gdh'de ara...

Jamestown Foundation: Parçalanmış NATO siyaseti ve yeni dünya düzeni

Rusya-Ukrayna savaşı ile ülkelerin değişen çıkarları ve yeni oluşan dünya düzeninin getireceği sonuçlar ne olacak? İsveç'in NATO üyeliği, Japonya'da olası NATO ofisi, Fransa'nın ABD ikilemi ve diğer çıkmazlar...

1. resim

Ukrayna krizi, NATO üyeleri dahil olmak üzere, dünyadaki önemli paydaşların stratejik bakış açısını önemli ölçüde yeniden şekillendirdi.

Kriz, Rusya ile Batı arasındaki mesafeyi artırsa da Rusya ile Çin'i yakınlaştırdı. Ukrayna krizinin bir yan etkisi olarak odaktaki en önemli yeniden şekillenme ise NATO üyelerini de oluşturan güçler arasında gerçekleşti.

Finlandiya'nın katılımıyla NATO'nun genişlemesi, muhtemelen İsveç'in ittifaka katılması ve yine muhtemelen Tokyo'da NATO'nun bir irtibat ofisinin açılması gibi kritik gelişmeler yaşanıyor.

Finlandiya ve İsveç örneği

NATO, Türkiye'nin çekinceleri nedeniyle önemli bir gecikmenin ardından Nisan 2023'te Finlandiya'yı 31. üyesi olarak kabul ettiğinde, bir başka Baltık devleti olan İsveç'in umutları da artmıştı.

Finlandiya'nın NATO üyeliği güvenliğini güçlendirecek olsa da, Rusya'nın üyeliğe “Rusya-Finlandiya ilişkilerine ve Kuzey Avrupa'daki istikrar ve güvenliğe ciddi zarar vereceği” uyarısıyla tepki vermesi üzerine Finlandiya'nın tedirginliği arttı.

Finlandiya, Avrupa Birliği'nin 27 üyesi ve NATO'nun 31 üyesi arasında, Rusya ile en uzun sınırına sahip ülke olduğu için güvenliğinin riskte olduğunu hissediyor.

Mayıs 2022'de dönemin İngiltere Başbakanı Boris Johnson, hem Finlandiya'yı hem de İsveç'i ziyaret ettiğinde iki ülke ile de bir askeri işbirliği anlaşması imzalamıştı. Bu anlaşma sembolik olmaktan çok daha fazlasıydı.

Boris Johnson bu anlaşma ile, iki Baltık ülkesi saldırıya uğrarsa veya Rus tehdidi altına girerse İngiltere'nin onların yardımına koşacağını taahhüt etti.

Rusya'nın 24 Şubat 2022'de Ukrayna'yı işgal etmesinin ardından, önce Finlandiya'da ve ardından da İsveç hızla üyelik başvurusunda bulundu. Finlandiya Nisan 2023'te NATO üyesi olduğunda bu, Finlandiya'nın Sovyetler Birliği'ne karşı savaştığı İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana ülkenin savunma ve güvenlik politikasındaki en büyük değişiklik olarak kayıtlara geçti.

Türkiye, NATO ittifakının etkili üyesidir. Ancak Türkiye'nin Finlandiya ve İsveç'in ittifaka katılması konusunda çekinceleri vardı. Uzun süren müzakerelerin ardından Türkiye muhalefetini kaldırmayı kabul ederek Finlandiya'nın NATO'ya katılmasının önünü açtı ve NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg kararı "tarihi bir karar" olarak nitelendirdi.

NATO konsensüsle çalıştığından, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin terörist ve dolayısıyla ulusal güvenlik tehdidi olarak gördüğü PKK üyelerine karşı bu iki ülkenin tutumunu değiştirmeleri için baskı uyguladı ve kartlarını oynadı.

Ülkeler bu baskının ardından, Türkiye'ye savunma sanayii alanında ambargo kısıtlaması uygulamama ve "terör suçlularının iadesi konusunda somut adımlar atma" konusunda mutabakata vardı. İki ülke, Türkiye'nin 2019'da Suriye'ye düzenlediği askeri saldırının ardından silah ihracatına kısıtlamalar getirmişti.

Finlandiya'nın katılımı sorunsuz olmasına rağmen Türkiye, İsveç'in terör örgütlerine, militan gruplara ve 2016'daki darbe girişimiyle bağlantılı kişilere karşı yumuşak davrandığını hissettiği için İsveç'e karşı çekincelerini korudu.

İsveç, NATO üyelerinin geri kalanının desteğini aldı ve Türkiye'ye İsveç'in üyeliğine yönelik itirazlarını geri çekmesi için baskı yaptı. Özellikle Joe Biden, sorunun Litvanya'nın Vilnius kentinde 11-12 Temmuz'da yapılacak NATO zirvesinden önce çözülmesini istiyor.

İsveç'in ulusal güvenlik endişesi çok önemli ve bir an önce NATO'nun güvenlik şemsiyesi altında koruma sağlamak istiyor. Macaristan da İsveç'in onayını erteledi ancak nedenleri açıklanmadı.

Ankara'nın endişelerini gidermek amacıyla İsveç, terörle mücadele yasalarını sıkılaştırdı. Bundan sonra İsveç'te “terör örgütünü” finanse etmek, üye yapmak veya alenen teşvik etmek veya bu tür gruplara katılmak amacıyla yurt dışına seyahat etmek artık yasa dışı. Biden da, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın istediği ABD savaş uçaklarını Türkiye'ye teslim etme sözü verdi. Ancak Ankara'nın İsveç'i NATO'ya kabul etmesi ile ilgili sonuç belirsizliğini koruyor.

