National Interest: Mısır, büyük bir çöküşün ve kitlesel protestoların eşiğinde
Sisi, ülkeyi büyük bir borç batağına sürükledi. Mısırlılar, Hüsnü Mübarek dönemini, "eski güzel günler" nostaljisi ile dile getiriyor. Ülke IMF'e borçlarını ödeyemiyor ve kitlesel protestolar artık an meselesi...
ABD merkezli The National Interest dergisinde, yaklaşık on yıl önce Hüsnü Mübarek'i devirerek iktidarı ele geçiren Sisi'nin ülkeyi getirdiği durumun değerlendirildiği bir analiz yayımlandı.
Sisi'nin 10 yıl içerisindeki politikaları nedeni ile ülkenin borç batağına düştüğü, Körfez ülkeleri ve IMF'e büyük oranda borçlandığı ve bu borçları ise daha yüksek faizlerle borç alarak kapatmaya çalıştığı belirtilen analizde, Mısır halkının Mübarek dönemini ise "eski güzel günler" olarak tanımladığı belirtildi.
İşte The National Interest'de yayımlanan analizin tamamı:
Mısır'daki Amerikan Ticaret Odası'nın Şubat sonundaki resepsiyonu gösterişli bir şekilde gerçekleştirildi. Yeni Büyük Mısır Müzesi'nin görkemli fuayesinde şarap akıyordu, büfe suşi ile doluydu ve bir arpçılar tarafından dinlendirici bir müzik çalıyordu. Ancak bayram ortamına rağmen Mısırlı işadamları umutsuzdu.
Bugün Mısır'da yaşanan şey, yaklaşık on yıl önce Kahire'nin sürdürülemez bir harcama çılgınlığına giriştiği, silahlar ve mega projeler için savurgan harcamalar için borç aldığı zaman başlamıştı.
İşleri daha da kötüleştiren şey özellikle bu dönemde ordunun ekonomideki rolü, özel sektörü tıkaması ve doğrudan yabancı yatırımı caydıracak ölçüde genişlemesi oldu.
Bataklık derin
Cumhurbaşkanı Abdülfettah el-Sisi'nin 2014'te seçilmesinden bu yana, devletin dış borcu üç kattan fazla artarak yaklaşık 160 milyar dolara ulaştı. Bu yıl Mısır bütçesinin yüzde 45'i ulusal borcun ödenmesine ayrılacak. Bu arada enflasyon yüzde 30 civarında seyrediyor ve gıda fiyatları geçen yıl yüzde 60'tan fazla arttı.
Covid-19 ve Ukrayna'daki savaş, Mısır ekonomisini daha da zorlayarak turizmi (GSYİH'nın yüzde 12'si) azalttı ve başta buğday olmak üzere emtia fiyatlarını yükseltti. Geçen yıl, Suudi Arabistan, Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri, Kahire'deki mali durumu istikrara kavuşturmak için 22 milyar dolarlık yatırım ve Merkez Bankası mevduatı sağladı. Ancak, daha önceki Körfez kurtarma paketlerinde olduğu gibi, destek krizi durdurmada başarısız oldu.
Aralık ayında bir kırılma noktasıyla karşı karşıya kalan Sisi, Mısır'ı bir başka Uluslararası Para Fonu (IMF) programına teslim etti. Şartlı anlaşma, nakit olarak 3 milyar dolar ve bölgesel ve uluslararası yatırım ve finansman için ek 14 milyar dolar sağlamayı taahhüt etti. Karşılığında Mısır, ordunun ekonomideki rolünü kısıtlamaya karar verdi. Ancak Sisi, ordunun ekonominin tahmini yüzde 30-40'ı üzerindeki kontrolünü azaltma sözünü henüz yerine getirmedi.
Körfez'den sermaye girişi de IMF'in kuralına benzer bir şekilde ekonomiden askeri tasfiyeye dayanmaktadır. Bu amaçla Şubat ayında Sisi hükümeti, satılacak otuz iki askeri şirketin bir listesini yayınladı. Ancak, bu girişimlerde yalnızca azınlık hisselerinin teklif edildiği ortaya çıkınca, bu girişimin ekonomi üzerindeki iyimserlik etkisi de hızla azaldı.
Petrol zengini Körfez ülkeleri gibi IMF de Sisi'nin orduyu Mısır ekonomisinden fiilen uzaklaştırma taahhüdüne şüpheyle bakıyor. Dört yıllık programdaki ilk gözden geçirmenin 15 Mart'ta yapılması kararlaştırılmıştı ancak IMF bu değerlendirmeyi erteledi.
Mısır'ın halihazırda IMF'ye 23 milyar dolar borcu var ve devletin fona olan ağır yükümlülüğünü eninde sonunda yerine getirip getirmeyeceği belirsizliğini koruyor. Kahire'nin harcama yaklaşımını değiştirdiğine dair de çok az gösterge var.
Örneğin, Şubat ayında Mısır, %11 faiz ödeyen tahvillerle “sukuk” olarak adlandırılan 1,5 milyar dolarlık finansal araç ihraç etti. Sukuk, devletin faiz oranı sadece %5,57 olan Eurobond borcunu geri ödemesini sağlamayı amaçlamaktadır.
Yani Mısır, IMF'den borç alırken bile daha fazla borç tahakkuk ettiriyor. Ödenmemiş borçlarını ödemek için daha da yüksek faiz oranlarıyla yeniden ve daha fazla borçlanıyor.
Kriz devam ederse, 2011 Devrimi'nin acı deneyimi ülkede yeninde yaşanacak ve geniş çaplı protestoları tetikleyecek gibi görünüyor.
Washington, Mısır'daki gelişmeler konusunda henüz endişeye kapılmamış olsa da, görünüşe göre Mısırlılar giderek daha fazla endişe duyuyor. Mısırlılar, eski Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek dönemini, "eski güzel günler" nostaljisi ile dile getiriyor.