Arab News: Türkiye-Mısır yakınlaşması ve bölgesel dengeler
Savunma sanayi işbirlikleri, ortak deniz tatbikatları ve karşılıklı diplomatik adımlar. Türkiye-Mısır yakınlaşması, Libya'dan Doğu Akdeniz'e kadar bölgesel dengeleri nasıl etkileyecek?
Son Güncelleme: 22.12.2025 - 02:21
Suudi Arabistan merkezli yayın organlarından Arab News'de, son dönemde Türkiye ve Mısır arasında artan yakınlaşmanın, bölgeye olası etkilerinin değerlendirildiği bir analiz yayınlandı.
Türkiye'nin özellikle Mısır ile daha önce karşı karşıya geldiği Libya'da hem siyasi hem de askeri olarak en etkin aktör olduğuna dikkat çekilen analizde, ancak değişen dengeler ışığında Türkiye'nin bölgedeki Mısır gibi önemli paydaşlarla ikili ve çok taraflı ilişkiler kurmaya çalıştığı tespiti yapıldı.
Analizde ayrıca; iki ülke arasındaki savunma sanayiden ortak deniz tatbikatları ile askeri başlıklara ve karşılıklı diplomatik adımlara kadar gelişen yakınlaşmanın bölgeye olası etkilerine dair değerlendirmelerede bulunuldu.
İşte Arab News'de yayınlanan analiz:
Türkiye'nin Libya politikası, Doğu Akdeniz ve daha geniş bölgedeki değişen dinamikler nedeniyle son yıllarda gelişmiştir.
Bugün Ankara, Libya'da hem siyasi hem de askeri bir aktördür ve Türkiye'nin bu politikasının sürdürülebilirliği için rakiplerden çok dostlara ihtiyacı vardır. Başka bir deyişle, çıkarları her zaman kendi çıkarlarıyla örtüşmeyen aktörlerle bile pragmatik anlayışlara ihtiyacı vardır.
Libya ve Doğu Akdeniz'de riskler yüksek olduğundan, Türkiye'nin belirli kısıtlamalarla karşı karşıya kalması doğaldır. Önceki kısıtlamalardan biri, Halife Haftar ile ilişkilerinin niteliğiydi.
Nisan ayında, stratejik ve pragmatik bir hamle ile Ankara, Savunma Bakanı Yaşar Güler ve diğer üst düzey askeri yetkililerle görüşen Haftar'ın oğlu Saddam'ı ağırladı. Bu, Ankara'nın daha önce karşı çıktığı aktörlerle ilişki kurma istekliliğini gösterdi.
Ancak bu ilişki, Türkiye'nin Libya politikasında bir değişiklik anlamına gelmiyordu. Daha çok sahadaki değişen gerçeklerin kabulü anlamına geliyordu.
Zira Ankara, siyasi ve diplomatik ilişkileri sürdürürken, Libya'da güçlü bir askeri varlığını sürdürmeye de kararlıdır. Örneğin, Türkiye Cumhurbaşkanlığı bu hafta, Türk askerlerinin Libya'daki görev süresinin 24 ay uzatılması için parlamentoya resmi bir önerge sundu.
Ancak Ankara, Libya politikasının sürdürülebilirliğinin tek bir siyasi ortağa bahis oynamaktan ziyade tüm ilgili aktörlerle ilişki kurmaya bağlı olduğunun giderek daha fazla farkına varmıştır.
Bu bağlamda Türkiye, önemli paydaşlarla ikili ve çok taraflı ilişkiler kurmaya çalışmaktadır.
Örneğin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan kısa süre önce Libya ve İtalya başbakanlarıyla üçlü bir zirve düzenlemiştir. Stratejik hedeflerine ulaşmak için geniş bir koalisyon kurmaya çalışan Ankara, Libya'da önemli rol oynayan diğer iki aktör olan BAE ve Mısır ile de ortaklıklar kurmaya çalışmaktadır.
Saddam Haftar'ın ziyaretinin ardından, Türkiye Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanı İbrahim Kalın, Halife Haftar ile doğrudan görüşmek üzere Bingazi'ye gitti. Bu ziyaretler sayesinde, kıdemli Haftar ile aynı çizgide olan Tobruk merkezli parlamentonun, Türkiye'nin BM tarafından tanınan Trablus merkezli Ulusal Birlik Hükümeti ile 2019 yılında imzaladığı deniz sınırları anlaşmasını onaylaması umuluyordu.
Anlaşma, Ankara tarafından bölgedeki haklarını savunmada stratejik bir kazanım olarak görülüyor, ancak birçok aktör tarafından hoş karşılanmıyor.
Mısır'ın 2019 anlaşmasını reddetmesine ve Türkiye'nin Doğu Akdeniz'deki genel politikasına ilişkin tutumuna rağmen, Kahire Türkiye ile diyalog kurmaya istekli olduğunu gösterdi. Bu, büyük ölçüde son birkaç yılda iki ülke arasında genişleyen işbirliğinden kaynaklanıyor.
