Modern Diplomacy: Türkiye'nin savaş uçağı geliştirmesi dünyayı alarma geçirmeli
KAAN savaş uçağı, sadece Türkiye'nin F-16 filosunun yerini almakla kalmayacak ayrıca F-35'e de meydan okuyacak gibi görünüyor. Türkiye'nin avunma sanayi adımları, ülkenin stratejik bağımsızlığının yolunu açıyor!
Son Güncelleme: 26.05.2025 - 01:20
Brüksel merkezli yayın organlarından Modern Diplomacy'de, Türkiye'nin gelişen savunma sanayisinin ve özellikle KAAN savaş uçağı üretiminin potansiyel sonuçlarının değerlendirildiği bir analiz yayınlandı.
Türkiye'nin 2000'li yılların başında savunma ihtiyaçlarının %80'ini ithalatla karşılarken, bu oranın gelinen noktada %20'lere kadar düştüğüne dikkat çekilen analizde, Türkiye'nin bu sayede, hem küresel etkilere karşı direncini hem de silahlı kuvvetleri üzerindeki kontrolünü arttırdığı ve başta ABD olmak üzere yabancı güçlerin ülke üzerindeki etkisini kırdığı tespiti yapıldı.
Analizde ayrıca; Endonezya, Pakistan, Suudi Arabistan ve BAE gibi güçlerin Türkiye'nin savunma sanayine ilgisinin ve özellikle de KAAN savaş uçağına olan ilgisinin küresel olarak şok etikisi yaratacak sonuçlarının olabileceği ve ABD için nufuz kaybına neden olabileceği belirtildi.
İşte Modern Diplomacy'de yayınlanan analiz:
2016 yılında Ankara, Türkiye'nin savunma sanayisinde dışa bağımlılığını azaltmayı amaçlayan programının bir parçası olan ve ilk aşamada Milli Muharip Uçak'ın (TF-X) olarak adlandırılan gizli, çift motorlu ve her türlü hava koşulunda hava üstünlüğü sağlayan bir savaş uçağı olan KAAN'ın lansmanını gerçekleştirdi.
Türkiye 2000'li yılların başında savunma ihtiyaçlarının %80'ini ithalatla karşılarken, bu oran günümüzde %20'lere kadar düştü.
Bu sayede Ankara, hem direncini hem de silahlı kuvvetleri üzerindeki kontrolünü arttırarak yabancı bir ülkenin, büyük olasılıkla ABD'nin, askeri karar alma mekanizması üzerinde baskı kurma riskini azalttı.
KAAN savaş uçağı projesi, Türkiye'nin Amerikan yapımı F-16 filosunun yerini alacak ve Türkiye savunma sanayi konusunda daha da bağımsız olacak.
Savaş uçağının geliştirilmesinden sorumlu olan Türk Havacılık ve Uzay Sanayii (TAI) CEO'su, KAAN'ın gizli yetenekler, yapay zeka entegrasyonu ve hassas vuruş yetenekleri de dahil olmak üzere 'uçan bir platformun sunabileceği hemen hemen her şeye sahip olacağını' belirtrerek, Türkiye'nin bu konudaki iddiasını ortaya koydu.
Türkiye ABD'ye rakip mi olacak?
Son yıllarda Washington ve Ankara arasındaki ilişkiler hem SDG sorunu hem de son olarak Gazze'deki İsrail-Hamas savaşının yansımaları nedeniyle sekteye uğradı.
Ayrıca 2019 yılında Türkiye'nin F-35 programından çıkarılması, savaş uçağı alanında kendi kendine yeterlilik ihtiyacını daha da arttırdı.
Bu çalkantılı ilişki, Erdoğan'a ABD'ye olan bağımlılığını azaltması ve kendisine daha fazla 'askeri egemenlik' kazandırması gerektiğinin sinyalini açıkça verdi.
KAAN savaş uçağı, Türkiye'nin yaşlanan F-16 filosunun yerini alacak olsa da, gizlilik ve uzun menzilli vuruş kabiliyetleri, uçağın ABD'nin diğer amiral gemisi F-35 savaş uçağına da meydan okuyacak gibi görünüyor.
Hem yapay zeka gibi yeni teknolojilerin entegrasyonuyla hem de daha iyi performans ölçütleriyle (KAAN, F-35'in Mach 1.6 olan azami hızından daha yüksek olan Mach 1.8 hızına ulaşabilir) KAAN, Amerikan yapımı jetler için yalnızca geçerli bir rakip değil, aynı zamanda da üstün bir alternatif olarak ortaya çıkabilir.
Böyle bir gelişme tüm dünyada şok etkisi yaratacaktır.
Şimdiye kadar ABD, Rusların ve Çinlilerin iddialı programlarına ve girişimlerine rağmen, tartışmasız bir şekilde en iyi savaş uçağı üreticisi olarak görülüyordu.
Diğer yandan Suudi Arabistan da KAAN projesinde Türk üreticilerle birlikte çalışmak istiyor. Riyad 2017'den bu yana Washington'dan F-35 satın almakla ilgileniyordu ancak Biden yönetimi sırasında bu konuda pek bir taahhütte bulunulmamıştı. Ancak Trump bu durumu değiştirmeye çalışıyor.
