Körfez ve Ortadoğu'da değişim rüzgarları: Herzog ziyareti ve IMX/CE 22

Ortadoğu tarihinde yeni sayfa açan İbrahim Anlaşmaları, İsrail Cumhurbaşkanı Yitzhak Herzog’un Birleşik Arap Emirlikleri’ne yaptığı ziyaretle yeni bir aşamaya geçti. Birleşik Arap Emirlikleri-İsrail-ABD üçlüsünün 13 Ağustos 2020’de attıkları ilk adım kısa sürede büyük mesafe kat etti.

1. resim
02.02.2022

Ortadoğu tarihinde yeni sayfa açan İbrahim Anlaşmaları, İsrail Cumhurbaşkanı Yitzhak Herzog’un Birleşik Arap Emirlikleri’ne yaptığı ziyaretle yeni bir aşamaya geçti. Birleşik Arap Emirlikleri-İsrail-ABD üçlüsünün 13 Ağustos 2020’de attıkları ilk adım kısa sürede büyük mesafe kat etti. Sudan, Fas, Uman, Bahreyn, Ürdün’ün de dahil olduğu süreç diplomatik ilişkilerin normalleştirilmesine yönelik dar kapsamlı bir hamle olmanın ötesine ulaştı. Cebelitarık Boğazı’ndan Kızıldeniz’deki Bab-el Mandeb Boğazına, oradan da Hürmüz Boğazı’na kadar oluşan bir ekonomik bölge inşa edilmesi yönündeki adımlar hızlanıyor. 

İsrail Cumhurbaşkanı Yitzhak Herzog, 31 Ocak’ta Dubai’de Expo 2020’ye yaptığı ziyaretle, Körfez bölgesinde dengelerin değiştiğini ilan etti. Bu ziyaret Birleşik Arap Emirlikleri’nin İsrail’e yapacağı 10 milyar dolarlık yatırımın ilk adımı olacak. 

Karşılıklı alışveriş bununla da kalmayacak. Herzog’un ziyaretinin başladığı gün Yemen’deki Husilerin Birleşik Arap Emirlikleri’ne balistik füze saldırısı düzenlemesi uzun süredir gündemde olan bir pazarlığın da hızlanmasını sağladı. Herzog’un ziyaretinin ardından “Demir Kubbe” füze savunma sisteminin Birleşik Arap Emirlikleri’ne satışı yönünde mesafe alınması umuluyor. Savunma uzmanları bu adımın atılması halinde İsrail’in, İran’ın olası bir balistik füze saldırısına karşı Körfez Bölgesi’nden başlayan bir savunma hattı kurabileceğine işaret ediyorlar. 

İsrail Cumhurbaşkanı Herzog, Dubai Expo 2020’de yaptığı konuşmada “İbrahim Anlaşmaları”nın hedefinin yalnızca ilişkileri normalleştirmekten ibaret olmadığını, her iki ülkenin gelecek kuşaklarının kaderlerini şekillendireceğini kaydetti. Anlaşmanın imzalanmasının ardından iki ülke arasındaki ticaret hacmi 1 milyar doları aşarken, 120’den fazla anlaşma imzalandı. Birleşik Arap Emirlikleri’ni ziyaret eden İsrailli turistlerin sayısı da 250 bini buldu.  

Körfez Bölgesi’ndeki gelişmeler, İsrail’in bölge ile ilişki kurmasının ötesinde çok boyutlu normalleşme çabalarının yürürlükte olduğuna işaret ediyor. Herzog’un Birleşik Arap Emirlikleri ziyaretiyle eş zamanlı olarak 31 Ocak günü Uman Dışişleri Bakanı Seyid Bedir Abdülsaid de Suriye’nin başkenti Şam’daydı. Uman Dışişleri Bakanı’nın ziyareti, Şam yönetiminin Arap Ligi’ne dönüşünün yaklaştığına dair emarelerin arttığı bir dönemde gerçekleşti.Suriye 2011 yılında başlayan iç savaşı takiben Arap Ligi’nden ihraç edilmişti. Uluslararası toplumun Esad rejiminin yıkılmayacağına ikna olmasıyla beraber Körfez ülkeleri İsrail’le olduğu gibi Beşar Esad ile de ilişkilerini normalleştirme rotasına girdi. 

Körfez bölgesinde atılan sıra dışı işbirliği adımları diplomatik alanla sınırlı değil. Bölgede 1 Şubat itibarıyla Ortadoğu tarihinin en geniş katılımlı deniz tatbikatı “IMX/CE 22 – International Maritime Exercice/Cutlass Express” başladı. “IMX/CE 22”nin bir diğer özelliği ise dünyada bugüne kadarki en fazla insansız platform kullanılan tatbikat olması. Su üstünde, su altında ve havada 80 insansız sistem, Kızıldeniz, Arap Denizi, İran Körfezi ve Somali kıyılarında denenecek. 50 savaş gemisi ile 9 bin personelin katıldığı tatbikat 18 gün sürecek. ABD 5. Filosu’nun önderliğindeki tatbikatta 60 ülke ve uluslararası kuruluş yer alıyor. Birleşik Arap Emirlikleri, Mısır, Kenya, Amerika Birleşik Devletleri ve Uman’ın görev gücü komutanlıklarını üstlendiği tatbikatın katılımcıları arasında İsrail de bulunuyor. İsrail ilk defa Suudi Arabistan ve Uman ile ortak bir tatbikatta yer alıyor. Türkiye de bu tatbikata bir karargah subayı ile katılmakta. 

Bir yanda İkinci Soğuk Savaş’ın rüzgarları diğer yanda İran’ın nükleer programına ilişkin çetin müzakereler sürerken Ortadoğu’ya, merkezine Birleşik Arap Emirlikleri ve İsrail’in yerleştiği bir değişim süreci hakim olmakta. Arap Baharı’nın sonuçsuz kalan kaosunun ardından bölgede yeni dinamikler ışığında azami bir uzlaşma iklimi gözleniyor. Ekonomi ve savunma politikalarının lokomotif görev üstlendiği bu değişim treni  21’inci yüzyılın ikinci çeyreğine yönelik Ortadoğu’nun yeniden yapılanmasına damgasını vuracak.