Pakdil'in vefatının üzerinden 3 yıl geçti.

Pakdil, hayatı, inanç ve düşünce dünyası, bir protesto olarak oluşturduğu kendine özgü edebiyatı, yerliliğini bozmadan yakaladığı evrenselliği ve bu eksendeki anlayışıyla Türk edebiyatında ve düşünce tarihinde önemli bir iz bıraktı.

1. resim

Mehmet Emin Ziyai ile Hatice Vecihe Hanım'ın oğlu Nuri Pakdil, 1934'te Kahramanmaraş'ta dünyaya geldi. Pakdil'in yazıya ilgisi henüz ilkokuldayken başlarken, ortaokulda tanıştığı "Büyük Doğu" dergisiyle hem düşünce hem de yazı macerası ivme kazandı.

Edebiyat dergisi "Hamle" ile usta edebiyatçıların dikkatini çekti

Yazar Pakdil, 1954-1955'te Maraş Lisesinde okurken, birlikte eğitim gördüğü iki arkadaşıyla edebiyat dergisi "Hamle"yi çıkardı. Dergi lise sınırlarını aşarak, o dönem Ankara'dan İstanbul'a birçok yazar ve şairin dikkatini çekti.

Üniversite yıllarında Sezai Karakoç ve Necip Fazıl Kısakürek'in de aralarında bulunduğu edebiyatçı, sanatçı düşünürlerle bir araya gelen Pakdil, İstanbul Hukuk Fakültesinden mezun oldu. Necip Evlice o dönemi anlatırken şu tespitlerde bulunmuştu: "Üstat İstanbul'a gittiğinde, üniversite yıllarını yazamadığı yıllar olarak adlandırır. Derslerde öğretilenlerle kendi inandıkları arasında epeyce bir bocalar. Üniversitede okuduğu yıllar 27 Mayıs öncesinde, Türkiye'nin zor, çalkantılı günler geçirdiği dönemlerdir."

Usta edebiyatçı Kahramanmaraş'ta çıkan "Demokrasiye Hizmet" ve "Gençlik" gazetelerinde yazılarını okuyucuyla buluştururken, bir süre "Yeni İstiklal" gazetesinde sanat sayfalarını düzenledi. Askerliğini Bitlis'te tamamlayan yazar Pakdil, 1965'te hukuk müşaviri olarak göreve başladı. Daha sonra Devlet Planlama Teşkilatında çalışan Pakdil, bu görevinden de ayrılarak yazarlığa devam etti.

Hayatı boyunca "Büyük Doğu" ve "Diriliş" dergileriyle güçlü bağlar kuran Pakdil, Rasim Özdenören, Erdem Bayazıt ve Akif İnan'ın da aralarında olduğu isimlerle "Edebiyat" dergisini yayınladı.

 "Edebiyat" dergisinde çok sayıda şair ve yazar yetiştirdi

Usta şairin "Sabır üssü" olarak tanımladığı aylık yayınlanan "Edebiyat" dergisi, 1969-1984'te okuyucuyla buluştu ve dergi çevresinde çok sayıda yeni şair ve yazar yetişti.

Orta Doğu edebiyatıyla İslamcı düşüncenin gelişiminden Türk edebi çevrelerini haberdar eden dergide 16 farklı ismi bulunan ve en çok "Ebubekir Sonumut" adını kullanan Pakdil, derginin diğer yazanlarına da müstear isimler bulurdu. Nuri Pakdil, 1972'de kurduğu Edebiyat Dergisi Yayınları'nda, 1984'e kadar kendisinin ve diğer yazarların 45 kitabını yayınladı.

Bu eserlerden 18'ine imza atan yazar, "Biat", "Batı Notları", "Bir Yazarın Notları", "Anneler ve Kudüsler", "Klas Duruş", "Edebiyat Kulesi", "Bağlanma" ve "Sükut Suretinde" eserlerini okurun beğenisine sundu. Devlet Planlama Teşkilatına 1988'de dönen Pakdil, 1999'da emekli oldu. Usta edebiyatçı, 28 Şubat 1997'den itibaren Edebiyat Dergisi Yayınları aracılığıyla yeniden kendi kitaplarını yayınlamaya başladı.

