Politico: Tayvan seçimleri ve ortaya çıkan 5 önemli sonuç
Tayvan seçim sonuçlarının ABD-Çin ilişkilerine ve küresel güvenliği etkisi ne olacak? İşte Tayvan seçimlerinin ortaya çıkardığı 5 önemli sonuç ve beklentiler...
Brüksel merkezli düşünce kuruluşlarından Politico'da, Tayvan seçim sonuçlarının ABD-Çin ilişkilerine ve küresel güvenliğin kaderine olası etkilerinin değerlendirildiği bir analiz yayınlandı.
Bağımsızlık yanlısı Demokratik İlerleme Partisi lideri William Lai'nin zaferinin, Pekin'in bir sonraki hamlesine ilişkin uzun bir belirsizlik döneminin gölgesinde kalacacağı belirtilen analizde, Çin'in bu seçim sonuçlarına dair 2022 yılında dönemin ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi'nin adaya yaptığı ziyaret sonrasındaki dönemdeki gibi sert tepkiler verebileceği belirtildi.
Analizde, seçim sonuçları ve bundan sonra yaşanabilecek olası gelişmeler ve 5 maddede değerlendirildi.
İşte Politico'da yayınlanan analiz:
ABD-Çin ilişkilerinin ve önümüzdeki birkaç yıl boyunca küresel güvenliğin kaderini belirleyecek olan Tayvan'ın yeni Devlet Başkanı William Lai olarak belirlendi.
Halen Tayvan'ın başkan yardımcısı olan 64 yaşındaki Lai, bir ilki başararak iktidardaki Demokratik İlerleme Partisi'ni üçüncü dönem ülke yönetimine taşıdı.
Şimdilik başkent Taipei her zamanki gibi sakin. Ancak Lai'nin zaferi, Pekin'in bir sonraki hamlesine ilişkin uzun bir belirsizlik döneminin gölgesinde kalacak.
Seçim öncesi ve sonrası gelen tepkiler, Pekin'in Tayvan bağımsızlık hareketinin “poster çocuğu” olarak gördüğü Lai'yi onaylamadığını açıkça ortaya koyuyor.
Şimdi tüm gözler, daha iki haftadan kısa bir süre önce, “Tayvan'ın Çin'e katılımı tarihi olarak kaçınılmaz” açıklaması yapan Çin liderinin sonuca nasıl yaklaşacağına çevrilmiş durumda.
1.Pekin ondan hiç hoşlanmıyor
Çinl, yetkililer, seçimleden önce defalarca Lai'ye yüklendi ve adaya savaşı onun getireceğini öne sürdü.
Çin'in Tayvan İşleri Ofisi sözcüsü Chen Binhua;
"Boğazlar arası ilişkiler son sekiz yılda barışçıl bir gelişmeden gergin bir çatışmaya dönüşerek daha da kötüye gitti. Ve şimdi Lai'nin gelişi, askeri gerilim ve savaşa doğru gidecek kötü bir yolu doğurabilir.”
değerlendirmesinde bulundu.
Pekin'in seçimleri kazanan Lai'ye yönelik direkt tepkisi dikkat çekici. Bunun en büyük nedeni, Lai'nin kendisini "Tayvan'ın bağımsızlığı için çalışan biri" olarak nitelendirdiği 2017 tarihli bir konuşması olarak belirtiliyor.
Çin Devlet Başkanı Xi, 2021 yılında yaptığı bir konuşmada isim vermeden Tayvan'ın bağımsızlığını destekleyenleri ve Lai'yi sert bir dille eleştirmişti.
Xi bu konuşmasında;
"Tayvan'ın bağımsızlığını hedefleyen ayrılma yanlıları, ulusal yeniden birleşmenin önündeki en büyük engeldir. Miraslarını unutanlar, anavatanlarına ihanet edenler ve ülkeyi bölmeye çalışanların sonu iyi olmayacak.”
ifadelerini kullanmıştı.
