Almanya, Türkiye’ye Eurofighter Typhoon savaş uçağı satışını yeniden değerlendiriyor

Konuyla ilgili bilgi sahibi bir kaynak Middle East Eye'a yaptığı açıklamada, Berlin'in başlangıçta jetleri satma konusunda çekingen görünmesinin ardından Almanya'nın Türkiye'nin Eurofighter savaş uçakları satın alma talebini yeniden değerlendirdiğini söyledi.

Türkiye geçen yıldan bu yana toplam değeri 5.6 milyar dolar olduğu bildirilen bir paket halinde en az 20 Eurofighter uçağı satın almak istiyordu ancak Alman hükümetinin koalisyonundaki Yeşiller Partisi gibi bazı partilerin satışa karşı çıkması nedeniyle anlaşmada ilerleme çok yavaş oldu.

MEE'ye konuşan kaynak, “Türkiye'nin talebine yeni bir gözle bakıyoruz ve gözden geçireceğiz” dedi.

Hükümetin satışı yeniden gözden geçirme kararını sorduğumuz kaynak, İran ve İsrail arasındaki savaş korkusu gibi Orta Doğu'da artan gerilimlerin ve Avrupa'ya yönelik artan Rus tehdidinin yeniden düşünmeye yol açtığını söyledi.

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başdanışmanlarından Akif Çağatay Kılıç geçen hafta kapalı bir toplantıda Türk gazetecilere Eurofighter anlaşmasında bazı ilerlemeler kaydedildiğini söylemiş ancak detayları açıklamamıştı.

Alman medyası geçtiğimiz hafta İçişleri Bakanı Nancy Faeser'in Ankara'nın iltica talepleri reddedilen 15,000'den fazla Türk vatandaşının ülkelerine geri gönderilmesini hızlandıracağını iddia ettiğini aktardı. Söz konusu kaynak MEE'ye yaptığı açıklamada Eurofighter hamlesinin göç meselesiyle bir ilgisi olduğunu şiddetle reddetti.

Jetler Almanya, İspanya, İtalya ve İngiltere'den oluşan bir konsorsiyum tarafından üretiliyor. Avrupalı bir yetkilinin MEE'ye verdiği bilgiye göre Almanya dışında tüm ülkeler satışı destekliyor.

Yetkili, Almanya'nın satışa devam etmeye karar vermesi halinde süreci başlatmak için konsorsiyum ortaklarını bilgilendirmesi gerekeceğini, ancak Berlin'in ilerleyen aşamalarda satışı yine de engelleyebileceğini sözlerine ekledi.

Bu arada Türk ve Alman yetkililer Başbakan Olaf Scholz'un bu ay içinde gerçekleştireceği resmi ziyareti planlamaya çalışıyorlar.

Türkiye, Leopard tankları gibi Alman silahlarını iç güvenlik operasyonlarında ya da Suriye'deki kara savaşında kullanması nedeniyle uzun süredir Almanya'nın inceleme listesinde yer alıyor.

Ancak bu tutum yumuşuyor gibi görünüyor. Der Spiegel'in hafta sonu yayınladığı habere göre Almanya'nın gizli olarak toplanan Federal Güvenlik Konseyi, Türkiye'nin 368 milyon dolar değerinde silah satın almasına onay verdi.

Satış paketi, Türk donanması için 100 uçaksavar füzesi ve torpidonun yanı sıra Türk denizaltılarının ve fırkateynlerinin modernizasyonu için büyük malzeme paketlerini de içeriyor.

Thyssenkrupp'un denizcilik bölümünden yirmi sekiz SeaHake torpidosu, Türk U209 denizaltılarının modernizasyonu için malzeme paketleri ve Türk korvet ve fırkateynleri için motor parçaları.

Satışla ilgili bilgi sahibi bir Türk kaynak geçen hafta MEE'ye denizaltı parçaları konusunda ilerleme kaydedildiğini söyleyerek Der Spiegel'in haberini doğruladı.

Öte yandan Türk dışişleri bakanlığı yetkilileri, Alman medyasında yer alan ve Türkiye'nin Almanya'dan geri gönderilebilecek vatandaşlarının sayısını önemli ölçüde arttırmayı önerdiğini iddia eden haberleri yalanladı.

Üst düzey bir Türk yetkili MEE'ye yaptığı açıklamada “Türk vatandaşlarının toplu olarak Türkiye'ye geri gönderilmesini kabul edeceğimizi kesinlikle reddediyoruz, böyle bir anlaşma yok” dedi.

“Biz sadece pasaportları ya da kimlikleri kayıp olan Türk vatandaşlarının tespitinde Alman makamlarına yardımcı olacak teknik işbirliğini araştırmaya karar verdik.”

Alman raporları, Berlin'in Türk vatandaşları için mevcut vize prosedürlerini hızlandırması karşılığında Ankara'nın başlangıçta haftada 200 Türk vatandaşının geri dönmesini kabul edeceğini ve bu sayının 500'e çıkacağını öne sürüyordu.

Almanya'nın Türk vatandaşlarına bir yıldan uzun süreli vize vermemesi nedeniyle vize randevuları için aylar süren bir bekleme süresi söz konusu.

Alman savunma sanayiinden ayrı bir kaynak ise, Suriyeli bir mültecinin üç kişiyi öldürdüğünü itiraf ettiği Ağustos ayındaki Solingen saldırısından bu yana, Alman hükümetinin aşırı sağın yükselişinden korkarak bir dizi politikayı göçle ilişkilendirmeye başladığını söyledi.