Alman Ordusu’na yeni nesil ar-termal gözlük

Bu gelişmiş gözlükler; termal görüntüleme, artırılmış gerçeklik (AR) ve çoklu sensör entegrasyonuyla, muharebe sahasında kritik avantajlar sağlamayı hedefliyor.

IRIS: Çoklu görsel katman, tek bir sistem

Geliştirilen IRIS sistemi, gündüz-gece görüşü ile artırılmış gerçekliği tek bir başlıkta birleştiriyor. Alman Kara Kuvvetleri’nin sipariş ettiği bu yeni nesil taktik gözlükler, askerlerin gerçek zamanlı olarak harita, hedef bilgisi ve dost-düşman tanımlama verilerine ulaşabilmesini sağlıyor. Böylece sahadaki karar alma süreçleri daha hızlı ve isabetli hale geliyor.

Sistem, taktiksel operasyonlar esnasında komutanlar tarafından da uzaktan bilgi aktarımı yapılabilmesine imkân tanıyor. IRIS, entegre termal sensörü sayesinde, görüş mesafesinin düşük olduğu sisli, karanlık ya da yoğun bitki örtüsünün bulunduğu ortamlarda bile etkili bir şekilde kullanılabiliyor.

Askeri yetkililer: Durumsal garkındalıkta sıçrama

Almanya Savunma Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, IRIS gözlük sisteminin muharebe etkinliğini ve birimlerin hayatta kalma oranlarını artıracağına dikkat çekildi:

IRIS, askerlerimizin sadece görmesini değil, aynı zamanda anlamasını da sağlıyor. Bu teknoloji sayesinde birliklerimiz, karmaşık muharebe alanlarında daha bilinçli ve organize hareket edebilecek.

Söz konusu siparişin miktarı açıklanmasa da, ilk teslimatların 2025 yılı içinde yapılacağı ve öncelikli olarak ön cephede görev alan piyade birliklerine verileceği bildirildi.

Yapay zeka destekli savaş alanı görselleştirmesi

Sistemin en dikkat çekici özelliklerinden biri de artırılmış gerçeklik ara yüzünün, yapay zekâ algoritmalarıyla desteklenmesi. Askerin görüş alanındaki objeler analiz edilerek dost, düşman ya da sivil olarak etiketlenebiliyor. Ayrıca, belirli hedefler otomatik olarak vurgulanarak kullanıcıya yönlendirme yapılıyor.

Bu da hem bireysel askerin hem de tüm birliğin çevresel farkındalığını artırarak, dost ateşi riskini azaltıyor.

Modern savaşın yeni yüzü

IRIS sisteminin hayata geçirilmesi, Alman ordusunun dijitalleşme ve “network-centric warfare” (ağ merkezli harp) anlayışına geçişinde önemli bir adım olarak görülüyor.