Middle East Eye: Yıllar sürecek bir “hudna” Filistin sorununu çözebilir mi?

Yıllar sürecek bir “hudna” Filistin sorununu çözebilir mi? İşte tarihteki “hudna” örnekleri ve sorunların çözümine yaptığı katkılar...

1. resim

İngiltere merkezli Middle East Eye'de tarihteki örnekleri üzerinden olası bir Filistin-İsrail arasındaki şartlı ateşkesin sorunun çözümüne dair ortaya çıkarabileceği sonuçlar değerlendirildi.

Analizde; tarihteki, Peygamber Efendimiz döneminde gerçekleştirilen Hudeybiye Antlaşması ve Haçlı savaşları sırasında gerçekleştirilen bazi “hudna” (uzun süreli şartlı ateşkes) örnekleri üzerinden bugüne ışık tutulmaya çalışılırken, böyle bir anlaşmanın taraflara sağlayacağı olası avantajlara da değinildi.

Analizde ayrıca; tarhisel bağlamda bu tür anlaşmaların sorunların çözüme nasıl yansıdığı da değerlendirildi.

İşte Middle East Eye'de yayınlanan analiz:

İsrail ve Filistinliler arasında uzun vadeli bir "hudna" (uzun süreli şartlı ateşkes) fikri ilk olarak 1990'ların başında ortaya çıkmıştı.

Şubat 1994'te, o dönemde Hamas'ın siyasi bürosunun başında bulunan Musa Ebu Merzuk tarafından, Ürdün İslami hareketinin yayın organı olan haftalık Amman gazetesi Es Sebil'de yayınlanan bir açıklamada dile getirilmişti.

Filistin'de bu kavrama benzer bir gönderme aynı tarihlerde Hamas'ın kurucusu Şeyh Ahmed Yasin tarafından hapishane hücresinden yapıldı. İsrail-Filistin çatışmasına geçici bir çözüm olarak "hudna" önerdi.

Hamas bu öneriyi daha sonra birçok kez tekrarladı ancak İsraillilerin ilgisini çekmeyi başaramadı. Son günlerde çeşitli Hamas sözcüleri tarafından "hudna" kavramına yeniden atıfta bulunuldu.

"Hudna" İslam hukukunda meşru ve bağlayıcı bir sözleşme olarak kabul edilir ve amacı düşmanla çatışmayı kararlaştırılan bir süre için durdurmaktır. Karşılıklı ihtiyaç ve çıkarlara bağlı olarak kısa ya da uzun olabilir.

Böyle bir anlaşma, Filistin Kurtuluş Örgütü'nün İsrail devletini ve var olma hakkını tanıdığı Oslo barış anlaşmalarından farklı olacaktır.

Aradaki fark, bir "hudna" kapsamında tanıma konusunun gündeme gelmeyecek olmasıdır. Çünkü İsrail ve çoğu Batılı güç tarafından terörist bir örgüt olarak tanımlanan Hamas'ın, Filistinlilerin 1948'de ya da daha sonra herhangi bir zamanda zorla çıkarıldıkları topraklara ve evlerine geri dönme haklarından feragat etme yetkisi yoktur.

Tarihsel bağlam

Mevcut koşullar altında yapabileceği en iyi şey, çatışmaların durdurulması karşılığında kaybedilen toprakların bir kısmını geri almak ve mahkumların serbest bırakılmasını sağlamaktır. Bu, İrlanda Cumhuriyetçi Ordusu'nun (IRA) Kuzey İrlanda'daki çatışmalara son vermek için müzakere masasına oturmayı kabul etmesine, ancak bölge üzerindeki İngiliz egemenliğini tanımamasına benzer bir durum olacaktır.

Birçok İrlandalı Katolik, bir gün tüm İrlanda'nın birleşeceğini ve Britanya egemenliğinin sona ereceğini ummaya ya da hayal etmeye devam etmektedir. Kuzey İrlanda'daki şiddetin sona erdirilmesi için müzakere yürütülmesi hiçbir zaman IRA'nın bu hayalinden vazgeçmesi şartına bağlanmamıştır. Eğer böyle olsaydı hiçbir zaman barış sağlanamazdı.

Hamas liderleri "hudna"yı meşrulaştırmak için 12. yüzyılın son on yılında Haçlılar ile Müslümanlar arasında yaşananlara bakabilir.

Filistin ve çevresindeki bölgede iki taraf arasındaki çatışma yaklaşık iki asır sürmüştür. Selahaddin'in Eylül 1192'de Aslan Yürekli Richard ile imzaladığı Ramla anlaşması bu açıdan Hamas'ın özellikle ilgisini çekmektedir.

Üçüncü Haçlı Seferi'nin sonunu belirleyen ateşkes üç yıl üç ay sürmüş, bu süre zarfında Haçlılar Yafa'dan Akka'ya kadar olan sahilin kontrolünü ellerinde tutmuş, Kudüs'ü ziyaret etmelerine ve Müslümanlarla ticari faaliyetlerde bulunmalarına izin verilmiştir.

Buna ek olarak, İslam tarihindeki ilk "hudna"ya da sık sık atıfta bulunulmaktadır.

Hudeybiye Antlaşması olarak bilinen ve Mekke'nin dış mahallelerinde yapıldığı için bu adı alan anlaşma, Peygamber Muhammed'in önderliğinde Medine'deki Müslüman toplum ile Mekke'deki Kureyş kabilesi arasındaki düşmanlıkların askıya alınmasını öngörüyordu.