2. Tüm gözler önümüzdeki 4 ayda
Lai 20 Mayıs'ta resmen göreve başlayana kadar önümüzdeki dört ay boyunca istikrarsızlığın artması bekleniyor.
İşlerin ne kadar kötüye gidebileceğini kimse bilmiyor ama Tayvanlı yetkililer ve yabancı diplomatlar, durumun 2022 yılında dönemin ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi'nin adaya yaptığı ziyaret sonrasındaki dönemdeki gibi gergin olabileceğini belirtiyor.
Tayvan Savunma Bakanlığı'na göre, seçimden günler önce Çin Tayvan'ı izlemek üzere birkaç casus balon gönderdi ve Çin ticari başlıklarda baskıyı artırarak bazı Tayvan ürünlerine yeniden gümrük vergisi getirebileceğini duyurdu.
Bu gelişmeler bir araya geldiğinde Taipei'nin hibrit savaş olarak adlandırdığı durum ortaya çıkıyor ki Pekin'in yeni başkandan duyduğu hoşnutsuzluk göz önüne alındığında bu durum daha da tırmanma riski taşıyor.
3. Lai bağımsızlık içgüdüsünü dizginlemek zorunda mı?
Geçen hafta düzenlenen uluslararası basın toplantısında konuşan Lai, başkanlığa seçilmesi halinde bağımsızlık ilan etmek gibi bir planı olmadığını söyledi.
DPP'liler, Lai'nin statükoyu tek taraflı olarak değiştirdiği şeklinde yorumlanabilecek şeyler söylemeden, görevden ayrılan Tsai Ing-wen'in yaklaşımına sadık kalmasını beklediklerini söylüyorlar.
Ayrıca Lai'nin başkan yardımcısı olarak Tsai'nin yakın bir sırdaşı ve Washington'daki eski fiili büyükelçisi olan Bi-khim Hsiao'yu seçtiğine de işaret ediyorlar. Hsiao, Biden yönetimiyle yakın ilişkiler geliştirdi ve Lai ile ABD arasında bir köprü olarak kilit bir rol oynayacak.
4. Tayvan uluslararası yaklaşımı takip edecek
Lai'nin diplomatik erişiminde ABD, Japonya ve Avrupa'nın öncelikli olması beklenirken, Çin ile ilişkiler olumsuz olmaya devam edecek.
Lai'de ada genelindeki seçim mitingleri boyunca Tsai hükümetinin Çin'e olan ticari bağımlılıktan uzaklaşma çabalarını tekrar tekrar vurgulamıştı.
Tayvanlı yetkililere göre, Tayvan'ın Çin ve Hong Kong'a ihracatı geçen yıl 2022'ye kıyasla yüzde 18.1 düşerek 1982'de bu istatistiklerin kaydedilmeye başlanmasından bu yana en büyük düşüşü gösterdi.
Buna karşılık, Tayvan'ın ABD ve Avrupa'ya ihracatı sırasıyla yüzde 1,6 ve yüzde 2,9 artarak ticaret hacimleri tüm zamanların en yüksek seviyelerine ulaştı.
Ancak eleştirmenler Çin'in Tayvan'ın en büyük ticaret ortağı olmaya devam ettiğine ve çok sayıda Tayvanlı iş adamının Çin'de yaşayıp çalıştığına dikkat çekiyor.
5. Lai işbirliği yapmayan bir parlamentoyla karşılaşabilir
Lai'nin bölünmüş bir parlamento olan Yasama Yuan'ı ile karşı karşıya kalma ihtimali yüksek.
Seçimden önce Kuomintang (KMT) partisi Yuan'da Tayvan Halk Partisi ile çoğunluğu oluşturmaya söz vermiş ve böylece Lai'nin yönetimini fiilen bir azınlık hükümeti haline getirmişti.
Bu durum Lai'nin Pekin'i kışkırtıcı politikalar uygulamasını daha da zorlaştırırken, muhalefetteki bir parlamento da Tayvan'ın çok ihtiyaç duyduğu savunma harcamaları söz konusu olduğunda sorun yaratabilir.