The Conversation: Trump'ın politika değişikliği ve Ukrayna'da ateşkes umutları
Trump'ın göreve geldikten 6 ay sonra Putin'e karşı değişen politikası Rusya-Ukrayna savaşını nasıl etkileyecek? Önümüzdeki günlerde başlaması beklenen ateşkes görüşmeleri başarıya ulaşabilir mi?
Son Güncelleme: 21.07.2025 - 04:33
ABD merkezli yayın organlarından The Conversation'da Trump'ın göreve geldikten yaklaşık 6 ay sonra Putin'e karşı değişen politikasının ve bu politika değişikliğinin savaşın geleceğine olası etkilerinin değerlendirildiği bir analiz yayınlandı.
Trump'ın Putin'e olan hayal kırıklığının 6 ayın sonunda yeni adımlar atmasına neden olduğu belirtilen analizde, ancak gerek Ukrayna'ya yeniden silah verme kararının detaylarının kesinleşmemesinin gerekse de Rusya'ya verdiği 50 günlük sürenin ateşkes sürecine dair umut vermediği belirtildi.
Analizde ayrıca; önümüzdeki günlerde başlaması beklenen ateşkes müzakerelerinin geleceğine dair de değerlendirmelere yer verildi.
İşte The Conversation'da yayınlanan analiz:
Donald Trump'ın Rusya ve Ukrayna ile ilgili planları hakkında yaptığı son açıklamalar ve aldığı kararlar önemli bir politika değişikliği gibi görünüyor.
Trump'ın ilk olarak 14 Temmuz'da Oval Ofis'te NATO Genel Sekreteri Mark Rutte ile bir araya geldiğinde yaptığı açıklamalar, geçtiğimiz hafta içerisinde Patriot sistemleri dahil olmak üzere uzun bir aranın ardından Kiev'e yardım etmek için “en gelişmiş silahları” göndereceğini açıklaması ve 50 günlük süre içinde ateşkes anlaşması sağlanmazsa ABD'nin Rusya ile iş yapan ülkelere ikincil yaptırımlar uygulayacağını açıklaması bu değişikliği net bir şekilde ortaya koyuyor.
Bu gelişmeler, Trump'ın önceki yaklaşımından önemli bir sapma olsa da, bazı yorumcuların iddia ettiği gibi bir U dönüşünden çok, selefi Joe Biden'ın politika yaklaşımına doğru bir geri adımdır.
Rusya, ne ABD Kongresi ne de Beyaz Saray'ın Kiev'e yeni askeri yardım onaylamamış olmasından cesaret alarak, aylardır Ukrayna'ya yönelik bombardımanını yoğunlaştırdı.
Moskova, Trump'ın harekete geçmek istemediğinin farkındaydı ve Ukrayna'ya yönelik füze ve insansız hava aracı saldırıları, barış müzakereleri fikrine sözde destek verirken, Biden'ın sağladığı hava savunma füzelerinin stoklarını tüketmeyi amaçlıyordu.
Trump'ın Putin'e olan hayal kırıklığı nihayetinde bu hamleleri atmasına neden oldu. Trump'a göre Putin, Clinton, Bush, Obama, ve Biden gibi birçok ABD Başkanını kandırdı, ama onu kandıramayacaktı.
Gelinen noktada Ukrayna'ya yeni savunma füzeleri ve hatta potansiyel olarak daha uzun menzilli saldırı füzeleri gönderme kararı Rusya'ya önemli bir sinyal. Ancak, Rusya'nın petrol ve gazını çok düşük fiyatlardan satın alarak Rus ekonomisini ayakta tutan Hindistan ve Çin gibi ülkelere %100 gümrük vergisi uygulama tehdidi de ne kadar başarılı olabilir merak ediliyor.
ABD desteğinin sınırları
Cumhuriyetçi senatör Lindsay Graham'ın liderliğindeki ABD Senatosu, aylardır bu ikincil yaptırımları kabul etmek için sabırsızlanıyordu ve kısa bir süre içerisinde hayata geçirilmeye başlandı.
Trump'ın yaklaşımındaki değişiklik, ABD'de dondurulmuş 8 milyar dolarlık Rus varlıklarının Ukrayna'ya yardım için serbest bırakılabileceği anlamına da gelebilir. Bu, ABD'nin silah transferlerinin ödenmesi için hazır bir kaynak sağlayacaktır.
Ancak, Trump'ın Ukrayna'daki savaşa yönelik politikasının hedefi değişmedi. Biden yönetimi, Putin'in sebepsiz saldırısının yasadışı olduğunu belirtip Ukrayna'nın egemenliğinin yeniden tesis edilmesini talep ederken, Trump sadece ateşkes çağrısında bulunuyor.
