Sky News Arabia: 2026'da Suriye'nin geleceği nasıl şekillenecek?
Sezar Yasası'nın etkileri, bölgesel etkiler, İsrail'in saldırıları ve iç dinamikler. 2026 yılında Suriye'nin geleceği nasıl şekillenecek?
0:00
-0:00
Son Güncelleme: 26.12.2025 - 03:19
İngiltere merkezli yayın organlarından Sky News Arabia'da, Suriye'nin geçirdiği çalkantılı bir yılın ardından 2026 yılında olası olarak neler yaşayabileceği ve ülkenin istikrarının gerek iç gerekse de dış etkiler doğrultusunda nasıl direnebileceğine dair değerlendirmelerin yapıldığı bir analiz yayınlandı.
Suriye'nin Şaraa liderliğindeki yeni yönetiminin, ulusal istikrarır sağlamak için 2025 yılı boyunca hem İsrail hem de uluslararası baskılar karşısında büyük bir sınav verdiğine dikkat çekilen analizde, 2026 yılında ise ülkenin İsrail'in tehditlerine rağmen, hem Türkiye hem de ABD'nin desteği ile yeni bir sürece gireceği tespiti yapıldı.
Analizde ayrıca; İsrail'in Suriye üzerindeki hedefleri ve Suriye'nin küresel etkiler ışığında 2026 yılındaki olası adımlarına dair değerlendirmelere yer verildi.
İşte Sky News Arabia'da yayınlanan analiz:
19 Aralık 2025'te ABD Başkanı Donald Trump, Suriye'ye uygulanan Sezar Yasası'nın kalıcı olarak yürürlükten kaldırılmasını da içeren bir Ulusal Savunma Yetki Yasası'nı imzaladı.
Bu adım, yıllardır Esed rejimi altında Şam'a uygulanan ağır yaptırımları kaldırmak anlamına geliyordu ve Suriye'nin yeni lider Ahmed Şaraa, Beyaz Saray'ı ziyaret eden ilk Suriye Cumhurbaşkanı olmasının ardından geldi.
Ziyaret, Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ın girişimiyle Riyad'da Trump ile yapılan bir toplantının ardından gerçekleşti.
Şaraa'nın temsilcileri o zamandan beri İsrail ile doğrudan ve dolaylı görüşmeler yaptı. Moskova'yı ziyaret etti, Çin'e bir gezi hazırlıyor ve New York'taki BM Genel Kurulu'nda Suriye'yi temsil etti.
Bu diplomatik hareketlilik, Suriye'yi çevreleyen karmaşık bir bölgesel denklem içinde gelişiyor ve bu denklemin en tehlikeli unsuru, Tel Aviv'in Şam'a müdahale etmeye en kararlı dış aktör olarak görünmesi nedeniyle İsrail'in ağır hedeflerinde yatıyor.
Sezar yaptırımlarının kaldırılmasını engelleme çabalarının başarısız olmasının ötesinde, İsrail ordusu 8 Aralık 2024'ten bu yana Suriye topraklarında 600'den fazla saldırı gerçekleştirdi.
Ancak tüm bu gelişmelere rağmen; İsrail'in Şam'a yönelik hesapları daha geniş ve daha karmaşık devam ediyor ve temel olarak beş başlığa indirgenebilir.
İlk olarak, İsrail hükümeti, Suriye'nin işgal altındaki Golan Tepeleri üzerindeki İsrail “egemenliğini” tanımasının herhangi bir barış anlaşması için vazgeçilmez bir ön koşul olduğunu ısrarla savunuyor.
Trump, BM Genel Kurulu'nun 2 Aralık 2025'te Mısır'ın desteklediği ve İsrail'in işgal altındaki Golan Tepeleri'nden 4 Haziran 1967 sınırlarına çekilmesini talep eden kararı onaylamasına rağmen, Golan üzerinde İsrail'in egemenliğini tanıdığını yeniden teyit ederek bu bölgeyi İsrail'e “verdiğini” övünerek açıkladı.
İkincisi, İsrail 1974 anlaşmasıyla oluşturulan tampon bölgenin kontrolünü elinde tutmaya kararlı görünüyor. İsrail güçleri, Şaraa'ya başlı güçlerin Şam'a girmesinden sadece birkaç saat sonra bölgeye girerek, Suriye topraklarından yaklaşık 400 kilometrekarelik bir alanı daha ele geçirdi.
Amaç, sözde Hermon Dağı da dahil olmak üzere Şam'ın güneyinden İsrail'e uzanan, ağır silahların bulunmadığı bir tampon bölgeyi, fiilen bir uçuşa yasak bölgeyle birlikte sağlamlaştırmaktı.