Her iki tarafın da kabul ettiği "hudna"nın süresi 10 yıldı. Ancak iki yıl geçmeden, Peygamber'in müttefiki olan bir kabilenin bazı üyelerinin Kureyş tarafından yasa dışı bir şekilde öldürülmesiyle ihlal edildi.

Bir "hudna" akdedildiğinde kutsal kabul edilir ve yükümlülüklerini yerine getirmek dini bir görev haline gelir. Karşı taraf buna uyduğu sürece, Müslüman taraf bunu ihlal edemez, çünkü bunu yapmak büyük bir günah olarak kabul edilir. Diğer uluslararası anlaşmalarda olduğu gibi, "hudna" da süresinin bitiminde karşılıklı mutabakatla yenilenebilir.

Hamas tarafından daha önce önerilen uzun vadeli "hudna", İsrail'in 1967 sınırlarına çekilmesini, yani Doğu Kudüs de dahil olmak üzere Altı Gün Savaşı'nda İsrail tarafından işgal edilen tüm toprakların geri verilmesini öngörüyor. Bu da tüm Yahudi yerleşimcilerin bu bölgelerden çıkarılmasını gerektirecektir. Ayrıca İsrail'in tüm Filistinli tutukluları serbest bırakması gerekecektir.

Kanımca, mevcut durumda Hamas'ın çeyrek yüzyıl veya daha uzun sürebilecek uzun vadeli bir ateşkes karşılığında daha azına razı olması pek olası değil.

Normalliğin yeniden sağlanması

Genellikle tahdiye (sakinleştirme) olarak adlandırılan geçici "hudna"nın Hamas ve diğer Filistinli gruplar tarafından tek taraflı olarak ilan edildiği en az üç durum olmuştur.

Bunlardan biri Mart 2005'teki Kahire görüşmeleri sırasında gerçekleşti. Bunun 2005 sonuna kadar sürmesi gerekiyordu ancak çok ötesine geçti.

İlk tahdiye 2002 yılında AB temsilcisi Alastair Crooke'un ara buluculuğuyla gerçekleşmişti. Ancak İsrail'in 22 Temmuz 2002'de Hamas lideri Salah Şehade'yi öldürmesiyle birkaç hafta içinde paramparça oldu.

Ardından 29 Haziran 2003'te Hamas ve İslami Cihad tek taraflı bir ateşkes daha ilan etti. Hamas lideri Abdülaziz Rantisi bunun yeni atanan Başbakan Mahmud Abbas'a İsraillilerle arasını düzeltme şansı vermek için bir jest olduğunu açıkladı.

Tek taraflı tahdiye yedi hafta sonra İsrail güçlerinin Hamas üyelerini tutuklamak için 8 Ağustos 2003'te Askar mülteci kampına baskın düzenlemesiyle sona erdi. Saldırı dört Filistinlinin ölümüyle sonuçlandı. Buna karşılık olarak 19 Ağustos 2003 tarihinde Kudüs'te bir otobüs bombalandı ve yaklaşık 20 İsrailli öldü, onlarcası da yaralandı. Bunu İsrail'in misilleme olarak 21 Ağustos 2003'te Hamas lideri İsmail Ebu Şanab'a düzenlediği suikast izledi.

Aslında İsrailliler, Filistinli silahlı gruplar tarafından ilan edilen tek taraflı ateşkesi tanımamış ya da takdir etmemiş görünmektedir. İsrail'in karşılık vermeyi reddetmesi birçok Filistinlinin, tek taraflı ateşkes ilanının yararına olan güveni kaybetmesine yol açtı.

Hamas, İsraillilerle imzalanan uzun vadeli bir "hudna"nın sona ermesinin ardından ne olacağı konusunda bir şey söylemedi. Böyle bir anlaşma muhtemelen çeyrek yüzyıl ya da daha fazla sürecektir ki bu da sonrasında ne olacağını kimsenin tahmin edemeyeceği kadar uzun bir süredir. Ayrıca "hudna"nın bir ihlal nedeniyle zamanından önce sona ermesi ihtimali de her zaman mevcuttur.

Ayrıca bölgede 20-30 yıl sürecek bir barış döneminden sonra dünyada o kadar çok şey değişmiş olacaktır ki İsrail, Siyonist bir varlık olarak bugünkü gibi hareket etmek istemeyebilir ya da bunu yapamayabilir. Prensip olarak Müslümanlar, Hıristiyanlar ve Yahudiler bölgede birlikte yaşayabilirler, tıpkı yüzyıllar önce yaşadıkları gibi.

Hamas, apartheid'ı sona erdiren ancak tüm toplulukların bir arada yaşamasını sağlayan Güney Afrika uzlaşma modelinden esinlenen bir vizyonu paylaşıyor. Siyonizm bazen apartheid ile eş tutuluyor ve Müslümanların, Hıristiyanların ve Yahudilerin bölgede yeniden barış içinde bir arada yaşayabilmelerinin yolu olarak Siyonizm'in ortadan kaldırılması görülüyor.

Böyle bir senaryonun, bütün bir neslin yaşamı boyunca bölgedeki toplulukların hayatlarını normale döndürmesine olanak tanıyacak uzun vadeli bir "hudna" olmaksızın gerçeğe dönüşmesi mümkün değildir.

"Hudna"ya şüpheyle yaklaşanlar bunun İsrail'in sonunu getirmeye yönelik bir başlangıçtan başka bir şey olmadığını iddia edebilirler.

Gerçekte ise "hudna", akan kanı ve çekilen acıları belirli bir süre için sona erdirecek, her iki taraf da geleceğin nasıl olmasını istediklerini hayal edebilecek ve kapıyı tüm seçeneklere açık tutacaktır.

Tartışma