Reservistenverband : Afrika'nın yeni büyük gücü Türkiye

Afrika ülkeleri Bayraktar TB2 ile başarılar elde ederken, Türkiye Afrika'nın yeni büyük gücü olarak ortaya çıkıyor. Avrupa ülkeleri, Türkiye’nin pragmatik ve uzun vadeli Afrika stratejisinden çok şey öğrenebilir. 

1. resim

Almanya merkezli Verband der Reservisten der Deutschen Bundeswehr'de, Türkiye Afrika kıtasında izlediği politikaların ve kıta genelinde izlediği başarılı stratejinin değerlendirildiği bir analiz yayınlandı.

Türkiye'nin, Avrupa ülkelerinin Afrika kıtasından çekilmek zorunda kalmasıyla birlikte, savunma sanayiden ticarete, eğitimden altyapı yatırımlarına kadar çok sayıda başlıkta ortaya çıkan boşluğu doldurduğu belirtilen analizde, Türkiye'nin kıtada yeni büyük güç olarak ortaya çıktığı tespiti yapıldı.

Analizde ayrıca, kısa vadeli siyasi değişimlerin Türkiye'yi rotasından saptırmadığına ve Ankara'nın Avrupa ülkelerinin yaptığı gibi Afrika'da yoksulluk ve çatışma yerine fırsatlar gördüğüne dikkat çekildi.

İşte Verband der Reservisten der Deutschen Bundeswehr'da yayınlanan analiz:

Türkiye, Avrupa'nın Afrika ülkelerinden çekilmesiyle geride bıraktığı boşluğu doldurmaya çalışıyor.

Türkiye'nin bunu yapmasının arkasında şüphesiz olarak kendi nüfuzunu genişletmeye yönelik açık bir strateji var ve Almanya ve Fransa gibi ülkeler, Türkiye'nin kıtadaki yükselişini sadece izliyor.

Batı Afrika'nın son derece yoksul ülkesi Nijer, 2019 yılında Afrika Birliği zirvesine ev sahipliği yapmak istediğinde, düzinelerce devlet başkanı ve beraberindeki heyetleri ağırlayabilecek yeni bir havalimanı ve otel kapasitesine acilen ihtiyaç duydu. Türkiye ise bu ihtiyaca yönelik olarak kısa sürede devreye girdi ve Niamey Havalimanı ile Radisson Blu otelini de içeren yeni bir terminal inşa etti.

Takip eden yıllarda Türk devleti ve Türk şirketleri, Nijer ile ilişkileri büyük ölçüde geliştirdi. Bu gelişmeler, Almanya ve Avrupa'da sadece birkaç uzmanın Nijer'i radarına aldığı bir dönemde gerçekleşti.

Türk Hava Yolları ayrıca, Temmuz 2023'te Nijer'de gerçekleşen darbenin ardından Niamey'e uçuşlarını yeniden başlatan ilk havayolu şirketlerinden biri oldu.

Nijer, Sahel bölgesinde ve Afrika genelinde Türkiye'nin hızla artan varlığının ve etkisinin sadece bir örneği.

Türkiye; Almanya ve Batılı ortaklarının aksine, kıtayı daha fazla nüfuz sahibi olmak ve ticareti genişletmek için bir odak noktası olarak çok erken keşfetti ve Türkiye şu anda, Afrika'daki fırsatları her şeyden önce görüyor.

Her şey Ağustos 2011'de, o zamanlar henüz Başbakan olan Recep Tayyip Erdoğan'ın iç savaştan zarar görmüş ve kıtlık çeken Somali'ye yaptığı ziyaretle başladı.

Medyada geniş yer bulan bu gezi, Somali'deki çatışmaya ilişkin küresel farkındalığın artmasına yardımcı oldu. Turkish Arlines, bazı güvenlik endişelerine rağmen ertesi yıl başkent Mogadişu'ya uçuşlara başladı.

Bu uçuşlar, Doğu Afrika ülkesinin 1991 yılında şiddet sarmalına girmesinden bu yana yapılan ilk orta mesafeli bağlantı oldu.

Somali bugün hala güvensiz olsa da Türk girişimciler ve diplomatlar ülkede faaliyet gösteriyor. Bu aslında Türkiye için münferit bir durum değil. Türk Dışişleri Bakanlığı'na göre 2002 yılında Türkiye'nin kıtada sadece on iki büyükelçiliği varken, 2022 yılı sonu itibariyle bu sayı 44'e ulaştı.

Türkiye'nin hedefleri: Ekonomi ve yumuşak güç

Türkiye, Afrika ve Sahel bölgesindeki genişlemesiyle çeşitli hedefler peşinde koşuyor. Afrika artık Türk şirketleri için, genellikle Avrupalı ya da Amerikalı şirketler tarafından göz ardı edilen yeni ve büyük bir satış pazarı.

