarat kapasitesi artan Türk Milli İstihbarat Teşkilatı, Kuzey Irak'ta özellikle Sincar, Süleymaniye ve Mahmur'da PKK'ya yönelik askeri faaliyetlerini genişletti.

Nisan ayında bir Türk insansız hava aracı saldırısı Süleymaniye havaalanı yakınlarında, aralarında üç ABD askeri personeli ve önemli bir bölümünü PKK'nın Suriye kolu üyelerinden oluşan ABD destekli Suriye Demokratik Güçleri komutanı Mazlum Abdi'nin de bulunduğu bir konvoyu hedef aldı.

Pek çok Iraklı yetkili, Türkiye'nin askeri operasyonlarını egemenliğin korkunç ihlalleri olarak ve irredentist yönleri nedeniyle kınadı. Bağdat, defalarca Ankara'nın Musul yakınlarındaki Başika askeri üssünden çekilmesini talep etti ve İran destekli silahlı gruplar, Irak'taki Türk askeri karakollarına saldırdı.

Hakan Fidan Dışişleri Bakanı olarak, PKK üzerinde baskı uygulamaya devam ederken, güvenlik politikasını Türkiye'nin diplomatik girişimlerine entegre ederek muhtemelen hem istihbarat hem de diplomatik şapkalarını takarak yeni bir politika izleyecek.

Türkiye ayrıca, Irak'taki Sünni nüfusla tarihsel ve ideolojik bağlardan ve yakınlıktan kaynaklanan ilişkilerine değer vermektedir.

Türkiye, Irak'ta yaşanan uzun bir hükümet kurma mücadelesinin sonrasında gelen 2021 Irak parlamento seçimlerinin ardından, Irak'ın dağınık Sünni siyasi aktörlerini bir araya getirmeye odaklandı. Fidan, 2021 ve 2022'de Erdoğan ile rakip Sünni siyasetçiler Muhammed Halbousi ve Khamis al-Khanjar arasında çok sayıda görüşme organize etti.

Fidan'ın Dışişleri Bakanlığı'na gelmesi ile birlikte, Ankara'nın Irak'taki Türkmen politikasının değişip değişmeyeceği ise belli değil.

Türkiye'nin Irak politikasının uzun süredir ifade edilen öncelikleri güvenlik, Irak'ın toprak bütünlüğü ve ekonomik ilişkiler olmuştur.

İkincisi ile ilgili olarak, 2022'de 20 milyar doları aşan ticaret hacmiyle Irak ve Türkiye önemli ticaret ortaklarıdır ve Türkiye-Irak ticareti son yıllarda daha da büyümüştür. Sonuç olarak Türkiye, Irak ile ilişkilerinde ekonomik bağları, gergin siyasi ve güvenlik sorunlarından ayırmaya çalışmaktadır.

Hakan Fidan, Dışişleri bakanı olarak göreve başladıktan sonra Türkiye'nin "ulusal dış politika vizyonunu daha da geliştirmeyi" hedeflediğini belirtti.

Fidan'ın görev süresi boyunca Türkiye-Irak ilişkilerinin temel dinamiklerinde büyük değişiklikler olması pek olası değil, ancak diplomatik çerçevede güvenlik odaklı bir dış politikayı kurumsallaştırarak yaklaşım açısından bir paradigma değişikliği getirebilir.

Tartışma