Trump, Putin'den “hayal kırıklığına uğradığını” söylüyor olabilir. Ancak onu hala saldırgan olarak nitelendirmiyor. Hatta bir noktada, işgalden Ukrayna'yı sorumlu tutuyor.
Ve daha da önemlisi Trump, Rusya'nın şu anda yasadışı olarak işgal ettiği Ukrayna topraklarının %20'sini terk etmesini talep dahi etmedi.
ABD başkanı, çatışmalar sona erdikten sonra ABD'nin Ukrayna'nın güvenliği ve istikrarı konusunda ne tür taahhütlerde bulunacağı konusunda da sessizliğini koruyor. Bu, Ukrayna'nın NATO üyeliğinden çok daha büyük bir sorun.
NATO'daki Amerika'nın Avrupalı müttefikleri, gelecekte Rusya'nın saldırganlığını caydırmak için Ukrayna topraklarında bir tür istikrar gücü kurulmasının gerekli olduğunu düşünüyor.
ABD askerlerinin dahil olup olmayacağına bakılmaksızın, bir tür ABD güvenlik “destek” veya garantisi, Avrupa'da hala başarısının anahtarı olarak görülüyor.
Peki neden 50 günlük gecikme?
Trump'ın politikasındaki değişimin bir başka yönü de, Rusya'ya müzakere masasına oturması için verilen uzun süre. Yoğun bombardıman devam ederse, bu süre zarfında çok sayıda Ukrayna sivili hayatını kaybedebilir.
Savaş alanında 50 gün, Ruslara işgal altındaki illerde daha fazla toprak kazanımı sağlamak için yazın yeniden başlatılacak saldırı sırasında daha uzun bir süre tanıyacaktır.
Bu nedenle Trump'ın önerileri, Wall Street'te ona “Taco” (“Trump her zaman korkak davranır”) lakabını kazandıran, tekrar tekrar ertelenen gümrük vergileri gibi, sonradan birçok kez ertelenen son tarihler belirleme eğilimi açısından değerlendirilmelidir.
Rus senatör Konstantin Kosachev, Trump'ın açıklamasının ardından BBC'ye verdiği demeçte;
“Trump'ın Ukrayna hakkında söyleyecekleri bu kadar ise, o zaman şimdiye kadar çok fazla gürültü koparıldı”
ifadelerini kullanarak güvensizliği dile getirdi.
Hatta görünen o ki bu görüş, Trump'ın hamlelerinin ardından %2,7 oranında yükselen Rus borsası tarafından da desteklendi.
Trump'ın BBC Washington muhabiri Gary O'Donoghue'ya Putin'den “hayal kırıklığına uğradığını” ancak “onunla işinin bitmediğini” söylediği gerçeği ve Rusya'ya yaptırım uygulamakta hızlı ve kararlı davranma konusundaki açık isteksizliği, bu bariz politika değişikliğinin önemli bir karşılığı olarak görülmelidir.
Kesinleşmiş olmasa da bu hafta başlaması beklenen yeni tur müzakerelerin de, Trump'ın verdiği 50 günlük süre nedeniyle hızlı bir şekilde başarıya ulaşması olası görünmüyor.
Kaynak:
GDH Haber
İLGİLİ HABERLER
The New York Times: İsrail neden diplomasi yerine güç kullanımını tercih ediyor?
The New Arab: ABD'nin Suriye'ye yönelik yaptırımları kaldırması neleri değiştirecek?
The Hill: Trump neden Putin'i “ödüllendirmek” istiyor?
Somali Başbakanı Barre: "Trump'a yanıt vermeye bile gerek yok"
Avrupalı liderlerden ABD'nin barış görüşmelerine sert eleştiri
Brussels Signal: Çok kutuplu düzende Avrupa'ya yer yok
DİĞER HABERLER
Brussels Signal: Çok kutuplu düzende Avrupa'ya yer yok
The Hill: Trump neden Putin'i “ödüllendirmek” istiyor?
Real Clear World: Trump'ın saldırgan yeni Batı Yarımküre doktrini
Gulf State Analytics: İsrail'in Suriye'deki asıl hedefi ne?
The New Arab: İsrail'in “zorla nakil” stratejisinin arka planı
Politico: Avrupa'nın zayıflık psikolojisi tırmanıyor
The National Interest: Japonya, 3. Dünya Savaşı'nın fitilini mi ateşledi?
Carnegie Endowment: Türkiye Ukrayna barış sürecinde kilit aktör olabilir.
The Telegraph: Avrupa varoluşsal krizini aşabilecek mi?
UnHerd: İsrail'in saldırganlığı üçüncü bir dünya düzenini mi başlatacak?