Örneğin Mali'nin başkenti Bamako'daki en iyi özel hastane olan Golden Life gibi, Niamey'deki Radisson Blu da bir Türk şirketi tarafından işletiliyor.

Türk Hava Yolları'nın uçuşları sayesinde İstanbul'a neredeyse tüm Afrika başkentlerinden ulaşmak mümkün. Birçok Afrika ülkesi vatandaşının Türkiye için vizeye ihtiyacı yoktur ya da bu vizeyi kolayca alabilmektedir.

Sonuç olarak, örneğin Mali ya da Nijer'den zengin Afrikalılar tatil ya da tıbbi tedavi için giderek daha fazla Türkiye'ye uçuyor. Vize uygulamalarının ve genel olarak tedavinin genellikle aşağılayıcı olarak algılandığı Avrupa'ya kıyasla Türkiye'de kendilerini daha rahat hissettiklerini açıkça söylüyorlar.

Birçok Afrikalı, Türkiye'de daha az ayrımcılığa uğradıklarını söylüyor.

Büyük altyapı projeleri olan inşaat şirketlerinin yanı sıra, tekstilden cateringe kadar çeşitli sektörlerde faaliyet gösteren çok sayıda küçük Türk şirketi de Afrika'da faaliyet gösteriyor. Modadan mobilyaya kadar Türk ürünleri birçok Afrika ülkesinde mevcut.

Türkiye, Fransa ve Avrupa'nın son yıllarda Afrika'nın bazı bölgelerinden çekilmek zorunda kalmasından da büyük fayda sağladı.

Fransa yakın zamanda Mali, Burkina Faso ve Nijer'den askerlerini çekti ve Avrupa Birliği, eğitim misyonlarını azalttı ya da sonlandırdı.

Savunma sanayi etkisi

Türk savunma sanayisi, Afrika'da daha pragmatik bir yaklaşım benimsiyor ve Avrupalıların bıraktığı boşlukları doldurmak için hızla genişliyor.

Rusya Mali, Libya ve Orta Afrika Cumhuriyeti'ne paralı askerler, uçaklar ve helikopterler sağlarken Türkiye de insansız hava araçları temin ediyor. Bayraktar TB2 modeli 2019'da Libya iç savaşında kullanılmaya başlandığından beri en çok satanlar arasına girdi.

Mali, Nijer ve Burkina Faso da, ordularının Libya'dakine benzer ilk başarıları elde etmesi için bu insansız hava aracını satın aldı.

Türkiye'den giden insansız hava araçları sayesinde Mali ordusu, 2023'ün sonunda, on yıldır Mali devletinin kontrolü dışında olan kuzeydeki isyancıların kalesi Kidal'ı ele geçirmeyi başardı.

Burkina Faso cihatçılara karşı mücadelede insansız hava aracını başarıyla kullandı. Batı Afrika ülkesi daha önce Avrupa'dan defalarca askeri teçhizat talebinde bulunmuş ancak sonuç alamamıştı.

Bu amaçla Türkiye, Avrupalıların bıraktığı boşluğu Rusya, Çin ve İran ile doldurmak için bazı ülkelere eğitim yardımını da genişletti.

Bu pragmatik yaklaşım Türkiye'nin Afrika'da prestij kazanmasına yardımcı oldu. Çünkü Afrika ülkeleri tarafından Batılı ortakları çifte standartla suçlanıyor.

Türkiye gerektiğinde askeri müdahalede de bulunuyor. Türkiye, 2019'da Libya iç savaşı sırasında Halife Hafter'in başkente yönelik saldırısını savuşturmak için Trablus'taki uluslararası alanda tanınan hükümete aktif olarak destek sağladı.

Türkiye daha sonra, Mısır ve Birleşik Arap Emirlikleri tarafından askeri olarak desteklenen Hafter'e karşı deyim yerindeyse caydırıcı bir unsur olarak Libya'nın batısında bir hava üssü kurdu. Ankara bu hamlesi ile Akdeniz'deki karlı gaz yataklarının işletilmesi konusunda da bir anlaşma imzaladı.

Sonuç

Avrupa'nın pragmatik ve uzun vadeli Afrika stratejisi konusunda Türkiye'den öğreneceği çok şey olduğu söylenebilir.

Türkiye, kısa vadeli siyasi değişimlerin kendisini rotasından saptırmasına izin vermiyor ve Avrupa kamuoyunun yaptığı gibi Afrika'da yoksulluk ve çatışma yerine fırsatlar görüyor.

Türk Hava Yolları'nın uçuş bağlantılarıyla birlikte yumuşak güç stratejisi ve Türk ürünleriyle kıtada büyüyen etki Afrika'daki gençlerin kalbini kesinlikle kazanacaktır.

Tartışma