Kolezyum'un deneyim hikayesini Türk firması dünyaya sunacak
Kolezyum'un hikâyesi, deneyim müzeciliği alanında uluslararası arenada yerini alan ilk Türk şirketinin son teknolojileri kullanarak yarattığı deneyim müzesinde yeniden hayat buluyor.
Son Güncelleme: 20.11.2025 - 10:20
- Ödüllü DEM Müzecilik, Ayasofya ve Efes'ten sonra tecrübesini İtalya'ya taşıyarak, deneyim müzeciliği alanında uluslararası ölçekte faaliyet gösteren ilk Türk şirketi unvanını alıyor.
- Şirket, kuracağı yeni nesil müze ile geçtiğimiz yıl 14,7 milyon ziyaretçi ağırlayan Kolezyum'un geçmişini ve efsanelerini son teknolojileri kullanarak ziyaretçilere sürükleyici bir şekilde yaşatmayı hedefliyor.
- Yönetim Kurulu Başkanı Uğur Esin, 35 yıllık teknoloji tecrübesini kültür sanat alanına taşıyarak kültürel mirası gelecek nesillere aktarma vizyonunu benimsediklerini belirtti.
- Proje, içerik kurgusundan mekân tasarımına, biletlemeden günlük operasyonlara kadar uçtan uca yönetim süreçlerinin bir Türk şirketi tarafından üstlenilmesi açısından büyük önem taşıyor.
Türkiye'den dünyaya açılan deneyim müzeciliği
Efes Deneyim Müzesi ile 2024'te "Dünyanın en iyi müzesi" unvanını kazanan ve Ayasofya Tarih ve Deneyim Müzesi ile son üç yılda 14 küresel ödül toplayan DEM Müzecilik, tecrübe birikimini küresel ölçeğe taşıyor.
Kurulduğu günden itibaren teknoloji ve müzecilik alanında yenilikçi yaklaşımlar sergileyen firmanın Yönetim Kurulu Başkanı Uğur Esin, böylesine önemli bir projeyle ülkeyi uluslararası arenada temsil etmenin büyük mutluluk verdiğini ifade etti.
DEM'in köklü bir teknoloji geçmişine sahip olduğunu belirten Esin, ilk şirketleri ASTEL ile 35 yıl önce özel televizyonculuğun oluşumunda yayıncılık altyapısının kurulmasında önemli rol oynadıklarını hatırlattı.
Sinemaların dijitalleşmesinden yüksek güvenlikli mekân çözümlerine kadar birçok sektörde anahtar teslim çözümler ürettiklerini ve sayısız ulusal ve uluslararası projeye imza attıklarını aktardı.
Kültürel mirası teknolojinin gücüyle buluşturuyor
Son 15 yılda bu kapsamlı teknoloji mirasını kültür ve sanat alanına taşıdıklarını söyleyen Uğur Esin, bugüne kadar yurt içi ve yurt dışında 18 müzenin hayata geçirilmesinde aktif rol aldıklarını belirtti.
Esin, geleneksel müzecilik pratikleriyle teknolojiyi birleştirerek "deneyim müzeciliği" akımının Türkiye'deki ilk temsilcisi olduklarını vurguladı.
Yaptıkları işler ve uluslararası ödüllerle Türkiye'yi gururla temsil ettiklerini dile getiren Esin, kültürel mirasın sadece korunması değil, aynı zamanda paylaşılması, hissettirilmesi ve canlı tutulması gerektiğine inandıklarını ifade etti.
Esin, kültürel kimliğin ve geçmişle bağın, gelecek nesillere aktarılacak en kıymetli miras olduğunu belirtti.
Z kuşağının algı biçimine uygun sistemler
Müzecilikteki bu teknolojik gelişimin, toplumun tüm kesimlerinde tarihe olan ilgiyi artırdığını belirten Esin, özellikle dijital dünyaya doğan Z kuşağının öğrenme ve algılama şekline uygun bir alan yarattığını kaydetti.
