Serdar Karagöz: Hakikatin savunusunu yaparken Allah'tan başka kimseye boyun eğmek istemeyiz

• AA Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Serdar Karagöz, törenin amacının yalnızca ödül vermek değil, aynı zamanda medya patronajının ihmal ettiği meslektaş hakkını teslim etmek olduğunu belirtti.
• Ajansın, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün talimatıyla Meclis'in açılışından 17 gün önce, 6 Nisan 1920'de kurulduğunu ve Milli Mücadele'nin sesini duyurduğunu hatırlattı.
• Karagöz, doğru bilgiye ulaşımın hayati önem taşıdığı dezenformasyon çağında nitelikli haberciliğin uluslararası barış, kamu düzeni ve toplumsal istikrarın kritik unsuru haline geldiğini dile getirdi.
• Gazze'de yaşanan insanlık suçlarının ajans tarafından kayıt altına alınarak, geleceğin hukuk mekanizmalarına delil seti sunan 'Kanıt', 'Tanık' ve 'Sanık' kitap üçlemesiyle belgelendiğini vurguladı.

Anadolu Ajansı (AA) tarafından düzenlenen Haber Ödülleri Töreni, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) gerçekleştirildi. Törende konuşan AA Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Serdar Karagöz, ödül vermenin ötesinde meslektaşların hakkını teslim etme sorumluluğuna vurgu yaptı. Karagöz, gazeteciliğin toplumsal düzeni ayakta tutan temel bir sütun olduğunu belirterek, ajansın Milli Mücadele ruhuyla bugün de savaş ve afet bölgelerinde görevini sürdürdüğünü ifade etti.

Meslektaş hakkını teslim etmek

Törenin temel hedefini açıklayan Karagöz, "Burada yalnızca ödül vermek için değil, meslektaşlarımızın hakkını teslim etmek için bulunuyoruz. Bu, medya patronajının ve bazı yönetici elitlerin ihmal ettiği ama biz gazetecilerin meslektaş dayanışması içerisinde asla ihmal etmememiz gereken bir sorumluluktur.” dedi.

“Hakikat mesleğimizin ortak değeridir”

Serdar Karagöz, haberciliğin cesaret, haberi doğrulamanın ise titizlik ve özen gerektirdiğini aktardı. Haberciden insana temas ederken vicdan ve en önemlisi hakikate sadık olmasını beklediklerini söyledi. Sosyal medya çağının hız ve bilgi kirliliğinin, gazeteciliğin itibarını yeniden inşa etmeyi zorunlu kıldığını belirtti.

Görevlerinin, mesleğin değerini yükseltmek, nitelikli haberleri ve habercileri teşvik etmek olduğunu söyleyen Karagöz, "Hakikat mesleğimizin ortak değeridir ve biz bu teşviki yapmazsak hakikate sahip çıkmamış oluruz." dedi. Medya patronlarının yanı sıra dünyadaki yönetici elitinin de gazetecilere hak ettiği değeri vermediğini üzülerek gördüklerini aktardı.

Stratejik alan: Güçlü medya

Karagöz, "Güçlü bir medya, toplumun dengesini ve gelişimini destekleyen çok stratejik bir alandır. Siz bunu zayıflatırsanız ve hak ettiği değeri vermezseniz toplumun o tarafı zayıf kalır, terakki ve ilerleme olmaz." ifadelerini kullandı. Bu nedenle, TBMM'deki bu törenin sadece ödül vermek için değil, meslektaşların hakkını teslim etmek için düzenlendiğini tekrarladı. Karagöz, bu durumun medya patronajının ve bazı yönetici elitlerin ihmal ettiği önemli bir sorumluluk olduğunu dile getirdi.

Ajansın Milli Mücadele’den bugüne değişmeyen görevi

Anadolu Ajansı'nın kuruluşuna dikkat çeken Serdar Karagöz, ajansın Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün talimatıyla Meclis'in açılmasından yalnızca 17 gün önce, 6 Nisan 1920'de kurulduğunu hatırlattı. Milli Mücadele dönemindeki kritik rolünü vurgulayarak, "Milli Mücadele, emperyalizmin propagandası karşısında ancak doğru bilgi ve haberle örgütlenebilirdi. Ajansımız tam da bu sebeple Milli Mücadele'nin sesini millete ve dünyaya net ve güçlü bir biçimde duyurmak için kuruldu." dedi. Karagöz, günümüzde araçların, mecraların ve devrin değişmesine rağmen hakikatin değerinin ve öneminin hiçbir zaman değişmediğini sözlerine ekledi.

Dezenformasyon küresel bir tehdit

AA Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Serdar Karagöz, doğru bilgi ve hakikatin olmadığı yerde ortak aklın zayıfladığını ve toplumsal güvenin aşındığını dile getirdi. Haberciliğin sadece bir meslek değil, ortak akıl ve toplumsal düzeni ayakta tutan temel bir sütun olduğunun altını çizen Karagöz, “Bilgi akışının baş döndürücü hız kazandığı, yanlış bilginin dolaşımının arttığı, algoritmaların gündemi ve algıları şekillendirdiği bu dönemde dezenformasyon küresel bir tehdide dönüşmüş durumda.” dedi.

Gazetecilik insanlık vicdanı adına tarihi bir görev

Bu ortamda nitelikli haberciliğin uluslararası barış, kamu düzeni ve toplumsal istikrarın en kritik unsurlarından biri haline geldiğini vurguladı. Anadolu Ajansı'nın 105 yıldır bu sorumluluğun tam merkezinde olduğunu belirten Karagöz, "Milli Mücadele'de milletimizin sesini dünyaya duyuran ajansımız bugün de savaş bölgelerinde, afet alanlarında, diplomasi masalarında ve insanlığın kaderini ilgilendiren her yerde görevini aynı kararlılıkla sürdürüyor." diye konuştu. Sorumluluklarının en ağır örneği olarak Gazze'yi gösterdi.

Gazze'de yaşanan insanlık suçlarını ajansın kayıt altına aldığını belirten Karagöz, "'Kanıt', 'Tanık' ve 'Sanık' kitap üçlemesiyle Anadolu Ajansı'nın Gazze'de yürüttüğü haberciliğin sadece bir içerik derlemesi değil, geleceğin hukuk mekanizmalarına bırakılmış kapsamlı bir delil seti olduğunu düşünüyoruz." açıklamasını yaptı. Karagöz, soykırımı belgeleyen gazetecilerin büyük riskler altında çalıştığını ifade ederek, bunun yalnızca gazetecilik faaliyeti değil, insanlık vicdanı adına üstlenilmiş tarihi bir görev olduğunu söyledi. Bu görev esnasında hayatlarını kaybeden meslektaşları saygı ve rahmetle anarak, onları hakikati tarihe düşmek için canlarını veren büyük kahramanlar olarak niteledi.

"Anadolu Ajansı Haber Ödülleri"nin 8 farklı kategoride sahiplerini bulduğunu belirten Karagöz, gazetecilerin hakikatin savunuculuğunu yaparken cesaretlendirilmek, saygı ve itibar görmek istediklerini söyledi. "O yüzden yılmaz bir şekilde hakikatin savunusunu yaparken başımız dik olsun isteriz. Kimseye boyun eğmek istemeyiz, Allah'tan başka." sözleriyle konuşmasını sonlandırdı. Karagöz, ödülleri hakikati savunan, doğru, kaliteli, nitelikli haberciliği yapmaya çalışan bütün arkadaşlara ithaf ettiklerini belirterek törene katılan herkese teşekkür etti.