Jamestown Foundation: Rusya, Arktik bölgesinde Çin ve Türkiye'ye tavizler vermek zorunda

Rusya, Kuzey Denizi üzerindeki tarihi hakimiyetini hızla kaybediyor. Rusya, Arktik bölgesinde işbirliği yapmaya ikna etme umuduyla Çin ve Türkiye'ye kesinlikle tavizler vermek zorunda kalacak.

1. resim

Hem uluslararası ticaret hem de Moskova'nın ülkenin kuzeyindeki ücra bölgeleri (merkeze kara veya demiryolları ile bağlı olmayan yerler) üzerindeki kontrolü açısından muazzam sonuçları olan bir gelişme olarak Rusya, Kuzey Denizi üzerindeki tarihi hakimiyetini hızla kaybediyor.

Putin'in Ukrayna'ya karşı savaşından kaynaklanan bütçe açıkları, yolsuzluk ve Rusya'daki diğer sorunlar nedeniyle Kremlin yeni Rus buzkıran planlarını ertelemek, hatta iptal etmek zorunda kaldı.

Uzmanlara göre bu gelişme, birçok gözlemciyi hazırlıksız yakaladı. Çünkü Kuzey Kutbu'ndaki buz örtüsünü azaltan iklim değişikliklerinin, Arktik için kontrolün temel unsuru olarak buz kırıcıların önemini azalttığını varsaydılar.

Ancak bu varsayım, iklim değişikliğinin doğası hakkındaki bir yanlış kanıya dayanmaktadır. Her yerde aynı hızda ve aynı yönde ilerlemez. Sonuç olarak, gezegenin çoğu ısınırken, bazı yerler en azından şimdilik daha da fazla soğuyor. Ve bu nedenle, son yıllarda Arktik'in çoğu buzsuz hale gelirken, bazı kısımları artık daha fazla buzdan muzdarip olmaya başladı.

Bu Kuzey Kutbu rotasının doğu yarısında, doğal kaynakların en önemli alanlarının çoğunun bulunduğu ve Rusya'nın buz kırıcılara en fazla ihtiyaç duyduğu alandır.

Üç yıl önce, bu sorunu çözme umuduyla Kremlin, 4 metreye kadar buzu kırabilen üç adet süper boyutlu buzkıranın inşa edilmesini öngören yeni bir buzkıran yapım programını duyurdu. Ancak ortaya çıkan son gelişmeler Moskova'nın bu tür gemileri yakın zamanda inşa etmeye gücünün yetmeyeceği anlaşıldı.

Sonuç olarak, üç gemiden ikisini inşa etme planları iptal edildi ve üçüncüsünün planlanan teslim tarihi 2027'den 2030'lara ertelendi. Gecikmenin bir nedeni de, Rusya'nın kendi kendine açtığı ironik bir yara olarak nitelendirilebilir. Rus güçleri, geminin parçalarının yapıldığı Ukrayna fabrikasını imha etti.

Bu Rus sorunları, büyük gemi inşa endüstrilerine sahip iki ülke olan Çin ve Türkiye'nin, buz kırıcılar inşa etmek için yeni bir yarışa dahil olmalarının ve böylece NSR'ye hakim olmalarının yolunu açtı.

Sonuç olarak Rusya, Arktik'i kullanımı konusunda işbirliği yapmaya ikna etme umuduyla Pekin ve Ankara'ya kesinlikle taviz vermek zorunda kalacak. Bu tavizler muhtemelen, Pekin ve Ankara'nın Rusya'nın kuzeyindeki hammaddelere uzun vadeli erişim ve kontrol karşılığında Arktik'in doğu yarısı üzerinde bir miktar kontrol sağlamasına Kremlin'in yardımcı olacağı takas düzenlemeleri şeklini alacak.

Çin Devlet Başkanı Xi Jinping ile Putin arasındaki son Moskova zirvesinin gösterdiği üzere Pekin, Rusya'nın değil Çin'in NSR'nin doğu yarısında neredeyse anında ve tamamında baskın oyuncu olacağı beklentisiyle Kremlin'e baskı uygulamaya tamamen hazır.

Bu pozisyon, Çin'in üçüncü buzkıran gemisinin yakında faaliyete geçeceğine ve aynı sınıftaki diğerlerinin kısa sürede onu takip edeceğine dair duyurularıyla daha da bariz hale geldi. Ayrıca Çin, Rusya'nın Arktik kıyı şeridindeki en önemli beş limanda (Murmansk, Sabetta, Arkhangelsk, Tiksi ve Uzden) Çin rıhtımlarının yanı sıra bölgeye giden Çin demiryolu hatlarının inşasına da dahil oldu.

Şaşırtıcı olmayan bir şekilde, Rusya'daki bazı kişiler, Çin'in yalnızca Arktik'in değil, aynı zamanda Rusya topraklarının büyük bir bölümünde baskın güç olma yolunda ilerlediği ihtimali karşısında alarma geçiyor.

Çin'in hamleleri dikkat çektiyse de, Türkiye'nin eylemleri ve Rusya'nın onlara verdiği destek dikkat çekmedi. Bu daha da dikkate değer bir şey çünkü Türk tersaneleri Çinli tersanelerinden daha fazla ama daha küçük buz kırıcılar üretebilecek kapasiteye sahip.

Rusya'nın Arktik ajansının müdür yardımcısı Maksim Kulinko, Türkiye'nin de Çin gibi rota için buz kırıcılar inşa edeceğini açıkladı. Rus haber ajansı Rex de, Moskova'nın ihtiyaç duyduğu gemileri kendi başına üretemeyeceği için Türk ve Çinli firmalarla çalışmaktan başka çaresi olmadığını belirtti.

Tartışma