The Middle East Institute: Türkiye stratejik özerkliğini güvence altına alıyor!
Esed'in düşüşü, Doğu Akdeniz, Ukrayna Savaşı, enerji dinamikleri, İran'ın ve Rusya'nın zayıflaması. Türkiye, değişen bölgesel ve küresel dinamiklerden faydalanarak stratejik özerkliğini nasıl sağlamlaştırıyor?
Son Güncelleme: 04.03.2025 - 20:55

ABD'nin önde gelen düşünce kuruluşlarından The Middle East Institute'de Türkiye'nin küresel ve bölgesel gelişmeler ışığında giderek artan etkisinin ve stratejik özerklik hamlelerinin değerlendirildiği bir analiz yayınlandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan liderliğindeki Türkiye'nin, uzun zamandır sadece Batı'dan özerklik değil, aynı zamanda bölgede daha fazla nüfuz arayışına girdiği bir politika izledğine dikkat çekilen analizde, ülkenin Osmanlı İmparatorluğu döneminden bu yana en geniş etki alanına ve askeri ayak izine ulaştığı belirtildi.
Analizde ayrıca; Türkiye'nin Suriye'den Libya'ya Ortadoğu'dan Kafkasya'ya kadar çok sayıda alanda etkin politikalarına ve özellikle enerji alanında attığı adımlara dair değerlendirmelerde bulunuldu.
İşte The Middle East Institute'de yayınlanan analizden öne çıkanlar
Giderek çok kutuplu hale gelen dünyanın artan belirsizliği, birçok devlet için stratejik özerkliğin bir lüks değil gereklilik olduğunu açıkça ortaya koymuştur.

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan uzun yıllar boyunca Türkiye'nin kendine güvenmesinin tek başına hareket etmesi anlamına geldiğini düşündü.
Erdoğan bu hedef doğrultusunda, Türkiye'yi doğusundaki ve güneyindeki doğal gaz üreticilerini batıdaki pazarlara bağlayan bir enerji merkezi olarak konumlandırmaya çalıştı ve Türkiye'nin coğrafi konumu ve altyapısı ona bu konuda avantaj sağlıyor.
Türkiye'nin stratejik özerklik arayışı
Türk politika yapıcıları uzun zamandır özerk bir dış politika izlemeye çalışıyor ve Türkiye sadece Batı'dan özerklik değil, aynı zamanda bölgede daha fazla nüfuz arayışına girdi.

Türkiye, Suriye'ye askeri operayonlar gerçekleştirdi, Libya'ya destek verdi.
Türkiye'nin bölgesel iddialarını savunmak için donanmasını Doğu Akdeniz'e konuşlandırdı ve Kuzey Irak'taki PKK militanlarına karşı askeri operasyonlarını genişletti.
2020 yılına gelindiğinde, Türkiye'nin askeri ayak izi Osmanlı İmparatorluğu döneminden bu yana en geniş hale gelmişti.
Yeni bölgesel güç dengesi
Beşar Esed rejiminin Aralık 2024 başlarında düşmesi, Orta Doğu'daki güç dengesinde önemli bir değişime işaret etti.

Zira; İsrail'in İran ve vekillerine yönelik saldırıları İran'ın etkisini zaten azaltmış, Rusya'nın Şubat 2022'de Ukrayna'yı geniş çaplı işgali ise kaynaklarını zorlamış ve Suriye'ye yönelik taahhütlerini azaltmıştı. Esad'ın devrilmesi Tahran ve Moskova'ya bir darbe daha indirdi.
Eylül 2025'te Irak'taki koalisyon misyonunun sona ereceğinin açıklanması ve Suriye'deki birliklerin muhtemelen geri çekilmesi de dahil olmak üzere ABD'nin hamlelerinin de bölgesel güç dengesi üzerinde önemli etkileri olacaktır.
Bu gelişmeler Orta Doğu'da Rusya, İran ve ABD'nin rolünün azaldığı yeni bir güç dinamiğinin şekillenmekte olduğunu gösteriyor.
Ankara ise tüm bu gelişmeleri, stratejik hedeflerini gerçekleştirmek için bir fırsat olarak görüyor. Zira; zayıflayan bir İran ve yaklaşan ABD çekilmesi Irak'taki dinamikleri şimdiden Türkiye'nin lehine değiştirdi.
Türkiye ilk olarak değişen bölgesel dinamiklerden faydalanarak Doğu Akdeniz'de enerji politikası için fayda sağlamayı umuyor ve Esed rejiminin Ankara'ya yakın bir grup tarafından devrilmesinin ardından Suriye'de de kilit bir rol oynamaya hazırlanıyor.

