gdh'de ara...

Los Angeles Times: ABD vergi mükelleflerinin parası Gazze'yi yok etmemeli!

ABD ve uluslararası kurumların Gazze'de inşaa ettiği milyarlarca dolarlık hayat veren proje yerle bir ediliyor. Biden yönetimi, ABD vergi mükelleflerinin parasını İsrail'in Gazze'yi yok etmesi için harcıyor.

1. resim

ABD merkezli yayın organlarından Los Angeles Times'da, Gazze'deki yıkımın ve Biden yönetiminin İsrail'e desteğinin eleştirildiği bir analiz yayınlandı.

ABD'deki ve dünyadaki çok sayıda kurum ve kuruluşun, yıllarca Gazze Şeridi ve Batı Şeria'yı inşaa etmek için Amerikan vergi mükeleflerinin parası ile çalıştığı belirtilen analizde, Biden yönetiminin ise şu anda yine Amerikan vergi mükeleflerinin parasını İsrail'in yıkımı için harcadığına dikkat çekildi.

Analizde ayrıca; Biden yönetiminin İsrail'in soykırım düzeyine ulaşan saldırılarına son vermek için diplomasiye dönmesi ve daha fazla yıkımın önüne geçmesi için adım atması çağrısında bulunuldu.

İşte Los Angeles Times'da yayınlanan analiz:

Geçtiğimiz elli yıl boyunca Amerikalı vergi mükellefleri Gazze Şeridi ve Batı Şeria'da insani yardım ve kalkınma alanında yüzlerce projeyi finanse etmek için 7 milyar dolardan fazla yatırım yaptı ve bunların hepsi "barışın inşası" adı altında gerçekleştirildi.

Ancak Biden yönetimi şu anda İsrail'e, insanları öldüren silahları sağlıyor ve Amerikan mükelleflerinin parasını, yıllarca yine Amerikan mükellefin parası ile inşaa edilen yerleri yıkmak için harcıyor. Oradaki insanlara hayat veren projeleri korumakta başarısız oluyor.

Buna ek olarak Biden yönetimi, Gazze'deki 2 milyon Filistinli kitlesel evsizlik, açlık ve hastalıkla karşı karşıyayken, Gazze'deki en büyük insani yardım grubu olan Birleşmiş Milletler Yardım ve Bayındırlık Ajansı'nın finansmanını askıya aldı.

Yıllarca; Amideast, Anera, CARE, Catholic Relief Services, Mercy Corps, Save the Children ve World Vision'da çalışan ve emekli olmuş bir düzine insani yardım çalışanı da aynı fikirde.

Bu kişiler, 1990'lar ve 2000'lerde ABD Uluslararası Kalkınma Ajansı'nın Gazze Şeridi ve Batı Şeria'da finanse ettiği projeleri yönetti ya da bu projelere danışmanlık yaptı.

Ayrıca; aile ve temel sağlık hizmetlerine erişimin iyileştirilmesine, öğretim stratejileri konusunda profesörlerin eğitilmesine, hemşirelik kolejlerinin kurulmasına, tarımsal gıda sektörünün geliştirilmesine, kıt su kaynaklarının daha etkin kullanılmasına, belediye ve sosyal hizmetlerin desteklenmesine yardımcı oldu.

Bu girişimlerde Tel Aviv'deki ABD Büyükelçiliği, Kudüs'teki konsolosluk ve USAID personeli ile yakın işbirliği içinde çalışıldı.

Bu isimleri harekete geçiren temel motivasyon, ABD'nin bölgesel barış ve güvenliğe yönelik ahlaki ve hukuki taahhüdünün bir parçası olarak Filistin halkının ekonomik, sosyal ve kültürel haklarını güçlendirme sorumluluğuydu.

Filistin toplumunun her gün maruz kaldığı bu yıkım bu nedenle de dikkat çekicidir. On yıllardır süren bu çatışma boyunca, gerekçesi ve failleri ne olursa olsun fiziksel, yapısal, cinsel ve kültürel şiddeti her zaman kınandı.

Hamas'ın 7 Ekim'deki saldırısı ve ardından İsrail'in Gazze'de verdiği şiddetli karşılık, İsrail için yalnızca nesiller arası güvensizliğe, Filistin toplumunun parçalanmasına ve Filistinlilerin güvenlik ve emniyet içinde kendi kaderlerini tayin etme hakkının daha da ertelenmesine yol açabilir.

Ocak ayı sonu itibariyle, Gazze'de kalkınma ve yardım desteğiyle üretilen zenginliklerin çoğu yok edilmiştir.

Gazze'deki hastanelerde çalışan ambulans şoförleri ve tıp teknisyenleri yıllarca eğitildi. Ancak şimdi çalıştıkları yerde öldürülüyorlar ki insan hakları grupları bunun uluslararası hukuku ihlal ettiğini belirtiyor.

Yüzlerce Filistinli akademisyen de, Gazze üniversitelerinde ders vermek üzere geri dönebilmeleri için Amerikan kurumlarında eğitildi. Ancak şimdi 100'den fazla Gazzeli akademisyen öldürüldü ve Gazze Şeridi'ndeki üniversiteler, ABD tarafından eğitim amacıyla sağlanan teknolojik donanımla birlikte yok edildi.

Amerikan vergi mükellefleri çiftçileri üretkenliklerini arttırmaları için destekledi. Şimdi ise geniş tarlalar, ekinler, meyve bahçeleri ve seralar buldozerlerle yerle bir edildi. Kadınları güçlendirme projeleri çöktü ve eğitimli personelin çoğu öldürüldü. Konut projeleri ve kanalizasyon altyapısı yerle bir edildi. Çocuk engelliler, gençlik sporları ve diğer toplum projeleri artık mevcut değil.

Kuşatmanın sonuçları, Gazze'yi "kıyamet gibi" olarak adlandıracak bir noktaya getirdi.

Hem Demokrat hem de Cumhuriyetçi yönetimler yıllarca, Amerikalılar tarafından finanse edilen ve Kongre tarafından onaylanan bu USAID projelerini, barışa olan bağlılığı gösterdiği ve ABD'nin ulusal çıkarlarına uygun olduğu için desteklemiştir.

Şimdi, ABD'nin savaş sonrası yeniden kalkınma için bu tür bir yardım sağlamasındaki gerçek niyeti ve gelecekteki yatırımların bir kez daha duman olup olmayacağı konusundaki şüphecilik artmış durumda.

ABD'nin vergi gelirlerinin İsrail'in yıkımlarına değil, mültecilerin, Gazze'nin, Batı Şeria'nın ve Kudüs'ün geleceği gibi meseleleri ele almak üzere diplomasiye yönlendirilmesi gerekmektedir.

Biden yönetimi, acil bir ateşkese ve insani yardım kuruluşları aracılığıyla Gazze'ye yönelik yardımların finansmanına öncelik vererek, daha fazla yıkımın önüne geçebilir ve hem Filistinliler hem de İsrailliler için, insan onuruna dayalı bir geleceği destekleyebilir.

Tartışma