The Atlantic: Rusya, İran-İsrail savaşında nasıl bir strateji izliyor?

İran ile ilişkilerinde, Rusya'nın yararına görünen dinamikler stratejik bir baş ağrısına dönüştü. Peki Rusya, İran-İsrail savaşında nasıl bir strateji izliyor? Rusya'nın avantajları ve dezavantajları ne olacak?

Son Güncelleme: 19.06.2025 - 01:04

Abone Ol

Google News Logo
The Atlantic: Rusya, İran-İsrail savaşında nasıl bir strateji izliyor?

ABD merkezli yayın organlarından The Atlantic'de, İsrail-İran savaşı tüm şiddeti ile devam ederken, İran'ın müttefiki olan Rusya'nın savaşa yaklaşımının değerlendirildiği bir analiz yayınlandı.

Yakın dönemde kadar İran ile ilişkilerinde, Rusya'nın yararına gibi görünen dinamiklerin, artık stratejik bir baş ağrısına dönüştüğü tespiti yapılan analizde, diğer yandan ise Rusya'nın İran ve İsrail arasında uzun süreli bir savaştan bazı avantajlar elde edebileceği tespiti yapıldı.

Analizde ayrıca; Rusya'nın İran'ın olası bir müzakere masasına getirebilme olasılığına dair de değerlendirmelerde bulunuldu.

İşte The Atlantic'de yayınlanan analiz:

Savaş sahasından gelen görüntülerde, İran'ın arka arkaya darbeler aldığı görünürken, İran'ın en güçlü destekçisi olan Rusya, bu konuda bir şey yapmaya hazır görünmüyor.

Rusya için kısa bir süre önceye kadar, Batı'nın Orta Doğu'da en sevmediği güç olarak tanımlanan İran ile birlikte hareket etmek Rusya'ya destek sağlıyordu. Zira Vladimir Putin, Ukrayna'da yıpratma savaşını sürdürürken, Batı ile çatışmayı dış politikasının temel ilkesi haline getirmişti.

Bu bağlamda da Rusya için, İran ve “Direniş Ekseni”ndeki ortaklarına yaklaşmak mantıklı olarak görünüyordu.

Diğer yandan Tahran, Rusya için önemli bir askeri tedarikçiydi. İran, Moskova'nın savaş kapasitesi için özellikle önemli olduğu bir dönemde, Rusya'nın Ukrayna'da kullanması için Shahed insansız hava araçları teslim etti. Ardından 7 Ekim'de Hamas'ın İsrail'e saldırısı ve ardından İsrail'in Gazze'de yürüttüğü acımasız saldırılar geldi.

Filistin yanlısı ve Batı karşıtı duygulara yaslanmak, Rusya'nın küresel kamuoyunda puan kazanmasını sağladı.

Ancak gelinen noktada; Rusya'nın yararına gibi görünen dinamikler, kısa sürede stratejik bir baş ağrısına dönüştü.

Önce İsrail, İran'ın ortakları Hamas ve Hizbullah'a ciddi zarar verdi, ardından da İran'a doğrudan saldırdı.Yaşananlar İran'ın füze kapasitesinin beklenen kadar da güçlü olmadığını gösterdi.

Rusya'nın uzun süredir müttefiki olan Beşar Esad'ı devrilmesi de Rusya'nın planlarını bozarken, İran ile ortaklığını da sekteye uğrattı.

İran ve Rusya, elektronik savaş ve uydu geliştirme gibi alanlarda işbirliğini sürdürdü ve Ocak ayında stratejik ortaklık anlaşması bile imzaladı. Ancak Rusya, İran'a daha fazla İsrail saldırısını caydırmak veya kendini daha iyi savunmak için ihtiyaç duyacağı desteği verecek durumda değil.

Gerçek şu ki, Rusya İran'ı destekleme konusunda her zaman sınırlı kaldı. Kremlin'in Batı karşıtı gündemi, İran'ın bir ortak olarak önemini giderek artırsa da Putin'in ana ortağı noktasına asla gelmedi.

Diğer yandan Rusya, İran ve İsrail arasında uzun süreli bir savaştan bazı avantajlar elde edebilir.

Zira uzun bir savaş, ABD Başkanı Donald Trump'ın İran ile nükleer anlaşma yapma girişimlerini baltalayacak, ABD'yi zayıf gösterecek ve İsrail'i kontrol altında tutamadığını ortaya çıkaracaktır.

Petrol fiyatları, özellikle İran Hürmüz Boğazı'nı kapatırsa, yüksek seviyelerde kalacaktır. Bu da, Rusya'nın devlet maliyesi üzerindeki baskıyı bir ölçüde azaltacaktır.

ABD'nin füze savunma sistemleri ve dünyanın dikkati Ukrayna'dan Orta Doğu'ya kayacaktır.

Elbette İran, Rusya'ya silah göndermeyi belirsiz bir süre için durdurmak zorunda kalacaktır. Ancak Rusya, İran tasarımı insansız hava araçlarının üretimini yerelleştirmeyi başarmış ve bileşenleri başka yerlerden temin etmektedir.

Peki Rusya İran'ı masaya getirebilir mi?

Rusya lideri Putin arabuluculuk konusunda aktif olabileceğini zaten açıkladı. Ancak İran masaya gelmese bile, Moskova'nın Tahran'a cezai bir yaklaşım sergilemesi olası değil.

Ancak Putin, kaybeden tarafın yanında açıkça yer almayı seven biri değil.

Rusya, İran'ın yüksek oranda zenginleştirilmiş uranyumunu kaldırıp Tahran için sivil reaktör yakıtına dönüştürmeyi teklif ederek, gelecekteki bir anlaşmada pratik bir rol oynayabilir. Ancak Rusya'nın teknik planları, sıfır zenginleştirme konusunda ısrarcı olan ABD yönetimi ile böyle bir talebi teslimiyet çağrısı olarak gören İran arasındaki temel siyasi ayrılığı kapatamaz.

Stratejik olarak izole ve son derece savunmasız olan İran, İsrail'in saldırısından önce olduğundan daha da fazla ABD'ye güvensiz olacak ve en azından denge görünümü için Rusya'nın müdahil olmasını isteyecektir.

Ancak Rusya, savaşın sonucu, İran'ın sonraki adımları veya Washington'un askeri müdahaleye girip girmeyeceğine dair kararı üzerinde çok az etkiye sahip.

Sonuç olarak Orta Doğu'da Batı karşıtı ortaklara sahip olmak, Rusya'nın amacına hizmet etse de kimse Rusya'nın İran'ın yardımına koşmasını beklememelidir.

GDH Digital'i sosyal medyadan takip edin!

etiketler
Rusya
İran
İsrail
ABD
Savaş
Ortadoğu
Putin
Hamaney
Trump
Ukrayna
İsrail-İran Savaşı
Loading Spinner