Aralık ayı sonunda Türk Ulaştırma Bakanı, Türkiye'nin Suriye ile Münhasır Ekonomik Bölge (MEB) kurulması için bir anlaşma imzalayacağını açıkladı. Bu, Ankara'nın MEB iddialarını reddederek ve bölgedeki Türkiye karşıtı blokla aynı hizaya gelerek Türkiye'nin enerji çıkarlarını baltalayan Esed dönemi politikalarını tersine çevirmek için önemli bir adım olacak.
Ankara ayrıca Suriye'yi Türkiye'nin ihracat terminallerine bağlayacak yeni petrol ve doğalgaz boru hatları inşa etmek istiyor.
Türkiye Enerji Bakanı, Esad'ın düşüşünün Türkiye ile Katar'ı Suudi Arabistan, Ürdün ve Suriye üzerinden birbirine bağlayan ve uzun süredir donmuş olan boru hattı projesini canlandıracağına dair iyimserliğini dile getirdi.
Türkiye Rus gazına olan bağımlılığını azaltmak ve enerji merkezi olma hedefini ilerletmek için bu projeyi desteklemiş ancak Esed Rusya'nın muhalefeti nedeniyle projeyi reddetmişti.

Bu değişimlerinde ardından Ankara ayrıca, PKK bağlantılı Suriye Demokratik Güçleri'ne (SDG) karşı askeri operasyonlar başlatmak için Rusya'nın onayına artık ihtiyaç duymayacak.
Rusya Suriye'deki askeri varlığını sürdürmek istiyor ancak Şam'ın bunu kabul edip etmeyeceği kesin değil. Buna karşılık Rusya, hava savunma sistemlerini ve diğer gelişmiş silahlarını Suriye'den, Türkiye'nin büyük bir rol oynadığı Libya'da kontrol ettiği üslere taşıdı.
Türkiye'nin enerji merkezi olma hedefi
Bölgesel bir enerji merkezi haline gelmek uzun zamandır Türkiye'nin stratejik özerklik arayışının önemli bir parçasıydı ve hidrokarbon kaynakları çok sınırlı olan bir ülke için iddialı bir hedefti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin kendi ayakları üzerinde durabilmesi için hem dostlarıyla hem de düşmanlarıyla birlikte çalışması gerektiğini anlayan bir politika izliyor ve mevcut uluslararası ortam da bunu yapması için fırsatlar sunuyor.
Esed'in düşüşü Ankara'nın Moskova karşısında elini güçlendiriyor ve bu da Türkiye'nin geçmişte Rusya'nın karşı çıktığı politikaları izlemesine olanak tanıyor. Zayıflamış bir İran da Türkiye'nin enerji hedeflerinin önünü açıyor Ve son olarak, Türkiye ve Irak daha yakın enerji bağları geliştirme konusunda büyük ilerlemeler kaydediyor.
Diğer yandan Ankara, Trump döneminde bazı kilit sorunların çözümünün mümkün olduğunu düşünüyor.
Türk yetkililer yeni ABD yönetimiyle birlikte ABD askerlerinin Suriye'den çekilme ihtimalinin artacağını ve iki ülke arasındaki önemli bir sorunun ortadan kalkacağını düşünüyor.

Ankara'daki yetkililer ikili ilişkilerde açılacak yeni bir sayfanın Türkiye'nin enerji alanındaki hedeflerine de yardımcı olacağını düşünüyor.
Bir önceki Amerikan yönetimi Moskova ile ilişkileri nedeniyle Rusya ve Türkiye'yi cezalandırmaya çalışırken, Trump yönetimi Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'le, Ankara'nın bir enerji merkezi olma çabalarına yardımcı olacağını düşündüğü, daha geniş anlamda ekonomik ilişkilerin ve özellikle enerji sektörünün iyileştirilmesi de dahil olmak üzere büyük bir yakınlaşma arayışında görünüyor.
Kaynak:
GDH Haber
GDH Digital Telegram kanalına abone olabilirsiniz.
19 milyon öğrenci bugün karne alacak

44 yıl sonra hapisten çıkan adam ilk defa telefon görünce şaşkınlığını gizleyemedi

Vatandaşa müjde: Doğal gaza bu kış zam yok

Arab News: Türkiye Mağrip bölgesinde nasıl en etkin aktör haline geldi?

Suriye Cumhurbaşkanı Şaraa Türkiye'ye ilk ziyaretini yarın gerçekleştirecek

Foreign Policy Research Institute: Türkiye'nin Afrika'ya dönüşü kıtadaki dengeleri nasıl değiştirdi?
Washington Examiner: Trump ve Netanyahu arasında tam bir kopuş mu yaşanıyor?
The New Arab: Türkiye vazgeçilmez bir güç ve ortak haline geliyor!
Al Jazeera: Trump'ın Suriye yaptırımlarını kaldırması ve İran'ın bölgesel yenilgisi
Responsible Statecraft: İstanbul 2.0 görüşmeleri nasıl sonuçlanacak?
RFE/RL: Türkiye'de yapılacak görüşmelerden neler bekleniyor?
Project Syndicate: Trump İran hakkında karar aşamasında
Newsweek: Trump-Netanyahu ilişkilerindeki çatlaklar artık saklanamıyor
The National Interest: Hindistan-Pakistan çatışmasının en büyük kazananı Türkiye oldu
Middle East Eye: ABD ve İsrail dünyayı büyük bir kaosa sürükleyebilir
Foreign Policy: Trump ve Netanyahu çatışma rotasında

