İspanya AB dönem başkanlığını devralıyor
İspanya, 23 Temmuz'da yapılacak erken genel seçim ve Ukrayna-Rusya savaşının yarattığı belirsizliklerin gölgesinde, 1 Temmuz'dan itibaren Avrupa Birliği (AB) dönem başkanlığını üstlenecek.
İspanya Dışişleri Bakanı Jose Manuel Albares, İsveç'in ardından 1 Temmuz'dan itibaren altı ay boyunca İspanya'nın üstleneceği AB dönem başkanlığı sürecindeki hedefleri "Avrupa daha yakın" başlığıyla kamuoyuyla paylaştı.
Albares, konuşmasında özellikle Ukrayna-Rusya savaşına vurgu yaparak, "Rusya'nın Ukrayna'ya karşı savaşı, değerlerimizi ve ilkelerimizi tehlikeye atıyor. Ukrayna'yı destekleyerek, otoriterlik ve dışlama gibi başka bir model karşısında çoğulculuğu ve çeşitliliği destekliyoruz." dedi.
Savaş döneminde AB'nin vatandaşlarına daha yakın olması gerektiğini ve 27 üye ülkenin birlik içinde hareket etme zorunluluğu bulunduğunu aktaran Albares, İspanya'nın dönem başkanlığı sürecinde Ukrayna gibi aday ülkelerin katılım sürecini ilerletmek istediğini söyledi.
Albares, AB dönem başkanlığında, İspanya'nın dört önceliğini, "Stratejik ve kendi kendine yeterlilik açısından AB'nin yeniden endüstrileşmesinin sağlanması, ekolojik ve çevresel geçişin hızlandırılması, sosyal ve ekonomik adaletin artırılması, barış, istikrar ve kalkınmaya öncelik veren kurallara dayalı bir ulusal düzeni savunmak için siyasi birliğin güçlendirilmesi." şeklinde sıraladı.
İspanya, AB dönem başkanlığı sürecinde ülke topraklarında gayriresmi 22 toplantı organize etmeyi planlıyor. Bunlar arasında 5 Ekim'de Granada'da yapılacak ve aralarında Türkiye'nin de olduğu 44 ülkenin devlet veya hükümet başkanlarının katılımının öngörüldüğü, Avrupa Siyasi Topluluğu toplantısı en önemlilerinden birini oluşturuyor.
Seçim sonuçlarına göre AB dönem başkanlığındaki öncelikler değişebilir
Öte yandan, İspanya'nın AB dönem başkanlığı sürecinde öne çıkan bir konu da ülkedeki siyasi belirsizlik olarak dikkati çekiyor.
Ülkede 23 Temmuz'da yapılacak erken genel seçimlerde olası bir hükümet değişikliği, İspanya'nın AB dönem başkanlığındaki önceliklerini de değiştirebilir.
İspanya demokrasi tarihinde ilk koalisyon hükümeti olarak kurulan ve Ocak 2020'den bu yana mecliste azınlıkla görevde olan Sosyalist İşçi Partisi (PSOE) ve Unidas Podemos partisinden oluşan hükümetin, gelecek seçimlerin ardından devam etme olasılığı anketlere göre zor gözüküyor.
Siyasi bir değişim olasılığının yüksek olduğu İspanya'da, sağ görüşlü Halk Partisi (PP) ve aşırı sağ görüşlü Vox partilerinin oluşturacağı olası bir koalisyonun iktidara gelmesi halinde, AB dönem başkanlığındaki öncelikler de değişecek.
Normal şartlarda seçimlerin ardından 17 Ağustos'ta meclisin açılması ve yeni hükümetin kurulması takvimi de bu belirsizlikleri artırıyor.