Baksı Müzesi'den iki yeni sergi
Bayburt'taki Baksı Müzesi, "Ütopya Atölyeleri"ne ve "Sessiz Hayatlar, Büyük Hikâyeler" sergisine ev sahipliği yapıyor. Müzedeki sanatçılar, doğayla kurulan bağın ve eski nesnelerin yeniden canlandırılmasının sürdürülebilirlik için önemini vurguluyor.
Son Güncelleme: 08.07.2025 - 16:39
Baksı Müzesi'nde yürütülen "Ütopya Atölyeleri", sanatçıların rehberliğinde genç sanatçılar için derinlikli bir dönüşüm deneyimi sunuyor. Sanatçı Osman Dinç, bu atölyeleri "Usta-çırak ilişkisini yeniden canlandırmak, genç sanatçılarla birebir iletişimi mümkün kıldı" şeklinde tanımlıyor.
Sanat tarihçisi ve sanatçı Nancy Atakan, doğayla bağ kurmanın ve eski nesnelere yeni hayatlar vermenin sürdürülebilirliğe dair bir yaklaşım sunduğunu belirtiyor. Mehmet Kavukçu, "Doğa, hem bireysel hem de kolektif bilinç için eşsiz bir kaynak sağladı" derken; ressam Yeşim Akdeniz, Baksı'yı "öğrencilerim için geleneksel ile çağdaşın birlikte düşünüldüğü bir düşünce alanına dönüştü" dedi.
Helga Franke'den "Sessiz Hayatlar, Büyük Hikayeler"
Baksı Müzesi'nde izleyiciyle buluşan bir diğer sergi, Helga Franke’nin el emeği eserlerinin yer aldığı "Sessiz Hayatlar, Büyük Hikâyeler". Almanya doğumlu, Avustralya’da yaşamını sürdüren ve Türkiye’ye gönül vermiş 1924 doğumlu Franke'nin 100 yıllık yaşamının ilmek ilmek işlenmiş dantel ve işlemeleri, sabır ve tutkuyla oluşturduğu bir yaşam hikayesini gözler önüne seriyor.
1950'de Avustralya’ya göç eden ve uzun yıllar devlet demiryollarında çalışan Franke, boş zamanlarında bu el işlerini üretir. Hayatının dönüm noktalarından biri, 1968'de Avustralya’ya gelen Sarıkamışlı Sabahattin Tölük ile tanışması olur. İkili, Franke’nin 2024'te 100 yaşına kadar birlikte yaşarlar. Franke’nin vefatının ardından, Sabahattin Tölük’ün "Unutulmayanlar ölmemiştir" sözüyle bu el işleri yeniden hayat bularak Bayburt’taki Baksı Müzesi’ne ulaşır. Tölük’ün en büyük arzusu, bu eserlerin bölgedeki genç kızlara ilham olmasıdır.
Prof. Hüsamettin Koçan: "Çağımızda sadakat ve tutkunun hikayesi"
Baksı Müzesi Kurucusu Prof. Hüsamettin Koçan, Sabahattin Tölük’ün Helga Franke’nin anısını yaşatma çabalarından derinden etkilendiğini belirtiyor. Koçan, bu serginin sadece bir el sanatı değil, aynı zamanda sadakat ve tutkunun değerli bir yaşam tanıklığı olduğunu vurguluyor.
Müzeye getirilen koleksiyonu açtıklarında karşılarına son derece renkli, düzenli ve üretken bir kişilik çıktığını belirten Koçan, "Bu buluşmayı gerçekleştirmek aslında çağımızın ruhuna çok da uyan bir şey değildi; biraz eski zaman aşklarındaki gibi, Leyla ile Mecnun’un hikâyesi gibiydi" dedi. Bu özel hikâyeyi müzelerinde "Sessiz Hayatlar, Büyük Hikâyeler" sergisiyle paylaşmaya karar verdiklerini ve serginin geleneksel tığ tekniğiyle anlatılan bir yaşam öyküsü olduğunu belirtti.
Kaynak:
ArtDog İstanbulGDH Digital Telegram kanalına abone olabilirsiniz.
etiketler
İLGİLİ HABERLER
Kıyafetler nasıl diplomasi aracı oldu: Rönesans İtalyası'nın "It Girl" güç savaşları
"Vatan şairi" Namık Kemal vefatının 137. yılında anılıyor
Rubens'in yüzyıllardır kayıp olan tablosu rekor fiyata satıldı
"Adile" filminin galası İstanbul'da gerçekleştirildi
18. İstanbul Bienali tarihinin rekorunu kırdı
Türk el sanatları, kültürel mal ihracatının lokomotifi oldu
DİĞER HABERLER
Kıyafetler nasıl diplomasi aracı oldu: Rönesans İtalyası'nın "It Girl" güç savaşları
"Adile" filminin galası İstanbul'da gerçekleştirildi
Rubens'in yüzyıllardır kayıp olan tablosu rekor fiyata satıldı
Türk el sanatları, kültürel mal ihracatının lokomotifi oldu
18. İstanbul Bienali tarihinin rekorunu kırdı
"Vatan şairi" Namık Kemal vefatının 137. yılında anılıyor
İnsan emeğiyle yazılan kitaplar lüks bir tüketim mi olacak?
James Cameron: Avatar’ın geleceği filmin başarısına bağlı
Louvre Müzesi'nden Avrupa dışı ziyaretçilere zam kararı
Hatay'ın tarihi mozaikleri yakma yöntemiyle ahşaba işleniyor



