Newsweek: "Türkiye'deki yeni yönetim, Suriye'deki Türk askeri varlığını yeniden değerlendirecek"
Kılıçdaroğlu'nun dış politika başdanışmanı Çeviköz, ABD medyasına konuştu. "Türkiye'deki yeni yönetim, Suriye'deki Türk askeri varlığını yeniden değerlendirecek"
Türkiye'nin Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu'nun en üst düzey dış politika danışmanı Newsweek'e konuştu.
Kemal Kılıçdaroğlu'nun dış politika başdanışmanı, eğer Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan gelecek ay yapılacak seçimi kaybederse yeni bir Türk parlamentosunun İsveç'in ertelenen NATO üyeliğini onaylayacağını belirtti.
Ünal Çeviköz, Newsweek'e verdiği demeçte, uzun süredir CHP lideri olan Kılıçdaroğlu'nun başkanlığındaki altı partili muhalefet bloğunun, İsveç'in üyelik önerisi konusunda "iyimser" olduğunu belirtti.
Kılıçdaroğlu'nun 14 Mayıs seçimleri öncesinde kamuoyu yoklamalarında Erdoğan'ın biraz önünde olması, Erdoğan'ın 20 yıllık iktidar süresinin yakında sona erme olasılığını artırıyor ifadelerini kullanan Çeviköz ayrıca Kılıçdaroğlu'nun, Erdoğan döneminde zarar gören Türkiye'nin NATO müttefikleri ve Avrupa Birliği ortaklarıyla ilişkilerini yeniden canlandırmayı planladığını ve Türkiye'nin Suriye'deki askeri varlığını yeniden gözden geçireceklerini belirtti.
İsveç sorunu
Türkiye'de yeni hükümetin ve yeni parlamentonun, Litvanya'nın başkentinde yapılacak NATO zirvesinden yaklaşık bir ay önce, Haziran ortasına kadar görevde olması bekleniyor.
Bu nedenle ittifak üyeleri, Finlandiya'nın Nisan ayında NATO'ya katılmasından sonra, 11-12 Temmuz'daki toplantıdan önce İsveç'in de 32. üye olarak ittifaka katılacağı konusunda umutlu.
Türkiye'deki hükümet, hâlâ İsveç'in teklifini onaylamayı reddediyor ve Stockholm'den kendi topraklarında faaliyet gösteren "Kürt siyasi ve militan grupların" faaliyetlerine sert önlemler almasını talep ediyor. İsveç, uzun süredir Suriye'de ve başka yerlerde savaşan "Kürt gruplar" için bir bağış toplama merkezi olmuştur.
Bu gruplardan bazıları, Türkiye'de onlarca yıldır mücadele ettiği Kürdistan İşçi Partisi (PKK) ile bağlantılı. Hem ABD hem de AB, PKK'yı terör örgütü olarak kabul ediyor.
İsveç, bu militan örgütleri bastırmak için yeni bir yasa çıkardı. Ayrıca, Ankara'nın PKK ile bağlantılı ve Suriye Demokratik Güçleri'nin (SDG) çekirdeğini oluşturan bir grup olan Suriye Kürt Halk Savunma Birliklerini (YPG) hedef alan Suriye'ye operasyonları ardından Türkiye'ye uygulanan silah ambargosunu da kaldırdı.
Diğer yandan Türkler özellikle Ocak ayında aşırı sağcı bir Danimarkalı aktivistin Stockholm'deki Türk büyükelçiliği önünde Kuran yakmasına çok kızdı.
İsveç şimdi yeni terörle mücadele yasasının 1 Haziran'da yürürlüğe girmesini bekliyor. Bir Türk hükümet kaynağı bu hafta Daily Sabah'a, yeni yasa tasarısının Ankara'nın İsveç'e muhalefetini sona erdirme garantisi vermediğini söyledi.
Ancak Çeviköz Newsweek'e Kılıçdaroğlu liderliğindeki yeni hükümetin yeni yasaya sıcak bakacağını söyledi.
Çeviköz;
"İsveçli meslektaşlarımız, yeni yasa ile Türkiye'nin beklentilerini bir şekilde karşılayacağına dair güvence veriyor. Bu yasa, İsveç'in PKK terörü konusunda Türkiye'nin hassasiyetlerine saygı göstermesini sağlayacaktır. Bu gerçekleştiğinde, İsveç'in NATO'ya üyeliğinin önündeki tüm temel engeller kalkacak."
ifadelerini kullandı.
İsveç Dışişleri Bakanlığı ise Newsweek temasa geçmesine rağmen bu konuda yorum yapmaktan kaçındı.
Rusya Sorunu
Çeviköz, Kılıçdaroğlu liderliğindeki bir hükümetin genellikle, Erdoğan döneminde NATO içi gerginliklerin ve AB ile anlaşmazlıkların kaynağı olan "yabancılar tarafından güveni" yeniden tesis etmeye çalışacağını söyledi.
