Reuters: Türkiye'deki seçmenler sadece lideri değil, Türkiye'nin uluslararası rolünü belirleyecek
Kılıçdaroğlu, partisinin laik tabanını değiştirerek muhafazakarlara yöneldi. Türkiye'deki seçmenler sadece Türkiye'nin liderine değil, ülkenin uluslararası arenada nasıl bir rol oynayacağına da karar verecek.
Reuters'da Türkiye'de 14 Mayıs'ta gerçekleşecek olan Cumhurbaşkanlığı seçimlerine dair bir analiz yayımlandı.
Türkiye'deki seçimin sadece Türkiye için değil bölge için de büyük bir öneme sahip olduğu belirtilen analizde, Türkiye'deki seçmenlerin "sadece Türkiye'nin liderine değil, ülkenin uluslararası arenada nasıl bir rol oynayacağına" da karar vereceği tespiti yapıldı.
Analizde ayrıca Kılıçdaroğlu'nun "partisinin laik tabanını değiştirerek muhafazakarlara yöneldiği" tespitine ve HDP'nin de Kılıçdaroğlu'nu desteklediğine dikkat çekildi.
İşte Reuters'da yayımlanan analizin tamamı:
Kariyeri boyunca Tayyip Erdoğan'ın gölgesinde kalan muhalefet lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye'ye yeni bir yol çizme zamanının geldiğine inanıyor.
Altı muhalefet partisinden oluşan bir ittifak bloğu, ülkenin modern tarihinin belki de en önemli seçimi olarak görülen 14 Mayıs seçimlerinde Erdoğan'ı yenmek için ciddi ve bazen de alıngan olan eski devlet memurunu aday gösterdi.
Kılıçdaroğlu geçen hafta bir mitingde;
"İnsanların geçinmek için mücadele ettiğini biliyorum. Yaşamın pahalılığını ve gençlerin umutsuzluğunu biliyorum. Değişim zamanı geldi. Yeni bir ruh ve anlayış gerekiyor."
ifadelerini kullandı.
Muhalifler, Cumhuriyet Halk Partisi'nin (CHP) genel başkanı olarak defalarca seçim yenilgilerine maruz kalan Kılıçdaroğlu'nun, Erdoğan sonrası dönem için net bir vizyon sunmadığını söylüyor.
Galip gelse bile Kılıçdaroğlu, milliyetçiler, İslamcılar, laikler ve liberallerden oluşan bir muhalefet ittifakını bir arada tutmanın zorluklarıyla karşı karşıya kalacak. Kılıçdaroğlu'nun aday olarak seçilmesi sırasında, masada bulunan en büyük ikinci partinin genel başkanı Meral Akşener'in kısa süreliğine ayrılması bu fikrin daha da belirgin olmasına yol açtı.
Türkiye'de yaşayan bir yazar ve siyasi analist olan Birol Başkan,
"Kılıçdaroğlu, kutuplaştırıcı ve savaşçı olan, ayrıca seçmen tabanını sağlamlaştıran Erdoğan'dan tamamen zıt bir görüntü veriyor. Kılıçdaroğlu, birleşmeye ve kendisine oy vermeyenlere ulaşmaya çalışıyor. Kazanacağından emin değilim ama o doğru karakter olabilir."
değerlendirmesinde bulunuyor.
Seçimlerin, sadece Türkiye'ye kimin liderlik edeceğini değil, aynı zamanda Ukrayna ve Orta Doğu dahil uluslararası arenada Türkiye'nin nasıl bir rol oynayacağına da karar verecek.
Pek çok kişi Kılıçdaroğlu'nun seçim kampanyasının ve karizma eksikliğinin, bir düzineden fazla seçim zaferi kazanan Erdoğan'ı yenip yenemeyeceğini merak ediyor.
Ancak analistler, Erdoğan'ın yenilgiye her zamankinden daha yakın olduğunu söylüyor.
Muhalefet meydanlarda, Erdoğan'ın faiz oranlarını düşürme hamlesinin hane bütçelerini harap eden enflasyonist krizi başlattığını vurguluyor. Hükümet ise bu politikanın, Türk lirası varlıklarını teşvik eden bir programın parçası olduğunu, ihracatı ve yatırımı artırdığını söylüyor.
Kılıçdaroğlu siyasete atılmadan önce maliye bakanlığında çalıştı ve ardından 1990'ların büyük bölümünde Türkiye'nin Sosyal Sigortalar Kurumu başkanlığını yaptı. Erdoğan sık sık, Kılıçdaroğlu'nun bu görevdeki performansını kötülüyor.
Kılıçdaroğlu 2002'de Erdoğan'ın iktidara geldiği dönemde ilk kez milletvekili oldu ve modern Türkiye'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk tarafından kurulan ve son dönemde laik tabanını değiştirerek muhafazakarlara doğru ilerlemeye çalışan merkez sol parti olan CHP'yi temsil ediyor.
Kılıçdaroğlu, İstanbul'da belediye başkanlığını kaybettikten bir yıl sonra, 2010'da rakipsiz olarak parti genel başkanlığına seçildi.
Kılıçdaroğlu'nun genel başkanlığa seçilmesi, partide yeni bir başlangıç olarak umutlarını körükledi, ancak o zamandan beri CHP'ye destek yaklaşık %25'i geçemedi. Erdoğan'ın AK partisi, 2018'in son milletvekili seçimlerinde yüzde 43 oy aldı.
Yine de bazıları Kılıçdaroğlu'nun partide sessizce reform yaptığı ve Atatürk'ün fikirlerinin katı bir versiyonunu benimseyen sert "Kemalistleri" kenara ittiği ve Avrupa sosyal demokrat değerlerine daha yakın görülen üyeleri teşvik ettiği görüşünde.
Eleştirmenler, onun durağan bir CHP'ye esneklik getirmede başarısız olduğunu ve Erdoğan'a karşı kendisini cumhurbaşkanı adayı olarak empoze ettiğini söylüyor.
Diğer yandan geçen hafta Kürtlerin çoğunlukta olduğu Van'da binlerce kişi, ana muhalefet ittifakında yer almamasına rağmen Halkların Demokratik Partisi'nin destekçileri olarak Kılıçdaroğlu için toplandı.
Türk medyası tarafından "Gandhi Kemal" lakabı ile anılan Kılıçdaroğlu, 2017'de CHP'li bir milletvekilinin tutuklanması üzerine Ankara'dan İstanbul'a 450 kilometrelik "Adalet Yürüyüşü" gerçekleştirmişti.