gdh'de ara...

National Interest: Washington'un Suriye politikası hızlı bir şekilde çözülüyor

Washington'ın Suriye politikası bir süredir çözülüyor. Ve bu çözülme süreci giderek hızlanıyor gibi görünüyor. Biden yönetiminin ihtiyacı olan son şey, Türkiye ile Suriye konusunda yeni bir gerilim dalgası yaşamasıdır. 

1. resim

Dünyanın dikkati Rusya-Ukrayna Savaşı'na ve Çin ile ABD arasında yaşanan Tayvan konusundaki gerilime odaklanırken, diğer endişe verici bir gelişme gözden kaçma eğiliminde.

Öne çıkan ve potansiyel olarak çok tehlikeli olan bu şey, Suriye'de devam eden ABD askeri varlığıdır. Bu müdahale, anayasal, ahlaki ve stratejik gerekçelerle itiraz edilebilir olmalıdır.

ABD'nin Suriye'deki bu misyonunu herhangi bir temelde haklı çıkarmak giderek daha zor hale geliyor. ABD işgal güçlerinin, ülkenin önemli petrol rezervlerine sahip tek bölgesi olan Suriye'nin kuzeyinde konumlandırılması pek tesadüfi görünmüyordu ve Washington'un amaçlarına ilişkin anlaşılır şüpheler uyandırdı.

Dahası, o bölgedeki ABD'nin başlıca müttefiki olan Suriye Demokratik Güçleri (SDF), bir demokrasi örneği olmaktan çok uzak. Bu arada ABD birlikleri, genellikle Irak sınırının ötesinde konuşlanmış İran yanlısı milisler tarafından defalarca saldırıya uğradı.

Sanki bu sorunlar ABD'nin Suriye'deki misyonunu gölgede bırakmak için yeterli değilmiş gibi, ABD birliklerinin varlığı NATO müttefiki Türkiye ile artan zorluklara da neden oluyor.

Ankara, Kasım 2022'de Suriye'nin kuzeyindeki belirlediği hedeflere yönelik yeni bir hava saldırısı başlattı. Bir saldırı, bir ABD askeri üssünün yaklaşık 300 metre yakınında gerçekleşti ve Pentagon'un bu tür taktiklerin ABD personelinin hayatını gereksiz yere tehlikeye attığına dair şikayetlerine yol açtı.

Biden yönetiminin, Kremlin'in Ukrayna'yı işgaline yanıt olarak NATO'nun Rusya'yı tecrit etme politikasını uygulamak için Ankara'nın daha fazla işbirliğine şiddetle ihtiyacı olduğundan, Türkiye ile Suriye konusunda artan sürtüşmeler küçük bir sorun olarak görülmemeli.

Biden yönetiminin ihtiyacı olan son şey, Türkiye ile Suriye konusunda yeni bir gerilim dalgası yaşamasıdır.

Washington'ın anlamsız Suriye politikası bir süredir çözülüyor. Ve bu çözülme süreci giderek hızlanıyor gibi görünüyor. Bu ülkedeki süreç, Barack Obama yönetiminin Suudi Arabistan, Türkiye ve diğer önde gelen Sünni güçlerle Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'ı devirmek için işbirliği çabası başlatmasıyla başladı. Bu kampanyanın altında yatan sebep, Esad'ın İran'la olan yakın bağlarıydı.

Suriye'nin Orta Doğu'daki düşmanları, Suriye'deki dini azınlıklardan oluşan topluluklar aracılığı ile Esad hükümetine karşı bir isyan başlattı. Washington, bu kampanyaya verdiği desteği artırdı ve isyancı güçler ve onların otokratik yabancı destekçileri tarafından gerçekleştirilen eşit derecede korkunç suçları görmezden geldi.

Obama yönetimi, yürütülen bu güç mücadelesini, Esad'ı canavarca bir cani ve hasımlarını asil özgürlük savaşçıları olarak gösteren bir ahlak oyunu olarak göstermeye çalıştı.

Rusya'nın Esad'ı desteklemek için 2015 yılında yaptığı askeri müdahalesi, Washington ve onun ortaklarının isyancı zafer umutlarını mahvetti. Yine de, Obama yönetimi bu talihsiz haçlı seferinden vazgeçmeyi reddetti.

Müdahale, Ankara ile artan gerilim karşısında bile devam etti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, başlangıçta Esad karşıtı isyanın en büyük yabancı destekçilerinden biriydi. Ancak, isyanın sonuçlarından birinin, Suriye'nin kuzeyindeki Türkiye sınırı boyunca uzanan Kürt ayrılıkçılar için fırsatlar yaratmak olduğunun anlaşılmasıyla Türkiye'nin desteği bir şekilde azaldı.

ABD'de Kongre, aslında Suriye müdahalesine hiçbir zaman izin vermemişti, ancak neo-muhafazakar olan şahin bir kanat Trump'ı ikna etti. Suriye'de sadece 500 Amerikan askerinin konuşlandırıldığı konusunda ısrar eden resmi açıklamalara rağmen, kanıtlar gerçek sayının 2.000 ila 4.000 arasında olduğunu gösteriyordu.

Ardından Başkan Joe Biden döneminde de meseleler, ne daha anayasal ne dedaha tutarlı hale geldi. ABD'nin Suriye misyonu sanki otomatik pilottaymış gibi sürükleniyor gibi görünüyor. Ancak, koşullar giderek daha tehlikeli hale geliyor.

Ekim 2022'de Suriyeli "Kürt liderler" ABD'den daha fazla askeri destek almak için Biden yönetimine baskı yaptı. SDG komutanı, sınır boyunca Suriye topraklarındaki Kürt kontrolünü sona erdirmek için tam ölçekli bir Türk harekatının engellemesi için Biden'a çağrıda bulundu.

Pentagon şimdi yeni den kara devriyelerini genişletiyor ve bu, Türk kuvvetleriyle doğrudan çatışma riski yaratıyor.

Şimdi başka bir bataklık bizi çağırıyor olabilir. Ne yazık ki, ABD dış politikasındaki olağan şüpheliler, Washington'un Suriye'deki karmaşık iç çatışmaya katılımını derinleştirme çabalarında başarılı olabilir.

Biden yönetiminin Rusya-Ukrayna Savaşı'na karışması, Amerika Birleşik Devletleri'nin herhangi bir yerindeki hedefleri vurabilecek atış sistemlerine sahip nükleer silahlı bir güçle karşı karşıya gelme riskini içerdiğinden kzaten tehlikeliydi.

Washington'un Suriye müdahalesi ile büyüyen çoklu tehlikeleri de gözden kaçırmamalıyız.

Tartışma