INews: Türkiye; Rusya, Çin, ABD ve Fransa'nın rekabet ettiği Afrika'da rolünü sessizce güçlendirdi
Rusya, Çin, ABD ve Fransa'nın etki için rekabet ettiği Afrika'da, Türkiye sessizce rolünü güçlendirdi. Ancak Türkiye'deki yıkıcı deprem, Erdoğan'ın Afrika planlarını çeşitli zorluklarla karşı karşıya bırakabilir.
Kenya'dan Senegal'e, Doğu Afrika'dan Batı'ya giden en basit rota bugün İstanbul üzerinden geçiyor.
Nairobi Havaalanı'na doğru giderken, Türk Hava Yolları reklam panolarını ve Türkiye tarafından eğitilen polis memurlarını görmeniz mümkün. Hemen ardından Dakar'da, Türkiye tarafından inşa edilen devasa bir stadyumu görebilirsiniz. Araba yok mu? O zaman da Türk yapımı havalimanı trenine binebilirsiniz.
Bunların hepsi sadece son 15-20 yıl içerisinde gerçekleşti. 2002'de Türk Hava Yolları Sahra altı Afrika'ya hizmet bile vermiyordu ve Türkiye'nin bir düzineden az Afrika büyükelçiliği vardı. Bugün ise bu sayı 43 oldu.
Uzmanlar, Ukrayna'daki savaşın Afrika için yeni bir kapışmaya, hatta Rusya, Çin, ABD, İngiltere ve Fransa'nın etki için rekabet ettiği "yeni bir Soğuk Savaş"a yol açtığını belirtiyor. Ancak arka planda Türkiye sessizce, dünyanın en hızlı büyüyen kıtasındaki rolünü güçlendiriyor.
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'yi bir “Afro-Avrasya” devleti, İslam dünyası için bir model ve Batı'ya bir alternatif olarak hazırlıyor. İnsani yardım ve ekonomik kalkınma ile başlayan şey, en yerleşik güçlere bile meydan okuyabilecek iş, yardım, diplomasi, kültür, güvenlik ve askeri gücü kapsayan geniş bir Afrika politikasına dönüştü.
Ancak, Türkiye'deki yıkıcı depremin ardından Erdoğan'ın Afrika planları, yakında çeşitli zorluklarla karşı karşıya kalabilir.
Uzmanlara göre Somali'de dönüm noktası, Erdoğan'ın 2011'de yıkıcı bir kıtlığın ortasında Mogadişu'yu ziyaret eden ve Afrikalı olmayan ilk lider olmasıyla başladı.
O zamandan beri Ankara, Somali'ye yaklaşık bir milyar yatırım yaptı ve denizaşırı en büyük askeri üssünü, hayati uluslararası nakliye yolları üzerinde bulunan Afrika Boynuzu ülkesi Somali'de açtı. Türk askerleri, başkentin dışında da Somalili easkerleri eğitiyor. Yumuşak güç olarak ise çok sayıda Türk dizisi, Somali televizyonlarında yayımlanıyor.
Türkiye ile Sahra-altı Afrika arasındaki ticaret hacmi, yirmi yılda sekiz kat artarak yılda yaklaşık 11 milyar dolara ulaşırken Türk firmaları, havaalanları, stadyumlar, spor merkezleri, hastaneler ve camiler dahil olmak üzere 78 milyar dolarlık Afrika projelerini tamamladı.
Uzmanlar Türkiye'nin, Çin şirketleri gibi siyasi hedefleri ve şeffaf olmayan finansal yapıları olmadan bu ülkeye geldiklerini belirtiyor.
Loughborough Üniversitesi'nden Türk dış politikası uzmanı Bilgiç, "Türkiye tarafından uygulanan kendine özgü bir model görüyoruz. Bağımsız Türk şirketleri ve Türk devleti Afrika'da birbiriyle uyumlu çalışıyor" tespitinde bulunuyor.
Türkiye bunların yanında ayrıca Afrika'da; Nijerya, Burkina Faso, Nijer ve Togo gibi ülkelere Bayraktar TB2 insansız hava araçları da satıyor. Türk silahları nispeten uygun fiyatlı ve Batı silahlarına göre daha az bürokratik engele sahip. 2021'de Türkiye'nin Afrika'ya havacılık ve savunma ihracatı beş kattan fazla artarak 461 milyon dolara ulaştı.
Erdoğan, Türkiye'yi kıtayı sömürgeleştiren sömürücü Avrupa güçlerine karşı işbirlikçi bir alternatif olarak sundu. Afrika ülkelerini Çin gibi ucuz kredilere bağlayarak veya Rusya gibi paralı askerler göndererek zorlamıyor. Birçok Afrika ülkesinde Türkiye'nin varlığı, diğer ülkelere göre çok daha iyi karşılanıyor.
Nihayetinde uzmanlar, Ankara'nın sıklıkla göz ardı edilen yerlerde kalıcı ilişkiler sağlamak için Afrika'da uzun bir oyun kurduğunu belirtiyor.
Bu konuda değerlendirme de bulunan Kriz Grubu Türkiye uzmanı Berkay Mandıracı, "Ankara'da algılandığı gibi dünyanın daha çok kutuplu hale gelmesiyle, Türkiye'nin Batı'nın boşluk bıraktığı farklı coğrafyalarda nüfuzunu kullanma potansiyeline sahip olduğunun farkına varıldı" ifadelerini kullanıyor.
Erdoğan'ın Afrika politikası, bu ay meydana gelen yıkıcı depremin ardından şu ana kadarki en büyük tehdidiyle karşı karşıya. Felaket, Erdoğan'ı bu yaz yapılacak seçimler öncesinde savunmasız bırakıyor. Gelişmelerin nasıl devam edeceği bu seçimin sonuçlarına bağlı olacak gibi görünüyor.