The Guardian: İsrail Gazze'de kara harekatıyla amacına ulaşabilir mi?

Askeri bir operasyon için, Gazze'den daha zorlu bir saha hayal etmek zor. İsrail askeri liderliği, Hamas'ı "tamamen yok etmenin" imkansız olduğunun farkında. İsrail Gazze'de kara harekatıyla amacına ulaşabilir mi?

1. resim

İngiltere merkezli The Guardian'da, İsrail'in olası bir “tam kapasiteli”kara saldırısı sürecinin ve yine olası sonuçlarının değerlendirildiği bir analiz yayınlandı.

İsrail'in düzenleyeceği bir kara saldırsının ABD tarafından da şüphe ile karşılandığı belirtilen analizde, Gazze'nin bir kara saldırısı için dünyadaki en zor alanlardan birisi olduğuna da dikakt çekildi.

Analizde ayrıca; Gazze Şeridi'nin İsrail tarafından ele geçirilmesinden sonraki senaryolara dair de seçenekler değerlendirildi.

İşte The Guardian'da yer alan analiz:

İsrail'in son üç hafta içinde Gazze sınırına yığdığı devasa güç, hava saldırıları ve topçu ateşi eşliğinde ilerlemeye devam ediyor.

İsrail Savunma Kuvvetleri bunu tam olarak kara operasyonu olarak nitelendirmese de Netanyahu'nun sözcüsü bu süreci "geri dönüşün" başlangıcı olarak tanımladı.

Gazze'ye büyük bir kara harekatının ne zaman yapılacağı ise henüz tam olarak anlaşılamadı.

Operasyonun taktiksel niteliği ne olursa olsun, sonucu kesinlikle Gazze'nin 2,3 milyonluk nüfusu üzerinde, son üç haftadır devam eden hava saldırılarının yarattığı yıkımı daha da kötüleştirmek olacaktır.

Eski bir İsrailli diplomat olan Alon Pinkas, tam kapsamlı bir kara harekatı için yaptığı değerlendirmede;

"İsrail içerisinde kara harekatını destekleyen bir grup var ve daha az hevesli olan bir başka grup var. Mesele sadece Netanyahu'ya karşı ordu değil. Bölünme, savaş kabinesi ve ordu içinde de var."

ifadelerini kullandı.

Saldırıyı geciktirmek için çeşitli nedenler vardı. Hatta ABD'nin de, bölgedeki düşmanlarından ve onların Tahran'daki destekçilerinden gelebilecek bir saldırıya karşı bölgedeki üslerini savunmak üzere daha fazla mühimmat getirmek için nefes alacak bir alana ihtiyaç duyduğu bildirildi.

Gazze'de sıkışıp kalan 2,3 milyon Filistinlinin durumu duraklamada bir etken olmuş gibi görünmüyor. Şu ana kadar Gazze'ye çok az yardım girmesine izin verildi ve Gazze'nin kuzey ve güneyine yönelik bombardıman devam etti.

'Amerikalıların şüpheleri var'

İsrail'in Gazze'ye saldırması için ilk itici güç, hızlı bir intikam arzusuna ve generallerin 7 Ekim'deki korkunç başarısızlıktan sonra halkın gözünde itibar kazanma arzusuna dayanıyordu.

ABD'li askeri liderlerin, İsrail'in saldırıya yönelik planlamasının belirsizliği, karşı karşıya olduğu şehir savaşına ilişkin kayıtsız iyimserliği ve Gazze'nin Hamas sonrası uzun vadeli geleceğine ilişkin hüsnükuruntu karşısında şoke oldukları bildirildi.

Hatta ABD, Korgenarel James Glynn'i ve şehir savaşı uzmanlarından oluşan bir ekibi İsrail'e gönderecek kadar endişeliydi ki bu, ABD ve İsrail ordularının eşi benzeri görülmemiş bir şekilde bir araya gelmesi anlamına da geliyor.

Görünen o ki; İsrail'in ABD'den bağımsız hareket etmesi çok daha zor hale geliyor ve gelecek.

Bu arada İsrail'in savaş hedefleri daha da keskinleşmeye başladı. Ancak İsrail askeri liderliği, Hamas'ı "tamamen yok etmenin" imkansız olduğunun farkında.