Siyasi, ekonomik ve savunma alanlarını kapsayan bu genişlemenin hızı, ilişkilerin normalleşmesinden bu yana dikkat çekicidir. Normalleşmenin ardından somut adımlar atılmıştır.
Örneğin, Türk savunma şirketi Aselsan, işbirliğini güçlendirmek amacıyla Mısır'da bir bölge temsilciliği açıldığını duyurdu. Eylül ayında, iki ülke 13 yıl sonra Doğu Akdeniz'de ilk ortak deniz tatbikatını gerçekleştirerek ikili ilişkilerde bir dönüm noktası oluşturdu.
Nisan ayında, Kahire'deki Türk Büyükelçiliği, NATO-Mısır ilişkileri ve Türkiye ile İtalya'nın paylaşacağı NATO irtibat noktası rolü üzerine bir tartışma düzenledi. İttifak, Libya'da savunma yapılarının kurulmasına yardımcı olma konusunda ilgi gösterdi, ancak bunun etkili bir şekilde gerçekleştirilmesi için Mısır ve Türkiye ile işbirliği yapılması gerekecek.
NATO 2011 yılında Libya'da askeri müdahale başlattığında, Mısır müdahalenin kapsamı ve niyetleri konusunda endişeleri nedeniyle temkinli bir tutum benimsemişti.
Kahire, ittifakın müdahalesinin Libya'daki istikrarsızlığı daha da kötüleştirdiğini ve bölgede daha büyük bir güvenlik boşluğu yarattığını düşünüyordu. Türkiye, dış politikasında kritik bir rol oynayan ve NATO'nun güney kanadı için de önemli olan Doğu Akdeniz'de Mısır ile yakın işbirliği yapmak istiyor.
Mısır, 2011 yılında Kaddafi'nin yıkılmasından bu yana Libya Ulusal Ordusu'nun güçlü bir destekçisi olmuştur.
Cumhurbaşkanı Abdülfettah El-Sisi, bu ayın başında Halife Haftar ile bir araya geldi. Mısır, Libya ile deniz sınırları belirleme anlaşması imzalamak istiyor. Ancak, olası herhangi bir anlaşma, 2019 yılında Türkiye ile imzalanan anlaşma ile çelişebilir.
Daha yakın ilişkiler kurarken, Türkiye ve Mısır'ın Doğu Akdeniz'deki sorunlarını nasıl çözecekleri asıl soru burada.
Sorunları bölümlere ayırmak, ilişkileri rayında tutmanın en güvenli yolu olacaktır. Bu, sadece anlaşamadıkları konularda anlaşacakları anlamına gelmez, aynı zamanda işbirliği yapabilecekleri ve olası çatışmalardan kaçınabilecekleri sınırları da çizecekleri anlamına gelir.
Bu sadece diplomatik bir tercih değil, stratejik bir gerekliliktir.
Doğu Akdeniz, tüm aktörler için kalıcı bir bölge olduğundan ve bu değiştirilemez bir gerçek olduğundan, birbirlerine güvenebilmelidirler.
Kahire ve Ankara için sıfır toplamlı olmayan bir formül önemlidir. Ancak; Ankara ve Kahire, Doğu Akdeniz ve Libya'daki dinamiklerinin dış aktörlerden etkilenmesini önlemelidir.
Libya'dan Gazze'ye kadar birçok bölgesel dosyada işbirliği yapmaları gerektiği düşünüldüğünde, bu durumun önemi daha da artmaktadır.
Kaynak:
Arab NewsİLGİLİ HABERLER

The Guardian: İsrail'in oluşturduğu 'ölüm bölgeleri' ve itiraflar!
The Hill: Asya'daki “güç oyunu” nasıl şekillenecek?
Rusya Ermenistan'ın demiryolu çağrısını kabul edecek mi?
İran İsrail'e meydan okudu: "Savaşa hazırız"
İsrail yapay zekayı kullanarak algoritma operasyonu düzenlemeye hazırlanıyor
İsrail ordusundan skandal infaz talimatı: Taş atan her Filistinliyi öldürün
DİĞER HABERLER
The Atlantic: Ukrayna'ya önerilen anlaşma uygulanabilir mi?
Foreign Policy: Trump küresel kurumları hedef alarak ne hedefliyor?
The New Arab: Küresel güç mücadelesinde Türk Devletleri Örgütü'nün etkisi artıyor
Cato Institute: Trump'ın Gazze barış planı sadece bir hayal mi?
Brussels Signal: ABD-Avrupa ilişkileri kırılma noktasında
The Jerusalem Post: Türkiye, yeni bir Suriye operasyona mı hazırlanıyor?
Asia Times: Ukrayna'ya güvenlik garantisi vermenin ABD için bedeli ne olur?
Gzero Media: ABD neden Avrupa için güvenilmez bir müttefik haline geldi?
Geopolitical Futures: Avrupa 80 yıldır kaçtığı gerçeklerle yüzleşebilecek mi?
Middle East Eye: İsrail ve BAE'nin bölgede yarattığı kaos engellenebilecek mi?


