gdh'de ara...

Overseas Development Institute: ABD ve Fransa'nın Batı Afrika'ya müdahalesi nasıl sonuçlar doğurabilir?

Afrika'da olası bir askeri müdahale, Batı'nın Ukrayna ve Suriye'nin ardından Rus çıkarlarına karşı savaştığı üçüncü arenayı ortaya çıkarabilir. Peki ABD ve Fransa'nın Batı Afrika'ya olası müdahalesi nasıl sonuçlar doğuracak?

1. resim

Nijer'de yaklaşmakta olan savaş, ABD'yi bir kez daha uluslararası arenada bir dış çatışmanın içine çekme olasılığını ortaya çıkardı.

Batı Afrika Devletleri Ekonomik Topluluğu olan ECOWAS tarafından Nijer'in cunta yönetimine verilen süre 10 Agustos itibari ile doldu. ECOWAS Başkanı ve komşu ülke Nijerya'nın Devlet Başkanı Bola Tinbu, "son çare olarak güç kullanımı da dahil olmak üzere hiçbir seçeneğin masadan olduğunu" belirtti.

Bunun ardından ABD de olaya müdahil olarak, bölgesel bir meseleyi uluslararası satranç tahtasında bir başka büyük güç hesaplaşmasına dönüştürme tehdidinde bulundu.

Çok sayıda uzman, bölgenin uranyum ve kömür gibi bazı yakıt ürünleri ihraç etmesi nedeniyle ABD ve Batı için krtik olduğunu belirtiyor. Ancak sadece bu başlık bu kadar büyük bir risk için küçük bir başlık olabilir.

Nijer'in dünya uranyum arzının sadece yüzde beşini karşıladığını ve bunun da büyük bir kısmının Fransa tarafından nükleer enerji üretiminde kullanıldığını göz önünde bulundurulduğunda tablo daha net olarak ortaya çıkıyor. Yani bu senaryo aslında sadece Paris için bir ulusal güvenlik sorunu olarak algılanabilir.

ABD'nin olaya müdahil olması ise ancak, dünyada yürütmeye çalıştığı küresel liderliğinden ve bu liderliğin bağlı olduğu ideolojik gündemden kaynaklanmaktadır. Muhtemel sonuç, Washington'un azalan etkisini daha da göstermesi ve artık küresel hegemon olarak olayları dikte edemediğini ortaya koyması olacaktır.

Eski bir Fransız kolonisi olan Nijer, endemik siyasi yolsuzluğun yanı sıra artan terör varlığıyla da boğuşuyor. Halkın mevcut yönetimin bu sorunların üstesinden gelememesinden duyduğu hoşnutsuzluktan yararlanan General Tchiani, gerçekleştirdiği darbe ile hükümetin dizginlerini eline aldı.

İktidardaki lider Bazoum ise, Batı'nın gözdesi olmasına ve ABD ile Avrupa çıkarlarına uygun biri olarak lanse edilmesine rağmen görünen o ki halk tarafından yeteri kadar sahiplenilmedi ve darbe Nijer vatandaşları arasında büyük bir desteğe sahip gibi görünüyor.

The Economist tarafından kısa süre önce yapılan bir ankete göre halkın yüzde 78'i darbeyi desteklerken, yüzde 73'ü de Tchiani cuntasının "uzun bir süre" ya da "yeni seçimler yapılana kadar" iktidarda kalmasını destekliyor. Komşu ülkeler olan Mali ve Burkina Faso da darbeyi destekliyor.

Bu darbenin daha büyük jeopolitik tehlikesi ise uzun vadeli uluslararası düşmanlar arasında bir vekalet savaşına dönüşmesidir.

Rus paralı asker grubu Wagner hem Mali hem de Burkina Faso'ya darbe sonrası süreçlerde yardım etti ve Nijer de ABD liderliğindeki jeopolitik düzene karşı direnişin bir simgesi olarak benzer bir yol izliyor.

Ayın başlarında Nijer'in Seyni Kountche Stadyumu'nda düzenlenen bir mitingde binlerce kişi Tchiani hükümetini destekledi ve birçoğu Rus bayrakları salladı. Aynı Economist anketinde katılımcıların yüzde 60'ından fazlası en çok güvendikleri yabancı aktörün Rusya olduğunu belirtirken, sadece yüzde 15'i ABD yanıtını verdi.

Bu arada Tchiani, Nijer'in ABD ve Fransa ile mevcut askeri ilişkilerini keserken, ülkenin büyükelçilerini de geri çağırdı. Ayrıca Paris'ten Nijer'de halen görev yapan 1,500 Fransız askerini geri çekmesini talep etti.

Wagner'in mevcut duruma müdahil olması halinde Batılı güçler ECOWAS güçlerini desteklemek üzere müdahalede bulunabilir. Bu nedenle gerilimin tırmanma ihtimali göz ardı edilmemelidir. Bu aynı zamanda Batı destekli birliklerin Ukrayna ve Suriye'nin ardından Rus çıkarlarını askeri olarak yenmeye çalıştığı üçüncü uluslararası sahne olacaktır.

Şu ana kadar Nijer, Avrupa ve ABD'den gelen sert açıklamalara ve uyarılara uymayı net bir dille reddetti. Yeni yönetimin meşruiyetini hiçbir şekilde ABD ve Avrupa'nın tanıma ya da onayına dayandırmadığı mesajını etkili bir şekilde verdi.

Diğer yandan ECOWAS, 10 Ağustos zirvesinde Nijer'de "anayasal düzeni yeniden tesis etmek üzere bir bekleme gücünün" konuşlandırılmasını onayladı. Bu nedenle olası bir ECOWAS tehdidine karşı koymak üzere Nijer'de şu anda kitlesel gönüllü toplama çalışmalarının devam ettiği bilgileri Uluslar arası verilere yansıyor.

Ancak tüm bunlar, Afrika'nın barut fıçısına dönmesi için yeterli değilmiş gibi, geçtiğimiz hafta Nijer'e komşu bir ülke olan Gabon'da da bir askeri darbe yaşandı.

Neredeyse kesin olan şu ki, eğer bölgede savaş patlak verirse, bölge hızla acımasız bir kaosa doğru sürüklenecek.

Nijer'deki sonuç ne olursa olsun, ABD için alınacak büyük bir ders var. Küresel düzendeki tektonik değişimler ülkenin küresel hegemonyasına zarar vermeye devam edecek.

Yaşanan gelişmeler ABD'nin dünyadaki konumunun gerilemesini hızlandırırken, Batı Afrika gibi topraklarda çatışmaların yaşanma olasılığını da arttıracaktır.

Tartışma