'Daha zorlu şartları hayal etmek bile zor'

Hamas Gazze Şeridi'nin tamamına hükmediyor olsa da, İsrail ordusu Hamas'ın askeri altyapısının büyük bölümünün kuzeyde olduğuna inanıyor.

Bu nedenle Gazze'nin kuzeyindeki 1 milyonu aşkın Filistinli sivil nüfusa, şeridi ikiye bölen Vadi Gazze Nehri'nin güneyine gitmeleri emrediliyor.

İsrail Ordusu, kuzeyde Hamas'ın ağır silahlarını ve 16 yıldır inşa ettiği tünel ağını yok edecek kadar uzun süre kalmayı planlıyor. Güney yarısı ise, oradaki halkın da keşfettiği gibi bombardımandan kurtulamayacak ve IDF'nin sivil ve askeri Hamas üyelerine yönelik "bul ve yok et" saldırıları düzenlemesi bekleniyor.

Amerikalılar Irak'taki Felluce ve Musul ya da Suriye'deki Rakka gibi savaşlardan, yoğun nüfuslu bölgelerde savaşmanın ne kadar zor olduğuna dair tecrübe ile İsrail'e tavsiyelerde bulunuyor. Hatta Gazze'de askeri sorunlar, Hamas'ın geniş tünel ağı sebebiyle daha da katlanacaktır.

Irak ve Afganistan'da ABD güçlerini yöneten ABD'li general David Petraeus;

"Operasyonlar için Gazze'den daha zorlu bir saha hayal etmek zor. Şehir operasyonları her zaman çok zordur ama bu seferki muhtemelen çok daha zor olacak. Burada keskin nişancılar, intihar bombacıları, 300 mil uzunluğunda tüneller ve el yapımı patlayıcılarla, üniforma giymeyen, bölgeyi çok iyi bilen, sivilleri ve rehineleri canlı kalkan olarak kullanacak ve bu savaşa yıllardır olmasa da aylardır hazırlanan teröristler var"

değerlendirmesinde bulunuyor.

Washington'daki bir düşünce kuruluşu olan Washington Institute for Near East Policy tarafından bu ayın başlarında yayınlanan bir rapor, yaklaşan savaşı 2017'de Musul'un batısı ve Rakka için yapılan savaşlarla karşılaştırdı.

Batı Musul'da 180 gün süren çatışmalarda tahminen 13 bin bina yıkılmış, Musul'un tamamının ele geçirilmesi ise 277 gün sürmüş ve bu sırada tahminen 9 bin sivil öldürülmüştü.

Gazze'deki yetkililer halihazırda en az 7 binden fazla Filistinlinin öldüğünü ve yaşam koşullarının çökmesi ve kara harekatının başlamasıyla bu sayının hızla artacağını belirtiyor.

Siyasi değişim olabilir?

Tam anlamı ile gerçekleşecek olan bir İsrail işgalinden sonra bölgenin nasıl yönetileceği ve barışı koruma birliklerini kimin göndereceğini hayal etmek de çok zor görünüyor.

Abbas, halkın çoğunun gözünde itibarsız ve İsrail tanklarının arkasında Gazze'de iktidara dönmek istemesi de pek olası değil.

Arap dünyası için bu, gerçek bir iki devletli çözüme geri dönülmesini talep etmek için bir koz olabilir.

Kabul etmek gerekir ki; Netanyahu bu proje doğrultusunda Hamas'ın Gazze'deki konumunu güçlendirecek şekilde Batı Şeria'yı yerleşimlerle parçaladı ve radikal “yerleşimcileri” Filistinlileri hedef alması için serbest bıraktı.

İsrail'i bugünkü güvenlik krizine sürükleyen de bu projedir. Bundan bir çıkış yolu bulmak, tamamen yön değiştirmeyi gerektirecektir.

Şimon Peres'in başbakanlığı döneminde dış politika danışmanı olarak görev yapan Nimrod Novik;

"Tarih bize aşırı uçlardan biri ortadan kalktığında, yerine gelenin ondan çok daha aşırı ve şiddet yanlısı olma eğiliminde oluyor."

değerlendirmesinde bulundu.

Kaynaklar

Tartışma