Kış savaşını kamikaze dronla ısıtmak

💢 Rusya-Ukrayna Savaşı'nda kış mevsimi ateşkes getirecek mi?

💢 Ukrayna'nın kamikaze dron saldırıları hangi ipuçlarını taşıyor?

💢 Rusya-Ukrayna arasında dron savaşlarının şiddetlenmesi ne anlama geliyor?

1. resim

Rusya-Ukrayna Savaşı’nı bitirme konusundaki ümitlerini 2023’e bırakan uluslararası toplumun kahir ekseriyeti, en azından şiddetli bir kış mevsiminin ateşkes temin edeceğinden ümitliydi. Ancak, 19’uncu yüzyılın “Napolyon Savaşları” ya da 20’inci yüzyılda Adolf Hitler tarafından SSCB’yi işgal için tasarlanan “Barbarossa Planı” merceğinden ilham alan bu bakış açısı, “savaşın çıkmayacağına” inanan çevreler gibi bir kez daha yaya kaldı.

“General Kış”tan medet ummak hele ki konu “Ukrayna-Rusya Savaşı” ise mümkün değil. Bu savaş tarihte örneklerine ilk defa rastlanan taktik ve silahların çarpıştığı bir alan. İnsansız deniz ve hava araçlarının ilk kez bu denli yoğun kullanıldığı, uydudan yönlendirilen top mermileri ve roketlerin hedeflerini en yüksek isabet oranıyla bertaraf ettikleri yeni bir savaş türünden bahsediyoruz. Bu savaş “temennilerle” değil, küresel jeopolitik mücadelenin sert gerçekleriyle yürütülüyor.

Nitekim, Ukrayna yönetimi müzakere masasına oturması için yapılan baskılara direnerek, kış mevsiminin “cepheyi dondurmayacağı” konusunda kararlı mesajlar vermişti. Bunun ne anlama geldiği 5 Aralık günü Engels-2 ve Ryazan’daki Dyagilevo hava üslerine kamikaze dronlarla düzenlenen saldırılarla anlaşıldı. Ukrayna cephe hatlarına neredeyse 800 kilometre mesafede, Moskova’ya 250 kilometre mesafedeki üsler, Topolev-95 ve Tupolev-160 tipi stratejik bombardıman uçaklarına ev sahipliği yapıyordu. Malum olduğu üzere Rusya, Ukrayna’ya yönelik füze saldırıları için stratejik bombardıman uçakları ile Karadeniz’deki savaş gemilerini platform olarak kullanıyor.

Ukrayna’nın kamikaze dron saldırılarında en fazla 2 bombardıman uçağı hasar gördü. Ancak bu saldırılar savaşın gidişatına dair önemli ipuçları veriyordu.

Ukrayna Devlet Başkanlığı Danışmanı Mykhailo Podolyak, Rusya topraklarındaki askeri hedefleri kamikaze dronlarla vurmalarını sosyal medyada paylaştığı şu ifadelerle meşrulaştırmaktan da geri kalmadı:

“Dünya, Galileo’nun da keşfettiği gibi yuvarlaktır. Astronomi Kremlin’de icat edilmedi. Biliyor olmaları gerekir ki, bir ülkenin hava sahasından başka bir ülkenin hava sahasına bir şeyler fırlatılırsa, bu tanımlanamayan hava cisimleri önünde sonunda yola çıktığı yere geri döner”.

Ukrayna Devlet silah üretim şirketi Ukroboronprom da Ekim ayından itibaren menzili bin kilometre olan ve 75 kilogram patlayıcı başlık taşıyabilen dronlar üzerinde çalıştıklarını duyuruyordu. Ukroboronprom yetkilileri, bu silahın testlerinin başarıyla tamamlandığını da kısa süre önce duyurdu. 5 Aralık’taki saldırılarda kullanılan dronlar, verdikleri hasara bakacak olursak henüz bu dronlar değil. Ukrayna şimdilik yalnızca Rus hava savunma sistemlerini test etmiş gibi görünüyor.

Bu saldırıların ardından yine Ukrayna tarafından yapılan açıklamalarda “Yakın zamanda Rusya’nın da güvenli bölgeleri kalmayacak. Sibirya da dahil olmak üzere Rusya içindeki tüm hedeflere ulaşabileceğiz” ifadeleri kullanıldı. Bu ifadeler, İkinci Dünya Savaşı’nda olduğu gibi bir kez daha bazı unsurları Sibirya’ya taşındığı anlaşılan Rus savunma endüstrisinin artık dokunulmaz olmadığına işaret ediyor.

9 Aralık The Times gazetesinde yayımlanan bir haber de dikkat çekiciydi. Habere göre ABD Savunma Bakanlığı Pentagon, Ukrayna ordusuna Rusya içlerine uzun menzilli saldırılar için yeşil ışık yakmıştı. Anlaşılan ABD, Rusya topraklarına düzenlenecek saldırıların nükleer silah ile karşılık bulmayacağına dair sağlam sebepler elde etmiş.

Bu sebebi belki de Kazakistan Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev’in 28 Kasım’da Moskova’ya yaptığı ziyarette aramak lazım. Tokayev ile Putin’in iki ülkenin diplomatik ilişkilerinin 30’uncu yılı münasebetiyle imzaladıkları ortak deklarasyonda “Kazananın olmayacağı bir nükleer savaşa asla izin verilmemelidir” ifadesinin bulunması ilginçti.

