Asia Times: Trump'ın “Ukrayna'da barış planı” fiyaskoyla mı sonuçlanacak?
Trump'ın Alaska Zirvesi'nde yaptığı hata Avrupa'yı nasıl zor durumda bıraktı? Trump'ın “Ukrayna'da barış planı” fiyaskoyla mı sonuçlanacak?
Son Güncelleme: 23.08.2025 - 00:31
Kanada merkezli yayın organlarından Asia Times'da, ABD Başkanı Trump'ın gerek Alaska gerekse de Washington zirvelerinde yaptığı görüşmelerin, Rusya-Ukrayna savaşının geleceğine etkilerinin değerlendirildiği bir analiz yayınlandı.
ABD Başkanı Trump'ın özellikle Alaska görüşmeleri sırasında Putin'e belirttiği, Ukrayna'ya NATO güvenlik garantisi olmayacağı söyleminin sahadaki barış süreci açısından büyük bir hata olarak ortaya çıktığına dikkat çekilen analizde, bu hatanın NATO'nun liderliğinde düzenlenen “sanal” bir toplantı etrafında ise tescillendiği belirtildi.
Analizde ayrıca, barış anlaşmasının ve Ukrayna'ya güvenlik garantilerinin geleceğine dair öngörülere yer verildi.
İşte Asia Times'da yayınlanan analiz:
Trump yönetimi, 20 Ağustos'ta Rusya ile Ukrayna arasında bir barış anlaşması sağlamak için yaptığı girişimde büyük bir siyasi hata yaptı. Bu hata, NATO'nun liderliğinde düzenlenen “sanal” bir toplantı etrafında ise tescillendi.
Bu toplantı öncesinde Trump, Ruslara herhangi bir anlaşmanın Ukrayna'nın NATO üyeliğini dışlayacağını vaat etmişti. Görünüşe göre Ruslar, Trump'ın bu garantisini NATO barış gücü askerlerinin dahil edilmeyeceği şeklinde yorumladı ve bunun üzerine bir görüşme zemini üzerinde onay verdi.
NATO liderliğindeki toplantının amacı, Ukrayna'nın güvenlik garantisi talebini karşılamak için askeri seçenekleri belirlemekti ve görüşmede, güvenlik garantisinin gerçekte neye benzeyeceği konusunda farklı görüşler ele alındı.
Örneğin, bu garanti askerleri de kapsayacak mıydı? Eğer öyleyse, kaç asker? Ukrayna'da nerede konuşlandırılacaklardı? Ve hangi rolü üstleneceklerdi?
Bazı ülkelerin daha şimdiden asker gönderme konusunda istekli olduğu NATO Genel Sekreteri Rutte tarafından kısa süre içerisinde açıklandı. Özellikle; İngilizler, Fransızlar ve Polonyalılar bu konudaki kararlılıklarını hızlı bir şekilde ortaya koydular.
ABD Başkanı Donald Trump ise, ABD'nin asker göndermeyeceğini, ancak ABD Hava Kuvvetleri aracılığı ile Ukrayna'ya güvenlik garantisi vereceğini söyledi.
ABD'nin taahhüt ettiği bu uçakların çoğunlukla casus uçakları olacağı tahmin ediliyor ki ABD zaten bunu düzenli olarak yapıyor. Ancak Trump farklı olarak, ABD'nin Rusya'ya karşı hava üstünlüğünü de atıfta bulunarakk, ABD hava devriyelerinin F-35 gibi savaş uçaklarını da içerebileceğini ima etti.
Peki bu uçaklar Ukrayna topraklarından mı, yoksa örneğin Polonya ve Romanya'daki üslerden mi hareket edecek?
Sanal toplantıya 32 NATO üye ülkesinin savunma bakanları katıldı ve toplantı, NATO Askeri Komitesi Başkanı İtalyan Amiral Giuseppe Cavo Dragone tarafından yönetildi.
Yeni Avrupa Müttefik Kuvvetleri Komutanı (SACEUR) ve ABD Avrupa Komutanlığı lideri ABD'li General Alexus Grynkewich, sanal toplantıda ilk brifingini verdi. Toplantıya ABD Genelkurmay Başkanı General Dan Caine de katıldı.