Günümüzde kullandıkları ileri teknolojilerin, gençlerin tarihi daha kolay anlamalarını ve bilinçli bireyler olarak yetişmelerini sağladığını aktardı.
Eğitimde büyük bir potansiyel barındıran bu sistemlerin, kültürel mirasın aktarımını bir fırsata dönüştürdüğünü dile getirdi. Bu sayede genç jenerasyonun müzelere olan ilgisinin kayda değer oranda arttığını gözlemlediklerini söyledi.
Esin, deneyim müzeciliğinin sadece turizm değil; eğitim ve miras aktarımı sorumluluğu açısından da hayati öneme sahip olduğunu belirtti.
35 yıllık görsel ve işitsel teknoloji tecrübelerini bu önemli değerin hizmetine sunduklarını söyleyen Esin, teknolojinin vizyonla birleştiğinde insanla kültürel miras arasında kalıcı bir köprü inşa ettiğini vurguladı.
Kolezyum'da immersif bir deneyim alanı kuruluyor
DEM'in misyonunun basit ancak güçlü olduğunu belirten Esin, "İnsanlığın en eski hikâyelerini çağımızın en gelişmiş araçlarıyla anlatmak" vizyonuyla hareket ettiklerini söyledi.
Hikâye anlatımına bütünsel bir yaklaşımla baktıklarını, içerik üretimi, deneyim tasarımı ve sergi planlamasını tek bir büyük vizyonun parçaları olarak ele aldıklarını dile getirdi.
Kurulan sistemler ve kullanılan teknolojiler sayesinde kültürel mirasın, ziyaretçiyi içine çeken, zamanı unutturan, duygusal bağ kurduran ve eserleri ölümsüzleştiren yaşayan bir deneyim haline geldiğini ifade etti.
Roma'da Kolezyum'da da bu yaklaşımlasürükleyici (immersif) bir deneyim alanı kuracaklarını belirten Esin, projenin yönetimini tamamen kendilerinin üstleneceğini söyledi.
Binanın renovasyon sürecinin ardından projenin tamamlanmasıyla tüm operasyonu da kendilerinin yürüteceğini belirten Esin, böylesine kapsamlı bir projeyi bir Türk şirketinin hayata geçirmesinin, Türkiye adına büyük bir gurur kaynağı olduğunu vurguladı.
Kaynak:
ArtkolikGDH Digital Telegram kanalına abone olabilirsiniz.
İLGİLİ HABERLER
Kıyafetler nasıl diplomasi aracı oldu: Rönesans İtalyası'nın "It Girl" güç savaşları
"Vatan şairi" Namık Kemal vefatının 137. yılında anılıyor
Rubens'in yüzyıllardır kayıp olan tablosu rekor fiyata satıldı
"Adile" filminin galası İstanbul'da gerçekleştirildi
18. İstanbul Bienali tarihinin rekorunu kırdı
Türk el sanatları, kültürel mal ihracatının lokomotifi oldu
DİĞER HABERLER
Kıyafetler nasıl diplomasi aracı oldu: Rönesans İtalyası'nın "It Girl" güç savaşları
"Adile" filminin galası İstanbul'da gerçekleştirildi
Rubens'in yüzyıllardır kayıp olan tablosu rekor fiyata satıldı
Türk el sanatları, kültürel mal ihracatının lokomotifi oldu
18. İstanbul Bienali tarihinin rekorunu kırdı
"Vatan şairi" Namık Kemal vefatının 137. yılında anılıyor
İnsan emeğiyle yazılan kitaplar lüks bir tüketim mi olacak?
James Cameron: Avatar’ın geleceği filmin başarısına bağlı
Louvre Müzesi'nden Avrupa dışı ziyaretçilere zam kararı
Hatay'ın tarihi mozaikleri yakma yöntemiyle ahşaba işleniyor



