Brüksel merkezli önemli yayın organlarından Politico'da Marine Le Pen'in ceza alarak Fransız siyasetinde devre dışı kalmasının ve bu gelişmenin Fransız siyasetine etkilerinin değerlendirildiği bir analiz yayınlandı.

Marine Le Pen'in Elysee Sarayı'nda Emmanuel Macron'un yerine geçmek için güçlü bir rakip olarak gösterildiği bir ortamda yaşanan gelişmenin Fransa siyasetinde dengeleri yerinden oynatabileceği tespiti yapılan analizde, yaşanan gelişmelerin Le Pen'in varisi Jordan Bardella'ya cumhurbaşkanlığına aday olma kapısını açacak gibi göründüğü tespiti yapıldı.

Analizde ayrıca; Fransız siyasetinin bu gelişmenin ardından yeni bir sürece girdiğine dikkat çekildi.

İşte Politico'da yayınlanan analiz:

Marine Le Pen'in 2027'de Fransa cumhurbaşkanlığına aday olma planları, Avrupa Parlamentosu fonlarını zimmetine geçirmekten suçlu bulunması ve önümüzdeki beş yıl boyunca seçimlere katılmaya uygun bulunmamasının ardından ölümcül bir darbe aldı. 

“Aşırı sağcı” partisine artan destek göz önüne alındığında, 2027 göç karşıtı gündemi için potansiyel bir atılım anı olarak görülüyordu ve birçok anket Marine Le Pen'in Elysee Sarayı'nda Emmanuel Macron'un yerine geçmek için güçlü bir rakip olarak gösteriyordu.

Bu karar, Le Pen'in varisi Jordan Bardella'ya cumhurbaşkanlığına aday olma kapısını açacak gibi görünüyor.

Le Pen ve diğer 24 sanık, Brüksel veya Strazburg'daki işlerle nadiren ilgilenen veya hiç ilgilenmeyen parti çalışanlarına ödeme yapmak için Avrupa Parlamentosu fonlarını yasadışı yollardan hortumlamakla suçlandı.

Mahkeme, sanıkların 12 yıl boyunca zimmetlerine 4 milyon Avro'dan fazla para geçirdiklerini ve bunun 474 bin Avro'luk kısmından Le Pen'in AP üyesi olarak şahsen sorumlu tutulduğunu açıkladı. 

Bir muhasebeci hariç hepsi suçlu bulundu ve para cezaları, hak mahrumiyeti ve ertelenmiş hapis cezalarının bir karışımı verildi.

Le Pen'in partisi de suçlu bulundu ve 2 milyon Avro para cezasına çarptırıldı. Ancak suçu tekrarlamaması halinde bu ceza 1 milyon Avroya indirilebilecek.

En ağır ceza ise, hem eski bir milletvekili hem de partinin eski başkanı olarak suç işlemekten hüküm giyen Le Pen'e verildi. 

Savcılar sıra dışı bir adım atarak, davaya bakan üç yargıçlı heyetten Le Pen'in adaylık yasağının temyiz sürecinin sonuçlanmasını beklemek yerine derhal yürürlüğe girmesini talep etti.

Yargıçlar ise Le Pen'in işlediği suçun ağırlığını gerekçe göstererek bu kararı kabul ettiler. Ayrıca Le Pen'i 100 bin Avro para cezasına ve ikisi tecilli, ikisi de ev hapsinde olmak üzere dört yıl hapis cezasına çarptırdılar.

Le Pen'in avukatı bu cezaların temyize götürüleceğini doğruladı.

Kremlin “demokratik normların ihlal edilmesinden” üzüntü duyduğunu belirtirken, İtalya'nın aşırı sağcı Başbakan Yardımcısı Matteo Salvini kararı “kötü bir film” ve “Brüksel'in savaş ilanı” olarak tanımlayarak kınadı.

Fransız medyası da, Başbakan François Bayrou'ya yakın kişilerin, hükümet başkanının karardan “rahatsız” olduğunu söylediğini yazdı.

Bayrou ve partisi benzer suçlamalarla karşı karşıya kalmış ve başbakan geçen yıl beraat ederken, partisinin üyeleri suçlu bulunmuştu.

Fransa'nın mevcut Adalet Bakanı Gerald Darmanin Kasım ayında yaptığı açıklamada Le Pen'in seçilme yeterliliğine sahip olmadığının ve gelecek seçimlerde aday olamayacağının ilan edilmesinin “derinden sarsıcı” olacağını belirtti.

Darmanin, Le Pen'in “başka bir yerde değil, sandıkta” yenilmesi gerektiğini söyledi.

Çok sayıda Fransız uzmana göre, Le Pen ve partisi, davanın başlarına bela olacağını biliyorlardı ancak sürece nispeten iyimser yaklaşıyorlardı. Ancak Kasım ayında savcıların tüm sanıklara çeşitli sürelerde hak mahrumiyeti cezası verilmesini istemesi sanıkları şaşırtmıştı.

Le Pen'in bir sonraki cumhurbaşkanlığı seçimlerinden önce kararı temyize götürmeyi başaramaması halinde, partisinin 29 yaşında bir isim olan Bardella'nın devreye girmesini istemesi muhtemel. 

Nitekim Le Pen, kendisinin sahneden çekileceğine dair olası bir öngörü olarak, cezadan hemen önce BFMTV kanalına verdiği demeçte Bardella'nın “Cumhuriyet'in başkanı olma kapasitesine” sahip olduğunu belirtmişti.

Fransa'da popülist milliyetçiliğin geleceği bugün olduğundan daha parlak görünmese de, Bardella'nın yüksek profilli bir cumhurbaşkanlığı kampanyası sırasında deneyimsiz olması, kendi saflarında bile bu göreve uygun olup olmadığı konusunda şüpheleri artırıyor.