Indian Council on Global Relations: Afrika'da “sömürge karşıtı darbeler” ve ortaya çıkardığı gerçekler
Afrika'da artık; Batı'ya alternatif olarak Rusya, Çin ve Türkiye gibi güçler mevcut ve halk bu alternatifleri destekliyor. Nijer darbesi, Afrika ülkelerindeki üç önemli gerçeği ortaya çıkardı.
Hindistan'ın önde gelen düşünce kuruluşlarından Indian Council on Global Relations'da, son dalgası Nijer'de yaşanan Afrika'daki darbelerin değerlendirildiği bir analiz yayınlandı.
Batı'nın sömürge düzeninin Afrika ülkelerinde farklı metotlar ile hala devam ettiği belirtilen analizde, artık Batı'ya alternatif olarak Rusya, Çin ve Türkiye gibi güçlerin kıtada mevcut olduğu ve halkların bu alternatifleri desteklediği tespitine yer verildi.
Özellikle son dönemde meydana gelen Mali, Burkina Faso ve Nijer darbelerinin ardından; gerek yönetimi ele geçiren kesimlerin gerekse de halkın, Fransa gibi ülkelere karşı benzer tepkiler verdiği belirtilen analizde, bu sürecin üç önemli gerçeği de ortaya çıkardığı tespiti yapıldı.
İşte Indian Council on Global Relations'da yayınlanan analiz:
Eski bir Fransız sömürgesi olan Batı Afrika ülkesi Nijer'deki 26 Temmuz darbesi çok sayıda analiste göre imkansızı başardı. Nijer darbesi, Ukrayna'yı Batılı liderlerin dilinden ve Batı'nın küresel basınının ön sayfalarından bir sürede olsa düşürdü.
Darbe lideri 63 yaşındaki General Abdourahamane Tchiani, Fransız askeri savunma anlaşmalarının sona erdiğini ilan etti ve Nijer'de uranyum madenciliği yapan Fransız şirketlerinden ülkeyi terk etmelerini ve kaynakları Nijerlilerin kendi başlarına yönetmelerini istedi.
Bu karar Nijer'de demokrasinin akıbeti hakkında pek çok tartışmaya yol açtı. Batılı bölge uzmanlarına göre Fransız ve ABD askerlerinin ülkeden çıkarılması tehlikeli sonuçlar doğuracak bir süreci başlatabilir. Bu uzmanlara göre; Afrika ülkeleri kendi kendilerini yönetmek için gerekli kurumları inşa etmedikleri için, bu durum Nijer'i daha fazla kaosa sürükleyebilir.
Sonucun bu öngörülerden hangisi olacağını zaman gösterecek. Ancak darbe üç gerçeği ortaya çıkardı.
Birincisi; sömürgeciliğin bu yüzyıla uzanan etkileri artık sona ermeye başladı. İkincisi; Batı'nın kontrol ve komutasına karşı dünyada yeni alternatifler ortaya çıktı ve üçüncüsü; gelişmekte olan ülkelerdeki genç neslin artık “eski efendiye” hayranlığı ve sadakati kalmadı.
Nijer'deki olaylar, bu üç gerçeğin ortaya çıktığını şaşırtıcı bir keskinlikle yansıtmaktadır.
Nijer 1900'den 1960'a kadar Fransız sömürgesiydi. Yetmiş yılı aşkın bir süre sonra yani 2023 yılında, Nijer ekonomisi hala eski sömürgeci gücüne bağımlı halde hareket ediyor.
Darbeci Tchiani'nin temel talebi, ülke ile çok sayıda askeri savunma anlaşması bulunan, Nijer'in uranyumunun %80'ini çıkaran ve CFA para birimini dikte eden Fransa'ya olan siyasi, ekonomik ve askeri bağımlılığına son vermek olarak açıklandı.
Bu kontrol modeli; Batı Afrika'daki birçok eski Fransız sömürgesinde (Nijer, Mali, Burkia Faso, Gine, Gabon, Senegal) aynı şekilde devam etmektedir.
Son döneme kadar Batı Afrikalı liderler, seçilmiş olsun ya da olmasın, kendilerini sömürgecilerinin imajına göre inşa ettiler ve karşılığında Fransız desteği aldılar. Zira; Fransız Frangı kontrolündeki ekonomilere sahip olmanın rahatlığı, bu liderlere iktidarları sırasında elde edilen servetlerini Fransa, Belçika veya Kanada'ya transfer edilebilme olanağı veriyordu.
Diğer yandan bu ülkelerin çoğu, Fransa ve ABD'nin müttefiki olan ve diplomasi çağrısı yapmak yerine kendi üye ülkesini derhal askeri harekatla tehdit eden ECOWAS (Batı Afrika Devletleri Ekonomik Topluluğu) üyesidir.
Tchiani darbesi sırasında ise Nijerliler üzerinde bunların hiçbir etkisi olmadı. Hatta Nijer halkı, Fransızların devrilmesi karşısında büyük bir coşku gösterdi.
Premise Data tarafından yakın zamanda yapılan bir telefon anketi, eğitimli Nijeryalı erkeklerin %78'inin bu darbeyi desteklediğini ve Fransız ve Amerikalılar yerine gerekirse başka güçlerin sürece müdahil olmasını tercih ettiğini gösterdi.
Ukrayna'daki ABD-Rusya vekalet savaşı dünyanın büyük bir kısmını taraf tutmaya zorladı ve Afrika'daki bazı ülkeler Rusya'yı Batı'ya alternatif olarak görüyor. Uzmanlara göre; Rusya'nın son dönemde Afrika'nın 23 milyar dolarlık borcunu silmesinin ve bölgeye bedava tahıl göndermesinin böyle bir etki ooluşturmuş olması muhtemel.
Afrika kıtasında Fransa'ya karşı tepkiler yeni değil ancak son bir yılda hız kazandı. Mayıs 2022'de darbeye sahne olan Mali de benzer şekilde Fransızların ülkelerini terk etmesini talep etti. Geçen yıl iki askeri darbeye sahne olan Burkina Faso'da da durum aynı. Hem Mali hem de Burkina Faso ECOWAS'tan uzaklaştırıldı ve her iki ülke de darbenın ardından Nijer'deki yeni yönetime destek verdiklerini açıkladı.
Afrika'da artık “Batı modeline” alternatifler açık bir şekilde mevcut ve halk bu alternatifleri destekliyor. Bu alternatifler arasında Rusya, Çin, Türkiye ve Hindistan gibi ülkeler yer alıyor.
Tarihsel olarak bu Afrika ülkelerinin takip edebileceği başka şablonlar da var. Hindistan'ın demokratik yönetişim ve ekonomik kalkınma örneği bunlardan biri, Körfez ülkelerinin kendi doğal kaynaklarını kontrol ederek zenginleşme deneyimi ise bir diğer şablon olarak Afrika ülkelerinin önünde duruyor.
Afrikalıların bu duruşu kısa vadede nasıl bir sonuç verecek bilinmiyor. Ancak nihayetinde şu anda maruz kaldıkları yeni sömürgecilikten kurtaracak bir yola götüreceği kesinlikle söylenebilir.