Türkiye'nin İsveç'in üyeliğini Temmuz 2023'te Litvanya'da yapılacak NATO Zirvesi'nden önce veya hemen sonra onaylayacağı konusunda iyimser olan İsveç, NATO birliklerinin daha ittifaka resmen katılmadan önce topraklarında olmasına izin vereceğini duyurdu.

Tokyo'daki bir NATO ofisi

Ukrayna krizinin bir diğer önemli gelişmesi ise Tokyo'da bir NATO irtibat ofisi açılmasınnın artık yüksek sesle konuşulmasıdır.

Hiroşima'daki G-7 zirvesinden bir hafta önce konuşan Japonya Dışişleri Bakanı Yoshimasa Hayashi, bir medya kuruluşuna Japonya'nın bir NATO irtibat ofisi açmak için görüşmelerde bulunduğunu ve Rusya'nın Ukrayna'yı işgalinin dünyayı küçülttüğünü belirtti.

Hayashi, Doğu Avrupa'daki olayların Avrupa sınırlarının çok ötesinde yansımaları olduğunu ve doğrudan Doğu Asya'yı etkilediğini ve bu nedenle Japonya ile NATO arasında daha fazla işbirliğinin önemli olduğunu savundu.

Japonya zaten komşu bölgesinde kötüleşen güvenlik ortamından rahatsız. Kuzey Kore'nin Japonya toprakları üzerinden fırlattığı füzeler, Japonya'nın güvenliğini savunmasız bırakıyor.

Japonya'nın Doğu Çin Denizi'nde Senkaku Adaları üzerinde Çin ile pek çok sorunu, Rusya ile ise Kuril Adaları üzerindeki toprak anlaşmazlıkları bulunuyor. Ukrayna krizinin ardından Rusya ile Çin arasındaki yakınlaşma, Japonya için yeni bir bir baş ağrısı.

Japonya'da bir NATO irtibat bürosunun açılması, derinleşen jeopolitik fay hatlarının ortasında Batı ittifakı için önemli bir gelişmeye işaret edecek. NATO'nun halihazırda Ukrayna ve Viyana da dahil olmak üzere başka yerlerde irtibat büroları bulunmaktadır.

Çin'in tepkisi

Çin daha önce NATO'nun Asya'ya erişimini genişletmemesi konusunda uyarıda bulunmuştu.

Beklendiği gibi Çin, Tokyo'daki olası NATO ofisi hakkındaki haberlere sert tepki verdi. Çin; Batı'yı Asya'nın jeopolitik kavgalar için bir platform olmaması gerektiği konusunda uyardı.

Çin Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Mao Ning, NATO'nun doğuya doğru ilerlemesinin ve Asya-Pasifik meselelerine müdahalesinin bölgesel barış ve istikrarı baltalayacağı konusunda uyardı. Çin, Rusya'nın Ukrayna savaşında tarafsız olduğunu iddia ediyor ve çatışmayı kışkırtmaktan NATO'nun sorumlu olduğu yönündeki Kremlin'in tutumunu kınamayı reddediyor.

Tokyo irtibat ofisi fikrine Fransa'dan muhalefet

Fransa, Tokyo'da bir NATO irtibat ofisi açma fikrine sıcak bakmıyor. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron bu fikre şahsen itiraz etti ve hareketin "büyük bir hata" olacağını belirtti.

Macron, NATO tüzüğündeki hem V. Maddenin hem de VI. Maddenin 'kapsamı açıkça Kuzey Atlantik ile sınırladığını' savunuyor. Macron, kuzeydoğu Asya'daki müttefiklerle daha yakın çalışma çağrılarının olduğunun farkında, ancak yine de ittifak ile Çin arasındaki gerilimi körükleyen herhangi bir şeyi destekleme konusunda isteksiz.

Fransa, bölgedeki hiçbir ülkede NATO irtibat ofisi bulunmadığını ve NATO'nun bölgede durumsal farkındalığa ihtiyacı varsa temas noktası olarak belirlenen büyükelçilikleri kullanabileceğini savunuyor.

Tokyo'da bir irtibat ofisi açma fikri tartışılırsa, Kuzey Atlantik Konseyi'nin oybirliğiyle onaylanması gerekir ve Fransa bu planı bozmak için vetosunu kullanabilir.

Hatta Macron, Avrupa'nın bir Amerikan "tebaası" haline gelmemesi gerektiğini belirtti ve bu söylem yüksek ihtimalle Xi Jinping'i memnun etti.

Sonuç olarak, NATO'nun artık kendisini bir yol ayrımında bulduğunu ve küresel sorunlara ilişkin politikasını doğru bir şekilde belirleme konusunda kafasının karıştığını söyleyebiliriz.

Öngörülemeyen pek çok şey var. NATO bir yol ayrımında ve doğru yolu seçmekte zorlanıyor. İster İsveç'in NATO'ya katılımı, ister Tokyo'da bir irtibat ofisi açılması konusu gündeme getirilsin görünen o ki; böyle kararlar artık silolar halinde ele alınamaz ve baskı kurulması durumunda da uzlaşma sağlanması zorlaşır.

Bu durum, Rusya-Ukrayna savaşı sonucunda ülkelerin değişen çıkarları ve yeni oluşan dünya düzeni içerisinde daha da fazla gündeme gelecek gibi görünüyor.

Tartışma