Politico: Trump Ukrayna’nın geleceğini tehdit ediyor
Avrupa ülkeleri ve Ukrayna, Trump’un seçilmesi durumunda nasıl bir manzarayla karşı karşıya kalacaklarıyla yüzleşti.
ABD’de hükümetin kapanmasını önleyecek bütçe tartışmalarında formül, Ukrayna’ya yönelik yardımların kesilmesinde bulundu. Bu konu, Amerikan siyasetinde eski Başkan Donald Trump’ın siyasi yükselişiyle de ilişkili görünüyor. Peki, süreç Ukrayna’nın geleceğini nasıl etkileyecek?
ABD merkezli Politico, Trump’ın yükselişinin Ukrayna’daki savaşın seyrini nasıl etkilediğini analiz eden bir çalışma yayınladı. Jammie Dettmer’in kaleme aldığı “Donald Trump Ukrayna’nın geleceğini tehdit ediyor” başlıklı analizde “Avrupa ülkeleri ve Ukrayna, Trump’un seçilmesi durumunda nasıl bir manzarayla karşı karşıya kalacaklarıyla yüzleşti.” ifadesi yer alıyor.
İşte Politico’da yayınlanan o analiz:
Amerika Birleşik Devletleri’ndeki (ABD) bütçe tartışmaları, eski ABD Başkanı Donald Trump tarafından savote edildi. Süreç, Ukrayna’nın mücadelesinin rehin alınma riskine işaret ediyor. Ancak daha önemli bir gerçek var: Avrupa ülkeleri ve Ukrayna, Trump’ın seçilmesi durumunda nasıl bir manzarayla karşı karşıya kalacaklarıyla yüzleşti.
Trump’ın Cumhuriyetçi seçmenler arasındaki karşılığı hala yüksek. Anketler bunu teyit ediyor. Hukuki süreçler bulunsa da Trump ile aynı noktada konumlanarak Ukrayna’nın kendisini savunmasına yardım edilmesine karşı çıkan Cumhuriyetçilerin sayısı ise her geçen gün artıyor.
Nitekim ABD Temsilciler Meclisi’nde hükümetin kapanmasını önleyecek formül de Ukrayna’ya yapılacak 6 milyar dolarlık askeri yardımların kesilmesiyle bulundu. Bu konudaki tartışmaların artacağı ve seçim sürecinde Trump gibi düşünenlerin sayısının çoğalacağı öngörülebilir. Anlaşılacağı üzere eski Başkan, geçmişte kalmış bir hayalet değil ve şu anda da Ukrayna’nın kaderini etkiliyor.
Bilindiği gibi Trump, en başından itibaren Ukrayna'nın toprak bütünlüğüne karşı büyük bir ilgisizlik gösterdi ve Ukrayna Devlet Başkanı Volodymyr Zelensky ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in bir anlaşma yapmasını sağlayarak savaşı 24 saat içinde sona erdirebileceğini söyledi. Aslında bu, Moskova'nın Ukrayna'nın bir kısmını almasına ve istediği zaman savaşı yeniden başlatmasına izin vermek anlamına geliyor.
Dahası Trump, Biden’ın Ukrayna politikasını “Önce Ukrayna” ve “Sonra Amerika” şeklinde nitelendirerek eleştiriyor. Anlaşılacağı gibi, Trump ile benzer görüşleri paylaşan siyasilerin sayısı her geçen gün daha da artıyor.
Cumhuriyetçiler içerisinde büyüyen bu tavır, Ukraynalıların hayatını kurtarmaktan ziyade oy toplayarak seçim kazanmayı içselleştiren Trump’ın karşılık bulduğunun somut bir yansıması. Bu yaklaşıma sahip kişilere göre, Rusya’nın Ukrayna’da başarılı ya da başarısız olmasının ve dolayısıyla küresel güvenlik ortamının pek bir analmı bulunmuyor.
ABD’nin Ukrayna’ya yönelik yardımları tamamen kesme ihtimali, Avrupalıları şimdiden alternatif planlara yoğunlaşmaya yönlendiriyor. Avrupalı devletler en iyi çözüme ulaşma arzusunda olsalar da Beyaz Saray’ın tutumunun Ukrayna’nın direncine zarar vereceği açık.
Tüm farklılıklara rağmen hem Demokratların hem de Cumhuriyetçilerin üst düzey yöneticiler yardımların devam edeceğini belirtiyor. Kiev yönetimi ise bunun geçici bir aksaklık olacağı inancıyla olası senaryoları küçümseyen bir tavır içerisinde gözükse de arka plana endişe hakim. Ukraynalı milletvekili Oleksi Goncharenko’nun açıklamaları da bunu teyit ediyor:
ABD Kongresi'ndeki netice korkutucu. ABD’liler ne kadar sürerse sürsün Ukrayna ile olacaklarını söylemişlerdi ve şimdi aksini yapıyorlar. Bu sadece, Ukrayna için değil, Avrupa için de tehlikeli.
Süreçten etkilenebilecek silah programları arasında Zelenskiy'nin son birkaç ay boyunca Beyaz Saray'dan istediği ATACMS uzun menzilli füzeler de var. Bu füzeler, Ukrayna'nın Rus işgal altındaki topraklarda daha derinlere saldırmasına ve tedarik hatlarını, hava üslerini ve demiryolu ağlarını vurmasına yardımcı olacaktı.
Bu ortamda Washington'daki bütçe karmaşasının telafisi için Avrupa'nın adım atabileceğini göstermek amacıyla Kiev'e Taurus füzelerini gönderme konusunda Berlin yönetmi ikna edilmek istenebilir. Buna şimdilik soğuk bakan Almanya ikna edilirse, Ukrayna'nın Kırım dahil tüm hedeflere saldırabilmesi mümkün hale gelebilir. Fakat Almanya, bu füzelerin verilmesinin savaşı tırmandıracağından endişe ediyor.
Moskova da savaşın tırmanması konusunda Almanya’nın korkularını tahrik etmek istiyor gibi görünüyor. Rusya yakında nükleerle ilgili sivil savunma tatbikatları düzenlemeyi planlıyor ve bu yılki tatbikatların ülke genelinde daha kapsamlı ve yaygın olmasını planlıyor. Batı'nın kaygısını artırmak için, Rusya'nın en üst nükleer araştırma tesisi başkanı kamuoyuna Putin'e bir bomba denemesi yapması çağrısında bulundu. Ve CNN tarafından yayınlanan uydu görüntülerinde eski bir Sovyet test sahasında yeni tesislerin inşa edildiği görüldü.
Yani İngiltere ve Fransa'nın stokları hızla tükenirken ve ABD, bütçe kavgasına sürüklenirken, Ukrayna umudunu Alman füzelerine bağlamak üere. Öyleyse soru şu: Ya Almanya, gerçekten de Ukrayna’nın karşı taarruzunu sabote etmek ve Trump yanlısı vekillerin neden olduğu zararı daha da arttırmak istiyorsa?