Kırgızistan’da Sorosçu darbe girişimi
💢 gdh.digital, 6 ay öncesinde öngörmüştü!
💢 Türkiye ve Macaristan'ın ardından Kırgızistan'da da Soros tasfiye ediliyor.
💢 Kırgızistan'da atılan adımlar, bölgenin geleceği açısından nelere işaret ediyor?
Kırgızistan, Orta Asya’da iktidarın demokratik yollarla el değiştirmesi noktasında birtakım eşikleri diğer bölge devletlerine kıyasla çok daha erken aşmış bir ülke. Bu yüzden de “Orta Asya’nın Demokrasi Adası” şeklinde anılmakta.
Bununla birlikte ülke, istikrarsızlığa yol açan sokak olaylarına da tanıklık etmekte. Zira iktidar, toplumsal hareketler neticesinde yaşanan devrimlerle sık sık değişiyor. Bu da seçilmiş hükümetlerin görevlerini tamamlamasını engelleyen bir husus.
Kuşkusuz protesto hakkı, demokrasinin olmazsa olmazı. Fakat toplumsal hareketler, doğası gereği dış müdahalelere açıktır. Bu da yabancı devletlerin sokak hareketlerini yönlendirerek Kırgızistan siyasetini dizayn edebilmesine kapı aralamakta.
Elbette bu durum, Kırgızistan’ın içişlerine müdahale edilmesi anlamına geliyor. Haliyle ülkenin egemenliği ve bağımsızlığı açısından sıkıntılı bir vaziyete sebebiyet veriyor.
Bu anlamda Kırgızistan’da 2005’te meydana gelen Lale Devrimi mühim bir örnek. Zira Açık Toplum Enstitüsü’nün (Soros Vakfı) post-Sovyet ülkeleri Amerikancılaştırma gayesiyle desteklediği ve yönlendirdiği renkli devrimlerden biri de Kırgızistan’da meydana gelen Lale Devrimi.
Yani söz konusu devrim, Soros’un Kırgızistan’daki gücünü gözler önüne sermesi bakımından oldukça önemli. Bununla birlikte son dönemde Kırgız siyasetinde Soros tartışmaları ivmelenmiş vaziyette. GDH, sürece bundan altı ay önce, henüz tartışmalar alevlenmeden analizlerinde dikkat çekmişti.
Soros Vakfı, “Açık Toplum Enstitüsü-Kırgızistan” adıyla 1995 yılından beri ülkede faal. Nitekim STK’lardan medyaya ve siyasi partilerden üniversitelere kadar çeşitli alanlarda örgütlenmiş durumda. Halihazırda “Açık Toplum Enstitüsü-Kırgızistan”; “Atajurt Yeriktileri” isimli Rusya karşıtı dernekle, “Demokrasi ve Sivil Haklar Örgütü” adlı Çin karşıtı organizasyonla ve Kırgızistan Cumhurbaşkanı Sadır Caparov’a karşı yürüttüğü sert muhalefetle sık sık gündeme gelen Ortak Dava Kamu Vakfı’yla yakın çalışmakta. Buna ek olarak “Liberal İlerici Partisi”nin ve Bişkek merkezli “Orta Asya Amerikan Üniversitesi”nin de Sorosçu propaganda süreçlerine destek olduğu biliniyor.
En önemlisi de Soros’un medya ayağı. Nitekim “Radio Free Europe/Radio Liberty”nin Kırgızistan şubesi olan “Azattık Radio”nun yanı sıra “Kaktus Media”, “Current Time” ve “Kloop.kg” isimli medya kuruluşları uzun yıllar boyunca Kırgızistan’da sokağı yönlendirme ve Kırgız siyasetini Amerikan çıkarları doğrultusunda dizayn etme noktasında mühim bir propaganda aygıtı olarak görev yaptı.
Tüm bu zorlukların farkında olan Caparov ise 2021 yılında STK’ların yabancı kuruluşlardan aldığı fonları denetlemeyi öngören bir yasa çıkarmıştır. Esasen Batı’nın ve özellikle de ABD’nin Caparov’a dönük eleştirileri de bu süreçten itibaren başlamıştır. 2022 sonunda ise Kırgız siyasetine yön vermek isteyen Azattyk Radio’nun faaliyetleri askıya alınmış ve diğer medya kurumlarındaki Sorosçu isimler gözaltına alınmıştır. Tahmin edileceği gibi, bu süreçte Caparov yönetimi, ülkenin çıkarlarına aykırı faaliyetlerde bulunan grupların etkisini kırma amacıyla hareket etmiştir.
2023 yılının Haziran ayında ise STK’lara dönük “Yabancı Ajan Yasası”nın hazırlandığı duyurulmuştur. Bu gelişme, yalnızca Sorosçu yapıları değil; Soroslu içli dışlı olan FETÖ’cüler dahil pek çok Amerikancı yapıyı endişeye düşürmüştür.
Bunun nihayetinde ise Kırgızistan’da ordu ve bürokrasi içerisinde örgütlü olan ve genellikle eğitim hayatını Soros Vakfı’nın burslarıyla Batılı ülkelerde tamamlayan kişilerin darbe hazırlığına yöneldiği görülmüştür.
Nitekim 5 Haziran 2023 tarihinde Bişkek yönetimi, Kırgızistan Ulusal Güvenlik Komitesi’nin uyarısı doğrultusunda darbe hazırlığı içerisinde olan cuntacı grubu çökertmeye yönelik operasyonlar düzenlemiş ve bu operasyonlarda 110 bürokrat ve asker gözaltına alınmıştır.
Tüm bu bilgilerden hareketle şu tespiti yapmak mümkün: Kırgızistan, ülkenin çıkarlarına karşı faaliyette bulunan yapılara karşı bir temizlik sürecini başlatmış durumda. Amaç ise ülkenin egemenliğini ve bağımsızlığını pekiştirmek yoluyla istikrarlı bir şekilde kalkınmasını sağlamak.
Diğer taraftan bu cuntacı grup, Soros’un Kırgızistan’da toplumsal hareketleri yönlendirme kapasitesinin zayıfladığını göstermekte. Zira geçmiş yıllarda toplumsal hareketler yoluyla “demokratikmiş” gibi görünen devrimlerle iktidar değiştirmeyi başaran Soros, artık hedefine ulaşmak için antidemokratik seçenekleri değerlendirmeye alıyor.
Üstelik bunda da muvaffak olamıyor. Esasen Macaristan’dan Türkiye’ye son yıllarda Amerikancı yapıların ve özellikle de Sorosçu grupların fonladığı kuruluşlar üzerinden yürütülen toplumsal hareketlerin de darbe girişimlerinin de başarılı olduğu bir örnek yok. Yani devletler, Soros’un metotlarını tanıdı ve öğrendi. Aktörler 2000’li yılların başındaki kadar dış müdahaleye açık değil. Bu yüzden de Soros destekli gruplar, yenilgiye mahkum.
Neticede Kırgızistan’da yaşanan süreç, darbeci grupların tasfiyesini kolaylaştıracak ve Kırgız demokrasisinin gerçek anlamda güçlenmesine hizmet edecek gibi gözüküyor. Aynı zamanda Soros destekli yapılara dönük soruşturmalar, Kırgızistan’ın egemenliğini ve bağımsızlığını da güçlendirecek.