Filmler neden ikinci kez vizyona giriyor?
Son yıllarda sinema salonları boşalmaya başlayınca, çözüm olarak eski filmlerin yeniden vizyona sokulması gündeme geldi. Ancak sektör temsilcileri, bu yöntemin kalıcı bir çözüm olmadığını ve sadece geçici bir uygulama olduğunu vurguluyor.
Son Güncelleme: 20.08.2025 - 16:46
- Türkiye’de sinema seyirci sayısı 70 milyondan 32 milyona düştü.
- Baba, Whiplash, Issız Adam, Bergen, Müslüm ve Düğün Dernek gibi filmler yeniden vizyona girdi.
- Yönetmen Murat Onbul, bu uygulamayı “seans boş kalmasın çabası” olarak değerlendirdi.
- Yapımcı Ertuğrul Fındık, devletin yapısal bir müdahale yapması gerektiğini söyledi.
Seyirciler dijital platformlara yöneldi
Pandemi sonrası dijital platformlara ilginin artması, izleyicilerin sinema salonlarından uzaklaşmasına yol açtı. Türkiye’de bir dönem 70 milyonlara ulaşan yıllık seyirci sayısı geçtiğimiz yıl yalnızca 32 milyon olarak kaydedildi.
Sektörün sürekli küçülmesi, salon işletmecilerini eski filmleri yeniden vizyona sokmaya yöneltti. Ancak bu yöntem, kalıcı bir çözüm olarak görülmüyor.
Seansların boş kalmaması için tercih ediliyor
Yönetmen Murat Onbul, eski filmlerin yeniden vizyona sokulmasının sektörü canlandırmaktan çok boş seansları doldurmak amacı taşıdığını belirtti. Onbul, “Bu biraz seans boş kalmasın çabası gibi geliyor bana. Malum, sinema filmi üretimi oldukça azaldı, yapılan filmler de sinema seyircisi için yapılmıyor, daha çok sinemada görünüp dijital platformlara satılmak için yapılıyor” dedi.
Onbul ayrıca, günümüz izleyicisinin kısa süreli içeriklere alıştığını vurguladı. “Günde 20 saat baktığımız telefon ekranı görsel hafızamızı yok etti. Reels seyrederek aldığımız 30 saniyelik hazlar gerçek zevk algılarımızı köreltti. Ama bu artık yeni gerçeklik ve bu gerçeklikte eski dünya senaryolarının bir karşılığı var mı?” ifadelerini kullandı.
Devlet desteği olmadan sektörün ayakta kalması zor
Yapımcı Ertuğrul Fındık, eski filmlerin yeniden gösterime girmesini sinemanın çaresiz bir çırpınışı olarak değerlendirdi. “Eski bir filmin belli bir sayıda kişi tarafından izlenmesinin yapımcı ve dağıtımcı arkadaşlara -üç beş kuruş- kazandırmak dışında bir anlamı yok” dedi.
Fındık, devletin sektöre yapısal bir müdahalede bulunması gerektiğini dile getirdi. “Sinema salonlarının kalitesi berbat durumda, denetim yok. Kayıp kaçak oranları yeniden yüzde 30-40’lara çıktı. Dengesiz bilet fiyatlarını promosyonla dengelemek mümkün. Seyirci nüfusu artarsa her şey düzelir. Bağımsız sinema ile salonlar ayakta kalamaz” sözleriyle durumu özetledi.
İkinci vizyon mantıklı bir ara çözüm olabilir
Yönetmen Murat Saraçoğlu, yüksek bütçeli film üretmenin riskli hale geldiğini belirtti. “60-70 milyon liralık bir yapım için izleyici garantisi vermek imkânsıza yakın. Bu nedenle klasikleşmiş yapımları yeniden gösterime sokmak hem nostaljik bir değer yaratıyor hem de salonları canlı tutuyor” ifadelerini kullandı.
Saraçoğlu, izleyici alışkanlıklarının değiştiğini de hatırlattı. “Sinema salonları artık eskisi gibi ‘filmle baş başa kalınan’ yerler değil. Seyircilerin telefon kullanması, yiyecek-içecek tüketimi dikkatin dağılmasına yol açıyor. Ev konforunda film izlemek artık daha cazip hale geldi” dedi.
Nostalji çözüm değil, özgün yapımlar üretilmeli
Yönetmen Meryem Beyza Er ise eski filmlerin yeniden vizyona girmesini “nostaljik bir hoşluk” olarak nitelendirdi. “İzleyiciyi salonlara çekmek için eski filmleri yeniden vizyona sokmak sadece nostaljik bir hoşluk olabilir, ancak bu yaklaşım, sinemanın olması gereken yere dönmesi için asla yeterli değildir” dedi.
Er, asıl sorunun seyircinin güven kaybı olduğunu vurguladı. “Bu yüzden sadece ve sadece özgün filmler üretilmelidir. Batan gemiyi kurtarmak yerine elimizdeki cevheri tekrar işlememiz gerektiğinin hatırlanmasını umuyorum” ifadeleriyle çağrıda bulundu.
Kaynak:
Yeni Şafaketiketler
İLGİLİ HABERLER
Kıyafetler nasıl diplomasi aracı oldu: Rönesans İtalyası'nın "It Girl" güç savaşları
"Vatan şairi" Namık Kemal vefatının 137. yılında anılıyor
Rubens'in yüzyıllardır kayıp olan tablosu rekor fiyata satıldı
"Adile" filminin galası İstanbul'da gerçekleştirildi
18. İstanbul Bienali tarihinin rekorunu kırdı
Türk el sanatları, kültürel mal ihracatının lokomotifi oldu
DİĞER HABERLER
Kıyafetler nasıl diplomasi aracı oldu: Rönesans İtalyası'nın "It Girl" güç savaşları
"Adile" filminin galası İstanbul'da gerçekleştirildi
Rubens'in yüzyıllardır kayıp olan tablosu rekor fiyata satıldı
Türk el sanatları, kültürel mal ihracatının lokomotifi oldu
18. İstanbul Bienali tarihinin rekorunu kırdı
"Vatan şairi" Namık Kemal vefatının 137. yılında anılıyor
İnsan emeğiyle yazılan kitaplar lüks bir tüketim mi olacak?
James Cameron: Avatar’ın geleceği filmin başarısına bağlı
Louvre Müzesi'nden Avrupa dışı ziyaretçilere zam kararı
Hatay'ın tarihi mozaikleri yakma yöntemiyle ahşaba işleniyor



