gdh'de ara...

Real Clear World: ABD, İngiltere ve Fransa'nın küresel gücünü kaybettiği süreci mi yaşıyor?

Çok sayıda AB ülkesi ABD'nin politikalarından uzaklaşırken, Batılı olmayan dünya da yeni bir yapılanmaya gidiyor. ABD, İngiltere ve Fransa'nın küresel gücünü kaybettiği süreci mi yaşıyor?

1. resim

ABD merkezli yayın organlarından Real Clear World'de ABD'nin küresel hegomanyasının tarihsel örneklerle nasıl sarsılma aşamasına geldiğine dair değerlendirmelerin yapıldığı bir analiz yayınlandı.

1956-57 yıllarında yaşanan Süveyş krizi sonrası Fransa ve İngiltere'nin küresel hegomanyadaki rollerini büyük ölçüde kaybettiği belirtilen analizde, tarihin büyük oranda tekerrür ettiği ve ABD'nin Fransa ve İngiltere'nin kaderini yaşayabileceği belirtildi.

Analizde ayrıca, 1956-57 yıllarında yaşanan olaylardan sonra sterlinin etkisini yitirdiği gibi, yeni şekillenen dünya düzeninde de BRICS gibi yapılar nedeni ile doların hegomonik etkisini kaybedebileceği tespiti yapıldı.

İşte Real Clear World'de yayınlanan analiz:

Gazze ve Ukrayna'daki krizler dünyaya ve ABD'ye 1956-57 yıllarında yaşanan bir "Süveyş Anı"nı yeniden hatırlatıyor.

Ekim 1956 iki büyük uluslararası krize sahne oldu. O yıl İsrail, Mısır tarafından millileştirilmiş olan Süveyş Kanalı'nı yeniden açmak için Mısır'a bir saldırı başlattı. Bu eylemle eşgüdümlü olarak Fransa ve İngiltere de Mısır Devlet Başkanı Cemal Abdül Nasır'ı devirmek için bir saldırı başlattı.

Aynı tarihlerde de, Sovyetler Birliği kendi ilgi alanı üzerindeki güçlü kontrolünü sürdürmek için "Macar Ayaklanmasını" bastırmak üzere tanklarla sahaya çıktı.

Şubat 2022'ye geldiğimizde ise Rusya, görünüşte Ukrayna'nın NATO'ya üye olmasını engellemek için Macaristan'la sınırı olan Ukrayna'ya tanklar gönderdi. Ekim 2023'te Rusya-Ukrayna savaşı devam ederken İsrail, Gazze'ye saldırı başlattı.

Ancak Amerika Birleşik Devletleri'nin bu iki süreçteki rolü büyük ölçüde farklı.

1956'da Eisenhower yönetimi her iki "işgali" de kınadı ve hatta Fransa ve İngiltere'yi yaptırım uygulamakla tehdit etti. 2022-24'te ise ABD, mevcut çatışmaların her ikisinde de bir tarafın başlıca silah sağlayıcısı konumunda.

1956-57 olaylarının derin bir jeopolitik etkisi olmuştur. Fransa ve İngiltere'nin Süveyş'ten çekilmesi, büyük güç statüsünden düşüşleri anlamına geliyordu ve Milletler Cemiyeti altında bölgede sahip oldukları mandalardan kaynaklanan Levant üzerindeki etkilerinin sonunu işaret ediyordu.

Bu olay aynı zamanda İngiliz Sterlini'nin dünya para birimi olarak daha da değer kaybetmesine yol açan bir mali krize de neden oldu. Ayrıca 1956, ABD'nin Orta Doğu'da önemli bir oyuncu olmasının da temellerini attı.

Yetmiş yıl önce olduğu gibi, 2022-24 ikiz krizleri uluslararası düzenin temellerini sarsıyor.

ABD'nin İsrail'e verdiği tereddütsüz destek sonuçsuz kalmıyor.

ABD'nin BM Güvenlik Konseyi'nde İsrail'in tutumunu destekleyen görüntüler, tıpkı Gazze'deki askeri harekatta kullanılan silahların ABD tarafından sevkiyatında olduğu gibi, Küresel Güney'de pek hoş karşılanmadı.

Açık belirtmek gerekirse, bu endişeler Batı'daki pek çok kişi tarafından da paylaşılmaktadır.

Nitekim Ocak ayından bu yana beş AB ülkesi ABD'nin politikalarına karşı çıkarak ya Güney Afrika'nın Uluslararası Adalet Divanı nezdindeki davasına katıldı ya da Filistin Devletini tanıdı.

ABD'nin yoğun diplomatik çabalarıyla İsrail ile tam diplomatik ilişki kurmanın eşiğine gelen Suudi Arabistan, şimdi bir Filistin Devleti'nin kurulmasını ön koşul olarak koyuyor.

Rusya ve Ukrayna arasındaki savaşın da geniş kapsamlı sonuçları olacaktır.

İkinci Dünya Savaşı ABD'ye, ABD dolarının küresel rezerv para birimi olarak taçlandırılması gibi "bir ayrıcalık" tanındı. Ancak zaman içinde ve Ukrayna'daki savaşın başlamasından bu yana ABD, kapsamlı ekonomik yaptırımlar uygulayarak doları ve dolar ödeme sistemini "silahlandırmakla" suçlanıyor.

ABD dolarının uluslararası ticaretteki payı son 25 yılda kademeli olarak azalmış olsa da, bazı ekonomistler doların konumunun bir süre daha güvende olduğuna inanıyor.

Ancak değişimin işaretlerinin giderek yükseldiği açık.

Geçtiğimiz haftalarda Suudi Arabistan petrolün dolar üzerinden fiyatlandırılmasına ilişkin elli yıllık anlaşmasını feshetti.

Sonuç olarak, Batılı olmayan dünya küresel yönetişim, ticaret ve finans için alternatif bir çerçeve arayışına girmiştir.

BRICS bu arzunun en görünür ama tek olmayan tezahürüdür. BRICS Yeni Kalkınma Bankası, BRICS para birimi arzusu ve yeni başlayan birkaç alternatif ödeme sistemi Bretton Woods sistemine, ABD dolarına ve SWIFT'e meydan okumak için sunulmaktadır.

Diğer yandan Çin, sadece BRICS'in baskın ekonomisi olmakla kalmıyor, aynı zamanda Orta Doğu'da baskın güç olan ABD'yi yerinden etme konusunda da giderek daha aktif hale geliyor.

Tarihten alınan dersler ışığında şu anda sorulması gereken soru, ABD'nin Fransa ve İngiltere'nin 1956-57 yılında yaşadığı gerlimeyi yaşayıp yaşamayacağı olmalıdır.

Tartışma