Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan faize dayalı sistemle mücadeleye vurgu: Geri durmayacağız

• Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2. İstanbul Dünya İslam Ekonomisi Zirvesi'nde konuştu.
• Faize dayalı ekonomik sistemle mücadele ettiğini ve devam edeceğini belirtti.
• Alternatif çözümlerin toplumda yaygınlaşması için çaba harcayacaklarını vurguladı.
• Türkiye'nin ve İstanbul Finans Merkezi'nin İslami finans dünyası için yeni fırsatlar sunduğunu ifade etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul'da 3 kıtanın kavşak noktasında düzenlenen 2. İstanbul Dünya İslam Ekonomisi Zirvesi'nde misafirleri ağırlamaktan onur duyduğunu belirtti. Özellikle yurt dışından gelen misafirlerin bu kadim şehri bütün yönleriyle yaşamalarını temenni etti. Erdoğan, İslami finansın kurucularından Şeyh Salih Abdullah Kamil'i rahmetle anarken, Abdullah Salih Kamil'i de tebrik etti.

İstanbul'un küresel bir merkez haline gelmesi için atılan adımların ülkenin yanı sıra İslami finans dünyası için yeni fırsatlar sunduğunu dile getirdi. İstanbul Finans Merkezi çatısı altındaki iş birliklerinin küresel entegrasyon kadar İslami değerleri koruyan bir model inşa etme gayretinin en somut nişanesi olduğunu söyledi.

Katılım Finans'ın İstanbul merkezli gelişmesine büyük önem verdiklerini ve sahip olduğu potansiyelin İstanbul'a çok ciddi avantaj sağladığını vurguladı.

Küresel ekonomik sisteme itiraz ve faizsiz ekonomi özlemi

Cumhurbaşkanı Erdoğan, insan odaklı, adaletli, merhametli ve sorumlu bir paradigmaya olan ihtiyacın arttığını belirtti. Cari küresel ekonomik sistemin sadece tüketimi ve kar maksimizasyonunu hedefleyen sorunlu yapısıyla insani değerleri geri planda tuttuğunu ve eşitsizlikleri beslediğini ifade etti.

Mevcut sistemin ekonomik kalkındırmayı bulmak yerine asıl problemleri örttüğünü ve birçok uzman tarafından bu haliyle devam edemeyeceğinin ifade edildiğini aktardı.

Erdoğan, yarım asra yaklaşan siyasi hayatı boyunca milletin takdiriyle geldiği tüm görevlerde faize dayalı ekonomik sistemle mücadele etmiş bir lider olduğunu söyledi.

Gelir adaletsizliğini bozan, milyarlarca insanı kölesi haline getiren çarpık sisteme daima itiraz ettiğini belirtti. "Faize dayalı bir ekonomik sistemi meşru göremeyeceğimizi sık sık ifade ettim" diyen Erdoğan, "Rantiyenin sesi olan muhalefet bunda da hep karşımıza dikildi.

Doğru olan politikalarda dahil bu ülkenin hayrına dokunacak milli bir duruş sergileyemediler" eleştirisinde bulundu.

Alternatif çözümler ve Katılım Bankacılığı hedefi

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Oysa insanlığı faize mahkum bırakan küresel sisteme itiraz etmek yerilecek değil takdir edilecek vakur bir tavırdır. Tayyip Erdoğan olarak faizsiz ekonomiye olan özlemimi şahsen bundan sonra da gür bir seda ile dillendirmeye devam edeceğim" dedi.

Dünyada artan eşitsizlikler, finansal krizlerin sebep olduğu güven bunalımı ve ciddi ekonomik risklerin, yeni modeller geliştirmeye teşvik ettiğini belirtti.

İslami ekonominin risk paylaşımını, adaleti ve toplumsal dayanışmayı merkeze alan özgün yapısıyla öne çıktığını vurguladı. Tüm teşviklere rağmen ülkede katılım bankacılığının yüzde 8,1 oranında kalmasını yeterli bulmadıklarını ifade etti.

Türkiye Varlık Fonu tarafından gerçekleştirilen 1 milyar dolarlık sukuk ihracının kıymetli olduğunu ancak önlerinde ciddi mesafe bulunduğunu belirtti. Halkbank'ın katılım finans sektöründe hizmet verecek olmasını memnuniyetle karşıladığını ve bu stratejik karardan ötürü kendilerini tebrik ettiğini söyledi.

Küresel zorluklar ve deprem sonrası Türkiye

Erdoğan, İslami ekonominin faizsiz ekonominin de ötesine geçen boyutları, ilkeleri, umdeleri ve düzenlemeleri intiva ettiğinin unutulmaması gerektiğini vurguladı. Londra'nın yanında İstanbul'un da ev sahipliği yaptığı Al Baraka zirvelerinin bu bakımdan önemli bir rol oynadığını söyledi.

Al Baraka gibi platformların İslam aleminin farklı coğrafyalarındaki kuruluşları bir araya getirerek ortak stratejiler çıkmasına olanak sağladığını ve stratejilerin yalnızca bugünün değil yarının ihtiyaçlarına da temelini atılmasına vesile olacağına inandığını belirtti.

Zirvenin düzenlenmesinde emeği geçen Al Baraka Forum başta olmak üzere, Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi, Türkiye Varlık Fonu, İstanbul Finans Merkezi, Halkbank, İslam İşbirliği Gençlik Forumu ile İbni Haldun Üniversitesine teşekkür etti.

Küresel ekonomide ticaret savaşlarının alevlendiği, jeopolitik risklerin yüksek seyrettiği zorlu bir dönemden geçildiğini dile getiren Erdoğan, yüksek küresel borçluluk, yaşlanan nüfus, iklim değişikliği gibi sorunların küresel büyüme üzerinde baskılar oluşturduğunu söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Gezi olayları olmasaydı Türkiye bugün çok farklı bir konumda olurdu. İstanbul merkezli yolsuzluk ve rüşvet soruşturmasını müteakip sokak terörü ve boykot çağrıları bu saldırıların devamı niteliğindeydi.

Ülkemizde bütün umudunu Türkiye’nin ekonomik olarak tökezlemesine bağlamış köhne bir zihniyet var. Tayyip Erdoğan kaybetsin de gerekirse Türkiye batsın anlayışıyla bir yere varamazsınız” diyerek muhalefete eleştirilerde bulundu.

Artan belirsizlikler nedeniyle özellikle bazı sektörlerde ciddi sıkıntıların baş gösterdiğini ve Avrupa Birliği'nin son 2 yılda yüzde 0,8 büyüyebildiğini örnek verdi.

Türkiye olarak ekonomik maliyeti 105 milyar dolar olan deprem felaketinin izlerini silmeye çalıştıklarını ve son 2 yılda bu amaçla kullanılan kaynağın tutarının 75 milyar doları bulduğunu belirtti. 201 bin konutun anahtarını teslim ettiklerini ve yıl sonuna kadar 252 bin konutun anahtarlarını depremzedelere teslim edeceklerini sözlerine ekledi.