National Security Journal: ABD'nin Suriye'deki varlığını bitirme zamanı geldi
Türkiye gibi aktörlerin artan etkisi bölgede yeni bir denge oluşturdu. Trump yönetiminin Suriye'deki ABD askeri varlığını bitirme zamanı geldi!
Son Güncelleme: 17.12.2025 - 00:49
ABD merkzli düşünce kuruluşlarından National Security Journal'da, Esed rejiminin yıkılmasının ardından Suriye'de yaşanan gelişmeler ve bölgesel dengeler ışığında, ABD'nin Suriye'deki varlığının değerlendirildiği bir analiz yayınlandı.
Bölgedeki büyük güçler arasındaki rekabet açısından bakıldığında, ABD'nin artık Suriye'de asker bulundurmasına gerek kalmadığı belirtilen analizde, özellikle Türkiye'nin artan bölgesel etkisinin, Rusya ve İran gibi ülkelerin Suriye'deki etkisini kırdığı tespiti yapıldı.
Analizde ayrıca; İsrail, BAE ve Suudi Arabistan gibi ülkelerin de bölgesel politikalarına dair değerlendirmelere yer verilerek, ABD'nin Suriye'deki askeri varlığının bitirilmesine dair sebepler ortaya konuldu.
İşte National Security Journal'da yayınlanan analiz:
Suriye'deki Amerikan askerleri son zamanlarda hayatını kaybetmesi, stratejik tutarlılığını uzun zaman önce yitirmiş bir operasyonun kırılganlığını ortaya koyuyor.
Büyük güçler arasındaki rekabet açısından bakıldığında, Washington'un ABD'nin lehine sonuçlar elde etmek için Suriye'de asker bulundurmasına artık gerek kalmamıştır.
Zira; bölgenin büyük güçleri olan Türkiye, İsrail, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri, tek bir aktörün Levant üzerinde hegemonyasını pekiştirme yeteneğini toplu olarak engelleyecek şekilde kendi çıkarlarını zaten hayata geçiriyor.
Türkiye etkisi
Bu noktada Türkiye bu denklemin en önemli parçası olarak öne çıkıyor.
Türkiye; resmi olarak ABD'nin müttefiki olmaya devam etmekle birlikte, pratikte çok yönlü bir ittifak ve birçoklarının “neo-Osmanlıcılık” olarak tanımladığı bir büyük strateji izliyor.
Ankara'nın motivasyonları ne olursa olsun artık bölgede etkin bir güç olduğu gözardı edilemez.
Örnek olarak; Türkiye'nin bu alanda İran ile rekabeti, ABD'nin tercihleriyle pek uyumlu değil. Ancak yine de Tahran'ın batıya doğru güç yayma kabiliyetini kısıtlıyor.
Türkiye'nin Rusya ile daha karmaşık ilişkisi de ABD'nin politikaları ile birebir örtüşmese de, Moskova'nın bölgesel etkisi üzerinde büyük bir etki yaratarak bölgedeki konumunu zayıflatıyor.
Yani Ankara, aslında kendi çıkarları nedeniyle her iki gücü de kontrol altında tutuyor.
İsrail'in İran'a tek taraflı yaklaşımı
Suriye'deki İran'ın askeri kapasitesini sınırlandırma ve zayıflatma kampanyası, on yıldan fazla bir süredir tutarlı ve amansız bir şekilde devam ediyor ve Washington'un sahadaki taktiksel pozisyonundan bağımsız olarak İsrail de bu hedef için hareket ediyor.
İsrail bu operasyonları yürütmek için Suriye'deki ABD güçlerine ihtiyaç duymuyor. Zira ülke, bunu kendi başına yapabilecek istihbarat ve hava gücüne sahip.
ABD stratejisi için önemli olan, bu saldırıları çevreleyen diplomatik koreografi değil, bunların yapısal etkisidir. Yani İran'ın Suriye'yi güvenilir bir stratejik derinlik olarak kullanma girişimi, sürekli ve inandırıcı bir askeri engellemeyle karşı karşıya.
