
Türkiye hava sahasına kontrolsüz giriş yapan bir kamikaze dronun tespit edilerek düşürülmesi Türkiye’de birçok tartışmanın da fitilini ateşledi. Bu vaka, dronların neden radarlar ve hava savunma sistemleri için ‘zor hedef’ olduğunu da bir kez daha göstermiş oldu.
Son Güncelleme: 18 Aralık 2025 Perşembe - 12:55 | GDH Haber
Geçtiğimiz gün Türkiye hava sahasına kontrolsüz giriş yapan bir kamikaze dronun tespit edilerek düşürülmesi Türkiye’de birçok tartışmanın da fitilini ateşledi. Aynı zamanda modern hava savunmasının karşılaştığı zorlukları çarpıcı şekilde ortaya koydu.
15 Aralık 2025'te, Karadeniz üzerinden Türkiye hava sahasına yaklaşan kimliği belirsiz bir insansız hava aracı (İHA/SİHA) tespit edildi. Millî Savunma Bakanlığı'nın açıklamasına göre, mezkûr dron kontrolden çıktığı değerlendirilerek takip edildi ve Türk F-16 savaş uçakları tarafından Çankırı-Elmadağ civarında, meskûn mahal dışında güvenli bir bölgede vurularak düşürüldü.
Kimliği belirsiz dron, Türkiye hava sahasına Kastamonu hattından giriş yaparak Ankara yakınlarına kadar ilerleyince ‘Neden sınırda veya Karadeniz üzerinde anında vurularak düşürülmedi?’ sorusunu gündeme getirdi.
Bu dron yüksek ihtimal Rusya-Ukrayna savaşı ile bağlantılı ve MSB açıklamalarına göre kontrolden çıkmış bir dron lakin Ankara istikametine yaklaşınca Esenboğa Havalimanına yapılan uçuşlar ya da buradan yapılacak tüm kalkışlar geçici olarak anında durduruldu.
Bu vaka, dronların neden radarlar ve hava savunma sistemleri için ‘zor hedef’ olduğunu da bir kez daha göstermiş oldu. İran yapımı Shahed-136 gibi kamikaze dronlar, düşük radar izi nedeniyle oldukça zor tespit ediliyor.
Dronları tespit ve imha etmenin teknik zorlukları
Modern dronlar, özellikle kamikaze tipi olanlar (örneğin İran yapımı Shahed-136 veya Rus Lancet), geleneksel hava savunma sistemlerini zorlayacak şekilde tasarlanıyor. İşte başlıca nedenler:
Dronlar küçük boyutlu (kanat açıklığı 2-3 metre) ve genellikle plastik, kompozit veya karbon fiber malzemeden yapılıyor. Bu, radar dalgalarını daha az yansıtıyor – RCS'leri bazen bir kuş kadar düşük (0,01 m² veya altı). Geleneksel radarlar, büyük uçaklar veya füzeler için optimize edilerek üretilmiş, küçük nesneleri kuş veya clutter (yer yansıması) olarak filtreleyerek tehdit olarak algılayamayabiliyor.
Çoğu dron yerden 50-200 metre yükseklikte uçuyor. Radarlar düz çizgiyle çalıştığı için tepeler, ağaçlar veya binalar seyir halindeki dron için gizleme sağlıyor. Türkiye'deki olayda da İHA'nın düşük irtifada ilerlemesi, erken tespiti zorlaştırmış olabilir.
Kamikaze dronlar 150-200 km/s hızda uçuyor. Radarlar, hızlı hedefleri Doppler kaymasıyla ayırt eder; yavaş olanlar yerdeki hareketli nesnelerle karışıyor.
Tespit edilse bile anında vurmak riskli olabiliyor zira enkazın düşeceği alan meskûn mahal olabilir, bu da can kayıplarına sebep oluşturabilir.
MSB açıklaması dikkate alındığında Türkiye hava sahasına giren kamikaze dron, meskûn alanlardan uzaklaşana kadar takip edilip, güvenli bölgede düşürülmüş. Ayrıca, dost/düşman ayırt etme (IFF) ve kime ait olduğunun açığa çıkması açısından parçaların daha net tespit edilebileceği bir alan üzerinde düşürülmüş olma ihtimali de yüksek.
Maliyeti 20-50 bin dolar olan bir dronu milyon dolarlık bir füze ile vurmak Türkiye’de mümkün olmuşsa da bu sürdürülebilir yöntem değil. Sürü dron saldırılarında var olan yüksek maliyetli sistemler kullanıldığında bu oldukça maliyetli bir durum olabiliyor.
İsrail ile İran arasındaki 12 Gün Savaşlarında, İran sayısız kamikaze dron ile İsrail hava savunma sistemini yormuş ve daha sonrasında da bu yorgun sistemin üzerine yüksek hızlarda hedefine ulaşan balistik füzeleri devreye sokmuştu.
Peki, bu türden dronları tespit etmenin bir yolu yok mudur?
Bu konuda küçük hedef diye nitelendirilen bu insansız sistemler için anti-dron radarları geliştiriliyor ve bu radarlar kritik tesislerin korunması maksadıyla alçak irtifada görevlendiriliyor. Fakat Türkiye örneğinde TSK’ya ait radarlar kontrolden çıktığı belirtilen bu dron sistemini daha Karadeniz üzerinde tespit etmiş ve anında F-16 uçaklarını kaldırarak müdahalede bulunmuştur.
Bugün geldiğimiz noktada bu türden dron hareketlilikleri sonucu Avrupa’da birçok havalimanı zaman zaman kapanmayla karşı karşıya kalmıştır.
Avrupa'da Havalimanı Kapanmaları
2025'te Avrupa'da sebebi izah edilemeyen dron gözlemleri, sivil havacılığı felç özellikle son altı aydan bu yana felç etmiştir. Bu olaylar, dronların ne kadar kolay kaosa yol açtığını ve hava savunma/radar sistemlerinin yetersizliğini göstermektedir.
Aşağıda sadece son altı ay içinde geçici süreyle hava trafiğine kapanan havalimanları listesi kaosun ne kadar büyütülebileceğini bizlere göstermektedir.
Gelecekteki Tehdit ve Çözümler
Türkiye'deki Karadeniz üzerinden gelip MSB tarafından düşürülen dron olayı ve Avrupa'daki havalimanı krizleri, dron çağının hava savunma anlayışını nasıl değiştirdiğini çok açık gösteriyor.
Bu durumlarda geleneksel sistemler yetersiz kalıyor, çözümde yapay zeka destekli radarlar, optik / akustik sensörler, karıştırma sistemleri ve düşük maliyetli algılayıcılar, lazer silahları ve ağ fırlatan dronlar ön plana çıkıyor.
Her ne kadar Türkiye’de ‘Çelik Kubbe’ kapsamında Siper ve Hisar sınıfı sistemler daha çok konuluyorsa da hızla evrilen dron teknolojisi dolayısıyla alçak irtifa radar ve ateş sistemleri önümüzdeki zamanda daha çok konuşulur hale gelecek. Aksi takdirde milyarlarca dolar harcanarak kurulmuş hava savunma sistemleri birkaç bin dolarlık ucuz ve basit sistemlerce delinebilecek.
Devamını Oku
14 Aralık 2025 Pazar - 10:00
Devamını Oku
06 Aralık 2025 Cumartesi - 09:58
Devamını Oku
20 Kasım 2025 Perşembe - 09:40