Benzer şekilde BAE de daha önce ABD ile F-35 satışı için milyarlarca dolarlık bir anlaşmaya varmış ancak daha sonra 'egemen operasyonel kısıtlamalar' ile ilgili sorunların ardından satışı askıya almıştı.
Suudi Arabistan, Türkiye'den KAAN jetlerinin satışında bu tür kısıtlamaların bulunma ihtimalinin daha düşük olduğunun ve eğer varsa, bunların Amerikan şart ve koşullarından ziyade Suudi Arabistan'ın kendi stratejik gereksinimleriyle daha yakından uyumlu olacağının farkında.
Pakistan da bu yılın Ocak ayında ortak bir fabrika kurulması yoluyla KAAN uçaklarının üretimine yardımcı olacağını açıkladı.
Bu aynı zamanda ABD'nin Pakistan ile ilişkilerinin yeniden ayarlandığı bir döneme denk geliyor ki bu da Washington'dan İslamabad'a gelecek F-16 satışları ve destekleri açısından beklenmedik sonuçlar doğurabilir.
Pakistan'ın KAAN jetlerini satın alması, ABD'nin müttefiki olan Hindistan için büyük bir endişe kaynağı haline gelecektir.
Endonezya Devlet Başkanı Prabowo Subianto da Nisan 2025'te Erdoğan ile düzenlediği ortak basın toplantısında KAAN uçak programı konusunda Türkiye ile işbirliği yapmak istediğini açıklamıştı.
Pakistan ve potansiyel olarak Suudi Arabistan ve BAE'nin yanı sıra Endonezya da Türkiye ile işbirliğine ilgi duyan bir başka Müslüman çoğunluklu ülkeyi temsil edecek.
On yıllardır dünyanın dört bir yanındaki İslam ülkeleri ortak dinlerinin arkasında birleşmek için gönülsüz girişimlerde bulunmuş, ancak etkili bir uluslar bloğu oluşturma konusunda çok az ilerleme kaydedilmiştir. Ancak yüksek teknolojili yeni bir savaş uçağı vaadi, bu ülkeleri bir araya getirmek için her şeyden daha fazlasını yapıyor gibi görünüyor.
İslam dünyasındaki askeri işbirliğinin kısa vadede Batı'ya karşı bir meydan okuma oluşturması beklenmese de, KAAN jetlerinin benzerlerinin ordusuna karşı askeri operasyonlarda kullanılabileceğinden şüphesiz İsrail için çok gerçek bir tehdit oluşturuyor.
Gelinen noktada Türkiye'nin; stratejik bağımsızlığını elde etmek için başta F-16'lar ve başarısız F-35 ortaklığı olmak üzere ABD ve Batı'dan askeri ithalata olan bağımlılığını bilinçli olarak azalttığı görülmektedir.
Türkiye'nin KAAN savaş uçağı, askeri açıdan kendi kendine yeterlilik ve bölgesel özerklik yönündeki bu geniş kapsamlı çabayı sembolize ediyor.
KAAN'ın başarısı Türkiye'yi, özellikle Suudi Arabistan, BAE, Pakistan ve Endonezya gibi Amerikan silahlarına alternatif arayan Müslüman çoğunluklu ülkeler arasında küresel bir savunma ihracatçısı konumuna yükseltebilir.
Bu da ABD için sadece potansiyel bir pazar payı kaybı değil, aynı zamanda ABD'nin tarihsel olarak nüfuz kaybı anlamına gelecektir.
Kaynak:
Modern DiplomacyGDH Digital NSosyal hesabını takip edebilirsiniz.
etiketler
İLGİLİ HABERLER
The Jerusalem Post: Türkiye bölgesel gücünü pekiştiriyor
The National Interest: Türkiye Orta Doğu'nun yeni süper gücü olarak ortaya çıktı
The Guardian: Gazze modern tarihin en büyük utancı haline geldi
The Hill: Trump neden Putin'i “ödüllendirmek” istiyor?
Somali Başbakanı Barre: "Trump'a yanıt vermeye bile gerek yok"
Brussels Signal: Çok kutuplu düzende Avrupa'ya yer yok
DİĞER HABERLER
Brussels Signal: Çok kutuplu düzende Avrupa'ya yer yok
The Hill: Trump neden Putin'i “ödüllendirmek” istiyor?
Real Clear World: Trump'ın saldırgan yeni Batı Yarımküre doktrini
Gulf State Analytics: İsrail'in Suriye'deki asıl hedefi ne?
The New Arab: İsrail'in “zorla nakil” stratejisinin arka planı
Politico: Avrupa'nın zayıflık psikolojisi tırmanıyor
The National Interest: Japonya, 3. Dünya Savaşı'nın fitilini mi ateşledi?
Carnegie Endowment: Türkiye Ukrayna barış sürecinde kilit aktör olabilir.
The Telegraph: Avrupa varoluşsal krizini aşabilecek mi?
UnHerd: İsrail'in saldırganlığı üçüncü bir dünya düzenini mi başlatacak?