Pakdil'in "Otel Gören Defterler" başlıklı 6 kitaplık deneme serisi 1997'de okuyucuyla buluşmaya başladı. Usta edebiyatçı, seride inzivaya çekilmiş bir yazarın tahlilleri, sorgulamaları ve kendisiyle hesaplaşmasını işledi.

Paris izlenimlerinden oluşan Batı Notları büyük ilgi gördü

Batı insanını yeni bir yaklaşım ve söylem ile anlattığı, Paris izlenimlerinden oluşan "Batı Notları" eseri büyük ilgi gören Pakdil, kendisini "Ben, antikapitalist, antifaşist, antinazist, antisiyonist, antisosyalist ve en önemlisi de Türkiye özelinde olmak üzere antifiravunist bir bilince ve iradeye sahip devrimci bir yazarım." sözleriyle tanımlıyordu. Nuri Pakdil, yaptığı açıklamalardan birinde, devrimciliğinin temelini, İslam'a olan sarsılmaz bağlılığının oluşturduğuna dikkati çekerek, İslam dininin kıyamete kadar sürecek sürekli devrim anlayışını öngördüğünü dile getirmişti. Yeryüzündeki zulüm, haksızlık ve adaletsizlik var olduğu sürece bunların kaynağı olan egemen güçlerin yok edilmesi için Müslümanların devrimci mücadelesinin sürmesi gerektiğini savunan şair, insanın, yalnızca, emeğinin karşılığını yiyebileceğini vurguluyordu.

Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülünü aldı

Usta yazar, yerli düşüncenin egemenliği adına ürettiği özgün eserler, Türk edebiyatına kattığı kelime tercihleriyle dolu estetik anlatım dili ve insanı kalbinden tutmayı öneren değerli fikirlerinden dolayı, 2019 Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri'nde, "edebiyat" dalındaki ödüle değer görüldü.

Nuri Pakdil, 2013'te "Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Sanat Büyük Ödülü"nü, 2014'te ise "Necip Fazıl Saygı Ödülü"nü aldı.

Kudüs için "Yüreğimin yarısı Mekke'dir, geri kalanı da Medine'dir. Üstünde bir tül gibi Kudüs vardır" ifadelerini kaleme alan yazarın "Anneler ve Kudüsler" şiiri şöyle:

"Tûr Dağını yaşa/ Ki bilesin nerde Kudüs/ Ben Kudüs'ü kol saati gibi taşıyorum/ Ayarlanmadan Kudüs'e/ Boşuna vakit geçirirsin/ Buz tutar/ Gözün görmez olur/ Gel / Anne ol / Çünkü anne / Bir çocuktan bir Kudüs yapar / Adam baba olunca / İçinde bir Kudüs canlanır / Yürü kardeşim / Ayaklarına bir Kudüs gücü gelsin"

 "İslam dünyasının kurtuluşu ancak Türkiye ile mümkün olacaktır"

Ömrünün son yıllarında, 81 yaşındayken şiirler yazdığı Kudüs'e giderek Mescid-i Aksa'da cuma namazı kılan Pakdil, İslam dünyasının Kudüs'e tavrını çok "trajik" bulduğunu belirterek, bir açıklamasında şunları kaydetmişti:

"İslam dünyasının kurtuluşu ancak ve ancak Türkiye’nin ayağa kalkmasıyla mümkün olacaktır. Ben yeryüzündeki İslami hareketin Türkiye’den başlayacağına inanıyorum. Bu inancı içimde her zaman capcanlı tutuyorum. Türkiye’deki İslami uyanışa büyük önem veriyorum." Ankara Şehir Hastanesi'nde 18 Ekim 2019'da 85 yaşındayken vefat eden Pakdil, Taceddin Dergahı'na defnedildi. 

Tartışma