Ancak bu toplantıdan sızan bilgilere dair Rusya'nın tepkisi gecikmedi ve Kremlin, Ukrayna'nın güvenlik garantilerine yabancı ülkelerin katılımını reddetti.
Ukrayna topraklarına yabancı askerlerin konuşlandırılması olasılığı hakkında konuşan Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Moskova'nın bunu kabul edilemez olarak gördüğünü belirtti.
Lavrov yaptığı açıklamada;
“Umarım Avrupa'daki tüm mantıklı siyasi güçler, bunun kesinlikle kabul edilemez olduğunu anlarlar”
açıklamasında bulundu ve bu tür önerilerin “hiçbir yere varamayacak bir yol” olduğunu da sözlerine ekledi.
Diğer yandan Trump yönetiminin, Rusların NATO ülkelerinin Ukrayna'ya güvenlik sağlamasını kabul edeceğine inanmasına neyin yol açtığını kesin olarak söylemek zor. Zira NATO bayrağı altında Ukrayna'ya güvenlik sağlanmasının anlaşmaya varılması konusunda önemli bir engel oluşturacağı açık.
Ayrıca Alaska ve Washington'da düzenlenen zirvelerin ardından, Ukrayna'nın Donbas'ın tamamını veya bir kısmını teslim etmesini içeren herhangi bir barış anlaşmasına da karşı çıkılmaya başlandı.
21 Ağustos tarihli bir haberde, Washington Times gazetesi, bu şarta bağlı herhangi bir anlaşmanın Zelenzkiy tarafından reddedildiğini ve daha da önemlisi çok tehlikeli olduğunu yazdı.
Haberde;
"Ukrayna'nın Donbas bölgesinin bir kısmını Moskova'ya devredecek herhangi bir anlaşmanın ardındaki çirkin gerçek, bu anlaşmanın Rus ordusunu güçlendireği ve büyük güçler arasındaki rekabet çağında Amerika'nın önde gelen düşmanlarından birine büyük bir zafer kazandırabileceği gerçeğidir.”
İfadeleri kullanıldı.
Haberin devamında ise;
“Böyle bir senaryoda Ukrayna, en güçlü savunma mevzilerini kaybedecektir. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in generalleri, stratejik açıdan hayati öneme sahip bu bölgede yeni askeri üsler kurarak varlıklarını daha da güçlendirmeye çalışacaktır. Ayrıca Rus donanması Karadeniz üzerinde daha da büyük bir kontrol elde edecektir.”
değerlendirmesinde bulunuldu.
Tüm bu gelişmeler gösteriyor ki; diplomatik süreçler kağıt üzerinde devam ederken, Trump'ın Ukrayna için barış girişimi için sorunlar gün geçtikçe artıyor.
Kaynak:
Asia TimesİLGİLİ HABERLER
The New Arab: Netanyahu küresel düzen için sorun haline gelecek
The New York Times: Dünya artık İsrail’den nefret ediyor
The Hill: Trump neden Putin'i “ödüllendirmek” istiyor?
Somali Başbakanı Barre: "Trump'a yanıt vermeye bile gerek yok"
Avrupalı liderlerden ABD'nin barış görüşmelerine sert eleştiri
Brussels Signal: Çok kutuplu düzende Avrupa'ya yer yok
DİĞER HABERLER
Brussels Signal: Çok kutuplu düzende Avrupa'ya yer yok
The Hill: Trump neden Putin'i “ödüllendirmek” istiyor?
Real Clear World: Trump'ın saldırgan yeni Batı Yarımküre doktrini
Gulf State Analytics: İsrail'in Suriye'deki asıl hedefi ne?
The New Arab: İsrail'in “zorla nakil” stratejisinin arka planı
Politico: Avrupa'nın zayıflık psikolojisi tırmanıyor
The National Interest: Japonya, 3. Dünya Savaşı'nın fitilini mi ateşledi?
Carnegie Endowment: Türkiye Ukrayna barış sürecinde kilit aktör olabilir.
The Telegraph: Avrupa varoluşsal krizini aşabilecek mi?
UnHerd: İsrail'in saldırganlığı üçüncü bir dünya düzenini mi başlatacak?


