Kuantum, yapay zekâ ve ekonomi

Hocam neyin kafasını yaşıyorsun demeyin hemen...

1. resim

Artık devir değişti, e tabii Çelik de değişti” kabilinden önce Sanayi Devrimi yaşandı dünyada akabinde internet çağı denen süreç yaşandı, yaşanıyor. Sanayi devrimi öncesi de dikkate alınırsa zamanın yaşanma hızı her seferinde bir miktar daha hızlandı diyebilir. Dedenize göre babanızın çağında hayat daha hızlı akıyorken sizin zamanınızda babanıza göre nispeten daha hızlı akıyor.

Einstein’ın meşhur zaman kuramını duymuşsunuzdur. Einstein’a göre bütün varlıklar ve varlığın fiziksel olayları zaman olarak, hareket ve mekan olarak birbirlerinden bağımsız vaziyette değillerdir. Birbirleriyle yakinen bağlantılıdırlar. Nesneler zamanla, zaman nesneyle vs. hepsi birbiriyle bağımlıdır.

Ne demek şimdi bu derseniz şu demek. Her hangi bir şeyin aynı anda iki farklı yerde olabilme ihtimali var demektir.

Kuantum aslında atom altı parçacıkları inceleyen bir alt fizik bilimi dalıdır. Kuantum fiziğine göre atom altı parçacıklar aynı anda birden fazla yerde (süper pozisyon) bulunabilirler. Atom altı parçacıklar birbirlerinden çok uzakta da olsalar birbirleri ile bağlantılı olabilirler. Evrende birbiriyle bağlantılı olmayan hiçbir şey yoktur (Dolanıklık İlkesi).

Demek ki kuantum fiziği alanında önümüzdeki zamanda yaşanacak gelişmeler çok başka bir dünyanın kapılarını aralayabilir.

Hatta öyle ki yapay zekâ ile kuantum teknolojisinin bir araya gelmesiyle ortaya çıkacak olan bilimsel teknolojik gelişmeler yeryüzündeki birçok mesleğin, kişinin, nesnenin, ülkenin ve bilim dallarının sonu haline dönüşebilir.

Nasıl mı?

Elle tutulur, gözle görülür olmadığı için kavraması biraz zor ama kısaca izah edeyim. Bugün kullandığımız mevcut bilgisayarlarımız bitlerden oluşan hafıza sistematiği ile işler. Her bit 1 veya 0 değeri alarak aslında ekranda gördüğünüz ve değişen her bir unsur veya görüntü için 0 ve 1’lerden oluşan bir adrese sahiptir. Kuantum bilgisayarları ise kübit (qubit) oluşan bir yapıya sahiptir. Klasik mevcut bilgisayarlardan farklı olarak her bir qubit 1 ve 0 değerinin yanı sıra aynı zaman diliminde 1 ve 0 arasında bir değer de alabiliyor. Yani aynı anda 2 farklı yerde bulunmak gibi...

Dolayısıyla çok zor problemlerin çözümünü, milyon hatta milyar satırlık verilerin analizlerini sırasıyla ve uzun bir zaman diliminde yapabilen günümüz bilgisayarlarından farklı olarak kuantum teknolojisine sahip bir bilgisayar için aynı işlemler birkaç saniyelik mesele haline dönüşmüş oluyor.

Eeee iyi de Hocam sonuçta ne olacak yani derseniz olayı gerçekten hafife almış olursunuz.

• Zira sizin uzun yıllarda elde ettiğiniz mesleki kabiliyetlerinize birkaç saniyede erişebilen robotları,

• Sismik teknolojiyi yapay zeka ile kullanabilen ve dünyanın herhangi bir yerinde meydana gelecek (getirilecek) olan depremin olası etkilerini anında hesaplayabilen bir makinenin,

Milyarlarca insanın kişisel verilerinin analiz edilmesiyle size sosyo-kültürel bir dış politika sunabilecek kuantik bir aklın,

Varlığını hayal ederseniz, bir de bu varlığın doğru ellerde olması ya da yanlış ellerde olması arasında farkı düşünürseniz ne demek istediğimi çok daha iyi anlarsınız.

Bilimin yapay zekâ ve kuantum teknolojisinde ileri seviyeye geldiği yıllarda bu teknolojinin sahipleri tarafından insanoğlu muhtemel ki hantal, yeteneksiz bir canlı olarak nitelendirilecek.

Benzer durum ekonomi alanında da olacak.

Bu yazı ile bir ilke de imza atalım. Uzun süredir kafa yorduğum ve “Kuaekonomi” kavramını geliştirdiğim (ki benden önce kullananı görmedim) yepyeni bir dünyanın kapıları aralanacak.

Bugün yalnızca daha geliştirilme aşamasında olan yapay zekâ bile finans piyasasında robotik alım satım işlemleri anlamında kendine ciddi yer buldu. Bunun kuantum bilgisayar ile birleştirilerek geliştirildiğini düşünürseniz; yüzler piyasa yorumcusu, analist silinip gidecek demektir.

Kuantum düşünüm sistematiği; bugün akademik anlamda yapılan ampirik çalışmaların da alt yapısını oluşturan “Belirginleşmiş”, “Matematiksel Olarak Netleştirilmiş”, “Mutlak” bağlamın çok ötesine gidiyor. Kuantum düşünce sistematiği “Belirsizlik” durumunu da analiz ediyor. Dolasıyla “Diğer Değişkenler Sabitken / Ceteris Paribus” bugün için insanoğlunun geliştirdiği en önemli analiz yöntemi olabilir. Ama kuantum; “tüm değişkenlerin sabit olmadığı varsayımları dahi analiz etmeye, belirsizliği çözmeye talip” olarak geliyor.

Buradan şu çıkarımı yapmak mümkündür.

Yakın gelecekte bizler gibi “enflasyon şöyle olursa böyle olur, faiz artarsa şöyle olur” gibi açıklamalar ile piyasaların ne diyeceğini dört gözle takip ettiği akademisyenler “Kuaekonomi” devrinde tarihin tozlu sayfalarında kendine yer bulacak. Bugün 1 yıl sonrası için yaptığı tahmini tutan ve kahin ilan etiğimiz iktisatçıların kehaneti “Kuaekonomi” çağında günlük hayattaki sıradan bir işlemden ibaret hale dönüşecek. Zira bugün insanoğlunun ekonomiye dair yaptığı tüm stratejileri, Merkez Bankalarının geliştirdiği tüm dijital senaryoları, simülasyonları “Kuaekonomi” çağında çok basit bir işlem olarak teknoloji önünüze koyacak. Koymakla da kalmayacak dilerseniz uygulacak!

Bu bağlamda big data, veri madenciliği, yapay zeka bugün kimde ise dünyanın patronu, patronları da onlardır dediğimiz bakış açımızı kuantum teknolojisinin bunlara eklenmiş hali ile hayal ederseniz işin menfi ve müspet anlamda nerelere varabileceğini aklımız ve havsalamızın kavraması gerçekten zor hale dönüşüyor.

Hülasa; beşer aynen kalacak da; beşeri bilimlerin sonu pek hayırlı görünmüyor.

Tartışma