İran ve Körfez Devletleri
Elbette İran bu rekabette önemsiz bir oyuncu değil. Ancak Suriye'deki konumu, engelsiz bir doğuya doğru ilerleme değil, diğer güçlü devletler arasında sürekli bir müzakereyi gerektiriyor.
Tahran, vekiller ve yerel ortaklar aracılığıyla çalışıyor ancak etkisi İsrail'in bu gruplara saldırıları ve Türkiye'nin etkisi nedeniyle zaten kısıtlanıyor.
Sonuç olarak, İran'ın etkili olduğu ancak birçok yönden anlamlı bir dirençle karşılaştığı gerçeği ortada.
Körfez devletleri de işte tüm bu etkileşime başka bir karmaşıklık katıyor. Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri, Suriye'deki savaş alanını şekillendirmek için doğrudan girişimlerden uzun zamandır uzak durmuyor. Ancak, bu ülkelerin bölgesel duruşu da, İran'ın Suriye'de varlık elde etmesini önlemek üzere kurgulanıyor.
Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri'nin politikaları, Amerika'nın yönlendirmesi değil, kendi algıladıkları çıkarlarının bir ürünü. Bununla birlikte, bu devletlerin stratejik teşvikleri, İran'ın bölgede hakim bir konuma gelmesini engellemek olan Washington'un hedefiyle örtüşüyor.
ABD askerlerine dayanmayan bir denge
Tüm bu dengeler ışığında bakıldığında, Suriye'deki dinamik, ABD'nin yönetiminden çok, bölgesel güçlerin kendi çıkarlarına yönelik davranışlarının bir sonucudur.
Diğer yandan Washington'un Orta Doğu'daki temel çıkarları her zaman sınırlı olmuştur ve şu andaki denge İsrail'in güvenliği dışında ABD'nin istediği denkleme çok yakındır.
Suriye'de Amerikan askerlerinin ölümü her zaman trajik olacağı için artık ABD'nin Suriye'de kalması gerektiği yaklaşımı ortadan kalkmıştır. Zira bu varlık, ABD'nin artık küresel güç dengesini belirlemeyen bir sahnede saplanıp kalmasına neden olur.
Suriye, ABD'nin çıkarlarına uygun sonuçlar elde etmek için artık Amerikan garnizonuna ihtiyaç duymamaktadır ve bölge, ilk kez bunu kendi başına başarabileceğinin sinyallerini vermektedir.
Kaynak:
National Security JournalGDH Digital Telegram kanalına abone olabilirsiniz.
İLGİLİ HABERLER
The Hill: Asya'daki “güç oyunu” nasıl şekillenecek?
The Economist: Liberal uluslararası düzen parçalanıyor mu?
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Diplomaside eksen kayması yok, hedef Türkiye yüzyılı
Türkiye’de konut satışları Kasım’da düştü: Yabancı satışı yüzde 9,7 azaldı
Venezuela'dan Trinidad Tobago'ya "Petrol hırsızlığına" katılım suçlaması
Middle East Eye: İsrail ve BAE'nin bölgede yarattığı kaos engellenebilecek mi?
DİĞER HABERLER
Middle East Eye: İsrail ve BAE'nin bölgede yarattığı kaos engellenebilecek mi?
The Hill: Kritik mineral savaşında Çin-ABD rekabeti tırmanıyor
National Security Journal: Gazze'yi Barış Anlaşması'nın ikinci aşamasında neler bekliyor?
VOX: Gölge filo stratejileri ve ABD'nin Venezuela hamlesi
Arab News: Türkiye Suriye'de ne planlıyor?
The New Arab: İsrail bir sonraki savaşına hazırlanıyor
Real Clear World: Rusya Avrupa'ya karşı “gri bölge stratejisini” nasıl işletiyor?
The Center for European Policy Analysis: Derinleşen Çin-Rusya ekseni Batı için büyük tehlike
UnHerd: Trump Avrupa'yı nasıl fethetti?
Al Jazeera: İsrail neden Suriye'ye saldırıyor?


