Meghan ve Harry'nin belgeseli monarşiye zarar verebildi mi?

Prens Harry ve eşi Meghan'ın Netflix belgeselinin yayınlanmasından sonra düşünülen ilk şey, monarşinin Kral Charles'a ve monarşiye kalıcı bir zarar verip vermeyeceği oldu.

Netflix'in altı saatten fazla süren belgeselinde, , Harry ve Meghan'ın birçok duygusal sahnesi yayınlandı.

Perşembe günü yayınlanan son bölümlerden birinde Prens Harry kraliyet için, "Diğer herkesin sizi eğlence olarak gördüğü bir pembe dizide yaşamak gibi," dedi.

Çift, 2018'de ışıltılı bir törenle evlendiğinde, birliktelikleri temiz bir nefes, modern bir monarşinin başlangıcı olarak tanımlanmıştı: o zamanlar popüler olan bir prens ile göz alıcı melez bir Amerikalı aktrisin evlenebilmesi büyüleyiciydi.

Ancak belgeselde anlattığı gibi, bu peri masalı, Harry'nin ağabeyi ve şimdi tahtın varisi Prens William için çalışanları suçladığı bir dizi olumsuz basın haberi nedeniyle kısa sürede bozuldu.

Harry, nişanlarında ailesinin ona karşı hisleri hakkında "Soğuk görünüyorlardı ama aynı zamanda soğuklardı" dedi.

2020'de çift, kraliyet görevlerinden ayrılmaya, Kaliforniya'ya taşınmaya ve finansal olarak bağımsız olmaya karar verdi.

Yakın tarihli "Charles: Heart of a King" biyografisinin yazarı Catherine Mayer, Sussex Dükü ve Düşesi'nin ayrılmasının kurum için kötü bir haber olduğunu söyledi.

Reuters'e verdiği demeçte, "Meghan ve Harry'nin kraliyet saflarından ayrılması, monarşiye, onları karalayan haberlerin anladığından veya kabul ettiğinden çok daha fazla zarar verdi." dedi.

"Meghan'ın kraliyete gelişi, beyaz olmayanlar için umut kaynağıydı. Ayrılışı bir başarısızlık ve ihanet olarak görülüyor ve bu, monarşiye son derece zarar veriyordu." 

Ancak kamuoyu oylamaları bunun tamamen böyle olmadığını gösteriyor. Geçen hafta yapılan bir YouGov anketine göre, bir zamanlar reytinglerin zirvesinde olan Harry ve Meghan, şubat ayında ABD'de bir cinsel istismar davasını çözen amcası Prens Andrew haricinde artık Birleşik Krallık'taki en sevilmeyen kraliyet ailesi üyeleri. William ve eşi Kate en popüler olanlar, ancak araştırmalar genel olarak genç insanların monarşi konusunda yaşlı Britanyalılardan çok daha kararsız olduğunu gösteriyor.

Kraliyet ailesi daha önce de benzer bir pozisyona düşmüştü. 1990'ların başında, Charles'ın ilk karısı Harry'nin annesi Prenses Diana ile olan evliliğinin sona ermesi, tüm medyada çarpıcı bir şekilde yankı bulmuştu. 

Diana'nın kraliyet ailesine karşı suçlamaları ve 1997'deki ölümü sonrasında, 1000 yıllık kurumun geleceği zaman zaman belirsiz görünüyordu. Ancak Harry ve kardeşi William'ın öne çıkmasıyla kraliyet her zamankinden daha popüler hale geldi.

Harry'nin kendisine ve Meghan'a yöneltilen olumsuz söylemlerşe ilgili değerlendirmesi doğruysa - ki bu suçlama kamu gazeteleri ve yardımcıları tarafından reddedildi - o zaman bu çalışma belki de bir başarı olarak görülebilir.

Savanta araştırmasına göre, Birleşik Krallık'ta yanıt verenlerin %59'u Harry ve Meghan'ın belgesellerini yayınlamasının kötü bir fikir olduğunu söylüyor ve izleyicilerin yarısı belgeselin çiftin yaşadıklarını doğrudan aktaramayacağını düşünüyor.

Kraliyet biyografisini yazan Claudia Joseph, Netflix (NFLX.O) belgeseli hakkında "Şahsen bunun monarşiye kalıcı bir zarar vereceğini düşünmüyorum" dedi.

Ya da 45 yaşındaki Londralı Tarek Hilal'in Perşembe günü dediği gibi: "Uzun vadede hiçbir fark yaratmayacak. Bu belgesel, monarşi için ufak bir fırtına yaratabilir sadece.