gdh'de ara...

National Interest: ABD'nin Suriye'den çıkma zamanı geldi!

Türkiye'nin harekatlarla hedef aldığı ABD'nin müttefiki SDG güçleri, IŞİD'e yönelik operasyonları tamamen durdurdu. ABD'nin uzun süredir devam eden Suriye çatışmasında artık bir şey kazanması pek olası değil. 

1. resim

2023'te ABD'nin Suriye'deki politikası; "uzaklaş ve eski anlayıştan vazgeç" doktrini olacak gibi görünüyor.

ABD birlikleri, Türkiye'nin ABD destekli SDG'ye yönelik harekatlarının ardından bölgedeki operasyonlarına yeniden başlıyor. Ancak statükoyu korumaya yönelik bu eğilim, ABD'nin Suriye'de devam eden varlığını giderek daha tehlikeli hale getiren riskleri de görmezden geliyor.

Washington'un Suriye iç savaşının başlangıcında Suriyeli isyancıları destekleme kararı bir felaket oldu ve IŞİD ile diğer militan grupların yükselişini sağladı. Ardından gelen süreç ise daha fazla müdahaleyi beraberinde getirdi. Ancak şu anda IŞİD'in yenilgisiyle birlikte, Amerika'nın Suriye'de kalma gerekçesi giderek daha fazla dayanaksız kaldı.

Şimdi, ABD birliklerinin Suriye'de konuşlandırılmasını haklı çıkarmak için kullanılan yaklaşım tamamen tutarsız görünüyor. Washington'un sürekli sorun üreten bu kendi kendini idame ettiren döngü yeterince uzun sürdü.

Washington'un stratejisi durağan olsa da, durum dinamik ve her zamankinden daha istikrarsız. SDG güçlerine yönelik Türk roket saldırıları, ABD birliklerinin yakınına kadar geldi ve ABD askerleinin hayatını riske attı.

Türkiye, Washington'un bölgedeki müttefiklerini terörist olarak görüyor ve İstanbul'daki son bombalama Türkiye'nin Suriye'ye yeni bir kara saldırısı olasılığını artırdı. Ayrıca Türkiye bir NATO üyesi ve İsveç ve Finlandiya'nın, bu militanlara destek vermesi ile ilgili endişelerinden dolayı iki ülkenin NATO üyeliğini askıya almış durumda.

ABD'nin uzun süredir devam eden bu çatışmada artık bir şey kazanması pek olası değil. Ayrıca, Ankara'nın terör tehdidini ne kadar ciddiye aldığı düşünülürse, Türkiye'yi düşmanlaştırmanın NATO bütünlüğünü baltalaması muhtemeldir.

Suriye'deki Amerikan varlığı da aynı şekilde amacını aştı. Washington'un bölgedeki müttefiki olan SDG güçleri IŞİD'e yönelik operasyonları tamamen durdurdu.

Peki Washington şimdi, tükenmiş olan bir düşmanla savaşmak için neden yüzlerce Amerikan askerini riske atmaya istekli olsun?

Türkiye'nin Suriye'deki son harekatlarından önce bile geri çekilmek için pek çok neden vardı. İran destekli milisler , Suriye ve Irak'ta düzenli olarak ABD birliklerini hedef alıyor. ABD bu riski kabul etmek zorunda değil. Çünkü bu milisler, onlar ayrılana kadar ABD güçleriyle savaşmaya devam edecek.

Washington'un görevi Amerikan halkına karşıdır, şüpheli ve kötü tasarlanmış amaçlara sahip bir misyona değil ve Suriye ABD'nin temel çıkarlarından biri değil. Gerçekten de Suriye, Amerika Birleşik Devletleri'nin Ulusal Savunma Stratejisinde zaten vurgulamadığı bir bölgede yer alıyor.

Buna karşılık Suriye, İran için kritik öneme sahiptir. Suriye, hem İran'ın caydırıcılık ağının bir parçası hem de İran'ın Şii düzenine dini olarak bağlı. Yani ABD daha büyük oyuncu olsa da, İran Suriye'deki nüfuzunu sürdürmek için çok daha fazlasını riske atmaya hazır. Bu, Amerika'nın geri çekilmesine yönelik baskı yapmaları ve ABD birliklerine yönelik riskli saldırıları artırabilecekleri anlamına geliyor.

Suriye'yi işgal etmek düşük maliyetli görünebilir ama öyle değil. İlk olarak, Suriye'deki 900 asker küçük bir kuvvet gibi görünse de bu bölgeye yapılan yatırımların çok düşük bir kısmını temsil ediyor.

Washington, hiç bitmeyen bir çatışma için kan dökmeye ve para harcamaya devam ediyor. Bu misyonu sürdürmek politik olarak kolay olabilir, ancak son on yılın en başarısız modelini değiştirmekten başka çare yok ve bu şimdilik korkaklık olarak görülüyor.

Suriye'deki yanlış yürütülmüş olan bu planın faturası, artık savaş alanının ötesine geçiyor. Bu nedenle Washington'un artık bu süreci sona erdirme ve askerlerimizi Suriye'den eve getirme zamanı geldi.

Tartışma