Üçüncüsü, İsrail Suriye'nin güneyinde Ankara'nın etki alanı haline gelmesini reddetse de, siyasi çevreleri, Suriye'deki her iki tarafın “meşru güvenlik çıkarlarının” karşılıklı olarak tanınmasına dayalı, Türkiye ile uygulanabilir bir geçici çözümün mümkün olduğuna inanmaktadır.
Tel Aviv, Türkiye'nin Suriye'deki varoluşsal güvenlik önceliklerini, özellikle “Kürt sorunu” ve ayrılıkçı oluşumların ortaya çıkmasının önlenmesi konusunda saldırgan bir tutum sergiliyor. Buna karşılık, Türkiye ise bu konuda kararlı olduğunu her fırsatta ortaya koyuyor.
Dördüncüsü İsrail, Suriye hava sahasında hava kuvvetlerinin sınırsız hareket özgürlüğü konusunda ısrarcı. Hedef artık sadece Hizbullah'a giden silah sevkiyatlarını vurmakla sınırlı değil.
Beşincisi İsrail, “Dürzi önceliği” olarak adlandırdığı hedefini Suriye stratejisinin temel taşı olarak görüyor.
Bu yaklaşım, İsrail'in güvenlik yapısının ayrılmaz bir parçası olan Dürzi topluluklarının baskısı ve Süveyda ve Jabal Al-Arab'ı milislerin veya radikal örgütlerin İsrail sınırlarına doğru ilerlemesini engelleyecek seküler bir “sosyal tampon bölge”ye dönüştürme jeopolitik hırsı tarafından yönlendiriliyor.
Bu amaçla İsrail, Dürzilere bir dereceye kadar özyönetim garantisi verecek özel bir statü tanınmasını istiyor ve bu konuyu doğrudan askeri müdahaleyi ve Hermon Dağı zirvesi gibi stratejik bölgeleri elinde tutmayı meşrulaştırmak için kullanmaya çalışıyor.
2025 yılı sona ererken Suriye, ülkenin bütünlüğünü sağlayacak olan yüksek ulusal hedefler ve karmaşık bölgesel akımların şekillendirdiği bir dönüm noktasında bulunuyor.
Tel Aviv katı bir güvenlik gerçekliği dayatmaya çalışırken, Türkiye bir zamanlar İran ve Rusya'nın oynadığı rolleri devraldı ve Şam, Trump yönetiminin de verdiği destekle istikrarı sağlama hedefi ile hareket ediyor.
Görünen o ki Suriye; tüm bu denkleme rağmen 2026 yılında, Türkiye'nin de desteği ile, jeopolitik dikteye boyun eğmeyeceğini ve ulusal bütünlüğünü ortaya koymaya çalışacak.
Kaynak:
GDH Haber
GDH Digital Telegram kanalına abone olabilirsiniz.
İLGİLİ HABERLER
The Conversation: Dünyada yeni bir emperyal çağ mı başlıyor?

The Guardian: İsrail'in oluşturduğu 'ölüm bölgeleri' ve itiraflar!
MKE’den tarihi yatırım hamlesi: Üretim kapasitesinde devrim yaşanacak
Witkoff tarih verdi: Gazze mutabakatında ikinci aşama haftaya başlıyor
The New York Times: Epstein belgelerindeki Trump ve 'Lolita Ekspres 8 uçağı'
Rusya Devlet Başkanı Putin yapay zekanın gelecekteki önemini vurguladı
DİĞER HABERLER
The New York Times: Epstein belgelerindeki Trump ve 'Lolita Ekspres 8 uçağı'
Strategic Studies War Institute: 2026 yılı Netanyahu'nun kabus yılı mı olacak?
Eurasia Review: 2025 yılının en önemli jeopolitik olayları
Geopolitical Futures: ABD'nin Venezuela ablukasının jeopolitik arka planı ne?
The Hill: Suriye'nin kırılgan istikrarı ve Türkiye'nin rolü
Responsible Statecraft: Birleşmiş Milletler yapısı küresel işlevini tamamen yitirdi mi?
Arab News: Türkiye-Mısır yakınlaşması ve bölgesel dengeler
The Atlantic: Ukrayna'ya önerilen anlaşma uygulanabilir mi?
Foreign Policy: Trump küresel kurumları hedef alarak ne hedefliyor?
The New Arab: Küresel güç mücadelesinde Türk Devletleri Örgütü'nün etkisi artıyor