Kimi diplomatik gözlemcilere göre bu ifade Çin Halk Cumhuriyeti vasıtasıyla deklarasyona konmuştu. Pekin yönetimi böylece Putin’in nükleer silaha başvurması ihtimalinin önlenmesi için Avrupalı liderlerden gelen taleplere de cevap vermiş olabilir. Çin Devlet Başkanı Şi Cingping’in Moskova üzerindeki etkisini kullanmasıyla bir nükleer çatışma riskinin ortadan kaldırılmış olması ihtimalini dikkate almak için yeterince sebep var. Bu noktada Şi’nin 3 yıl aradan sonra 15 Eylül’de ilk yurt dışı ziyaretini Kazakistan’a yaptığını, hatta Şanghay İşbirliği Örgütü Zirvesi öncesi bu teması gerçekleştirdiğini hatırlayalım.

Kamikaze dronlar kadar Ukrayna’nın Rus ordusuna karşı sağladığı üstünlükte önemli rol oynayan yüksek harekat kabiliyetine sahip HIMARS sistemlerine de değinmekte fayda var.

5 Aralık’ta Wall Street Journal’da, ABD’nin Ukrayna’ya temin ettiği HIMARS ( High Mobility Artillery Rocket System) sistemlerini, Rusya içerisine uzun menzilli saldırılar yapılamayacak şekilde modifiye ettiği yönünde bir haber yayınlandı. Bu habere göre HIMARS’ta kullanılan uydudan yönlendirilen GMLRS ( Guided Multiple Launch Rocket System) roketleri ancak 50 mil yani 80 kilometre kadar menzile sahip.

Ancak Ukrayna ordusuna yakın kaynaklar Wall Street Journal gazetesinin haberinin gerçekleri yansıtmadığını, savaşın başında bu yönde bir karar alınmış olsa bile ilerleyen süreçte Ukrayna ordusuna daha uzun menzilli roketlerin temin edildiği görüşündeler.

Nitekim 10 Aralık gecesi Kırım’daki 4 havaalanı ile diğer lojistik merkezler ve Kırım yolu üzerindeki Melitopol’de bulunan Rus ordusunun tesisleri şiddetli bir bombardımanla vuruldu. Melitopol’deki Rus karargahının HIMARS sistemleri ile vurulduğuna dair kanıtlar ileri sürülmekte ve kentin Ukrayna cephe hattına uzaklığına bakıldığında bu saldırının 80 kilometre menzilli roketlerle yapılabilmesi mümkün görünmemekte.

Kamikaze dron kullanımında bir de madalyonun diğer yüzü var. Bu silahları sahaya yoğun şekilde ilk süren taraf Rusya oldu. Ancak meselenin uluslararası düzeyde tepki çeken kısmı, Rusya’nın özellikle Şahid-136 tipi dronları İran’dan temin etmesiydi.

Ukrayna Hava Kuvvetleri Sözcüsü Yuri Ignat 6 Aralık’ta düzenlediği basın toplantısında İran kamikaze dronlarının 3 haftadır saldırılarda kullanılmadığına dikkat çekti. Ignat’a göre Rusya, ilk sevkiyatta eline ulaşan 400 kamikaze dronu tüketmişti.

Bunlardan 350’sinin Ukrayna hava savunma sistemleri tarafından etkisiz hale getirildiği belirtiliyor. Rusya’nın İran’dan sipariş ettiği Şahid-136 kamikaze dronlarının toplam sayısının ise bin 700 olduğu iddia ediliyor. Muhtemelen ABD ve İsrail’in Rusya-İran askeri işbirliğine karşı harekete geçmesi, “kamikaze dron ve balistik füze” siparişlerinin öngörülen takvimde yerlerine ulaşmasını engelliyor.

Geçen hafta NBC yayın kuruluşuna açıklama yapan ismi belirtilmeyen ABD kaynakları, Washington yönetiminin kendileriyle aynı görüşte olan ülkelerden bir grup oluşturarak Rusya-İran askeri işbirliğini görüştüğünü ifade ettiler. NBC haberlerinde ABD askeri ve istihbarat kaynaklarının kullandığı şu ifadeler de önem taşıyordu:

"Rusya ve İran arasındaki işbirliği, sadece Ukrayna için değil, İran'ın bölgedeki komşuları için de tehdit. Elimizdeki bilgileri hem Ortadoğu'daki hem de dünya çapındaki ortaklarımızla paylaştık.Rusya, Ukrayna savaşı için kendisine silah sağlamasına karşılık İran'a benzeri görülmemiş askeri ve teknik destek veriyor."

Bu açıklamalar ışığında, İsrail’in Suriye’ye ulaşan İran askeri sevkiyatlarını vurmasına benzer operasyonları, Hazar Denizi ya da Kafkaslar’da görmek söz konusu olabilir. Belki de bu operasyonlar doğrudan askeri saldırılarla değil, konteynerlerde çıkabilecek kaynağı belirsiz yangınlardan kaynaklı sabotajlarla gerçekleşir.

Kamikaze dronların daha yoğun şekilde sahaya sürülmesiyle beraber Kiev yönetiminin planladığı biçimde yalnızca cephede değil, Rusya’nın iç kesimlerini de kapsayacak şekilde sıcak bir “kış mevsimi”nin hüküm süreceğini söylemek yanlış olmayacaktır.

Tartışma