NATO içeride mi, dışarıda mı?
💢 Ukrayna Savaşı, Batı yardımları ile ne kadar süre devam ettirilebilir?
💢 Ukrayna, mevcut durumda Avrupa'ya entegre olabilir mi?
💢 Birinci yılına yaklaşan Rusya-Ukrayna Savaşı'nın geleceği ne olacak?
Ukrayna-Rusya Savaşı birinci yılına yaklaşmaktadır. Gelinen noktada, taraflar birbirlerine üstünlük sağlayamamış, çatışmalar, kesin sonuç muharebeleri yerine, bir yıpratma savaşına dönmüştür.
Ukrayna'ya daha fazla mali yardım ve silah sağlaması NATO’yu, savaşın, bir tarafı haline getirmektedir. Batı’nın, doğrudan bir savaşa girmeden, Ruslara karşı Ukrayna'yı kullanması, Afganistan'da Ruslara karşı Taliban’ın kullanılmasına benzemektedir. Ancak, Ukrayna, Afganistan gibi binlerce kilometre ötede değildir ve işler ters gittiği takdirde, olumsuz sonuçları, Avrupa-Atlantik Bloğunda bütün şiddeti ile hissedilecektir. Esasen şimdiden savaşın olumsuz sonuçlarının hissedilmeye başlandığını söylemek mümkün.
ABD ve Almanya'nın, uzun tartışmalardan sonra Kiev'e, az miktarda tank (Abrams ve Leopard 2) göndermeleri, Ukrayna makamlarınca 300 olarak belirlenmiş tank ihtiyacını karşılamaktan uzaktır. İngiltere ve Fransanın göndereceklerini açıkladığı tanklar da ihtiyacı karşılamayacaktır. Ukrayna’ya F-15 veya F-16 uçakları, 190 mil menzilli ATACAM füzelerinin verilmesi gündemdedir. Açık kaynaklarda, ABD’nin İsraile, Kiev’e HAWK hava savunma füze bataryaları vermesini istediği yolunda haberler yer almaktadır..
Öte yandan Rusya’nın savaşta bugüne kadar sergilediği performans uluslarası camiada hayal kırıklığı yaratmıştır. Yaşadığı silah ve malzeme sıkıntısını gidermek için, İran ve Kuzey Kore’den yardım aldığı yolunda haberler mevcuttur. Bütün bunların üzerine, bir de savaşı kaybetmenin yaratacağı prestij kaybına tahammülünün olmayacağı kesindir.
Aradaki güç mukayesesine bakıldığında, Kiev'in, silah ve malzeme yardımı olmadan, savaşı kendi imkanları ile kazanma imkanının bulunmadığı kolayca görülebilecektir. Batının da, Ukrayna’da savaşı kaybetmeyi veya bir anlaşma zemini arayışını bu aşamada göze alamayacağı, Kiev'e askeri yardımını riskli boyutlara tırmandırmasından anlaşılmaktadır. Rusya bu durumun, kendisine yönelik bir provokasyon olduğunu ve NATO’nun da savaşın içinde bulunduğunu sık sık tekrarlamaktadır . Batı ise, bu durumun oluşturduğu riski umursamıyor intibaını vermektedir.
Batı’nın Ukrayna’ya desteğinin ne kadar devam edeceği, taşıma su ile değirmenin daha ne kadar döneceği belli değildir. Avrupa ülkelerince, Kiev’e yapılan yardımların parasının geri ödemesinin nasıl olacağı sorgulanmaya başlanmış, Polonya, yaptığı yardımların parasını Ukraynalı mültecilerden iaşe ve ibate ücreti ile talep etmektedir.
Ukrayna, harp nedeni ile büyük ölçüde harap olmuş, alt yapısı zarar görmüş, halkının önemli bir kısmı başka ülkelere göç etmek zorunda kalmış, büyük mali sıkıntı içindeki bir ülkedir. Ukrayna aynı zamanda da yolsuzluğa batmış bir ülkedir. Bu hali ile, Avrupa’ya entegre olması ve serbest piyasa ekonomisi rekabetine dayanarak ayakta kalabilmesi, Batı'dan çok büyük miktarda ekonomik yardım almaya devam etmesine bağlıdır. Yardımların geri ödenmesinin, görünür bir gelecekte pek mümkün olamayacağı açıktır.
Temel ihtiyaç sıkıntıları her gün artan Ukraynalılar, acil Batı yardımına giderek daha fazla ihtiyaç duyarken, iç siyasette kırılmaların yaşandığı Kiev, bahara karşı taarruzları ve Kırım'ı geri almak için, daha fazla tank, savaş uçakları ve füze talep etmektedir. Sanki Batı’nın sabrını sınamaktadır.