Çeviköz, yeni hükümetin Türkiye'nin devam eden savaşta Ukrayna ile Rusya arasında arabuluculuk yapma çabalarını sürdüreceğini ve Ankara'nın Karadeniz tahıl ihracatı anlaşmasını denetlemedeki rolünü sürdüreceğini söyledi.
Çeviköz;
"Rusya ile Ukrayna arasında barış için genel bir girişimde bulunmak, sadece Türkiye ile ilgili değil, Avrupa güvenlik mimarisi ile ilgili bir meselesidir."
ifadelerini kullandı.
Türkiye bir NATO üyesi olmasına rağmen, Moskova ile AB-NATO arasında büyüyen uçurumun bir şekilde iki tarafını da idare eder durumda. Türkiye, enerjide büyük ölçüde Rusya'ya bağımlıdır ve Rusya, Türk Dışişleri Bakanlığı'nın ifadesi ile "Rusya'nın en önemli ticaret ortaklarından" biridir.
Batı'nın Moskova'ya yönelik yaptırım adımlarının ortasında, Türkiye'nin Rusya ile ticareti yüzde 87 arttı.
Çeviköz, Kılıçdaroğlu liderliğinde kurulacak olan yeni hükümetin, Rusya'nın önlemleri aşmasını engellemek için Türk firmalarını daha yoğun bir şekilde inceleyeceğini söyledi.
Çeviköz;
"Biz buna izin vermemek için gerekli tedbirleri almaya çalışıyoruz. Kesinlikle daha dikkatli olacağız."
açıklamasında bulundu.
Çeviköz, Putin için Uluslararası Ceza Mahkemesi tarafından çıkarılan tutuklama emrinin ise, Türkiye anlaşmaya taraf olmadığı için Türkiye ile ilgili olmadığını da sözlerine ekledi.
Türkiye'ye 'güven'
Çeviköz, muhalefetin yaklaşmakta olan seçimlerde başarılı olacağından "oldukça emin" olduğunu söyledi.
Peki ya Erdoğan yine kazanırsa sorusuna ise Çeviköz,
"Bunu bir ihtimal olarak değerlendirmiyoruz. Sadece Türkiye'de değil, tüm dünyada paradigma, demokratik güçler ile otoriterlik arasındaki bir çatışmaya dönüştü. Türkiye, demokratik ve özgür bir seçimle otoriter eğilimlerin alt edilebileceğini kanıtlayacak ve Türkiye'de demokrasi hakim olacaktır. Aksi takdirde bölgede bir kara delik olacaktır."
yanıtını verdi.
Çeviköz ayrıca, Kılıçdaroğlu liderliğindeki bir yönetimin, tarihi rakibi Yunanistan'dan başlayarak tüm ülkelerle barışmanın yollarını arayacağını söyledi.
Atina ve Ankara son dönemde, özellikle Doğu Akdeniz'de büyük deniz altı rezervlerin ön planda olduğu çok sayıda anlaşmazlık yaşıyor.
Hatta Erdoğan Aralık ayında Türk füzelerinin Atina'ya ulaşabileceği konusunda uyarıda bulundu.
Çeviköz;
"Önceliklerden biri kesinlikle Türkiye ile Yunanistan arasındaki ilişkiler olacak. Türkiye'nin doğusu ve Suriye'nin kuzeyini harap eden Şubat depreminin ardından yakın zamanda iki ülke arasındaki ilişkilerde yaşanan yumuşamanın daha da iyileşmesi için iyimseriz ve bunun bir fırsat olduğunu düşünüyorum”
ifadelerini kullandı.
Çeviköz, Türk muhalefetinin gözünün uzun vadede ise AB üyelik müzakerelerine geri dönmek olduğunu vurguladı.
Çeviköz, Ankara'nın AB hedefleri hakkında;
"Öncelikle, uluslararası toplum nezdinde Türkiye'nin güvenirliğini oluşturmalıyız. Bu gerçekleştiğinde, kesinlikle daha fazla gelişme ve ilerleme olacaktır."
açıklamasında bulundu.
Türkiye uzun zamandır, sınırını korumak için gerekli olduğunu söylediği Suriye'nin kuzeyindeki bir bölümü işgal ediyor. Ancak Çeviköz, bir muhalefet yönetiminin buradaki Türk askeri varlığını yeniden değerlendireceğini belirtiyor.
Çeviköz bu konuda ise;
"Suriyelilerin gönüllü dönüşlerini teşvik etmek yeni hükümetin niyetidir ve Ankara ile Şam arasında bir diyalog kurmak kesinlikle gereklidir."
ifadelerini kullandı.
AB ve ABD, Esad'ı devirmeye çalıştıkları on yıldan fazla bir sürenin ardından, Esad'a karşı hâlâ soğuk davranıyor.
Çeviköz;
"Eğer iki ülke arasındagüveni sağlayabilirsek, elbette Türkiye'nin güvenliğini Suriye topraklarında Türk silahlı kuvvetlerinin varlığıyla sağlamaya gerek kalmayacaktır."
açıklamasında bulundu.