RFE/RL: Trump yeni döneminde İran'a karşı nasıl bir strateji izleyecek?
İlk döneminde “maksimum baskı” stratejisi uygulayan Trump'ın, yeni dönemindeki İran stratejisi nasıl olacak? İsrail faktörü, Trump'ın İran politikasını nasıl etkileyecek?
ABD merkezli düşünce kuruluşlarından RFE/RL'de, Trump'ın dönüşünün ardından ABD'nin İran ile ilgili olası dış politika hamlelerinin değerlendirildiği bir analiz yayınlandı.
Trump'ın 2017-2021 yılları arasındaki ilk döneminde İran'a yönelik “maksimum baskı” politikası yürüttüğüne dikkat çekilen analizde, Trump'ın ikinci döneminde de benzer bir strateji izleyebileceği, ancak belirleyici faktörlerden birisinin İsrail faktörü olacağı tespiti yapıldı.
Analizde ayrıca; İran'ın nükleer faaliyetleri ve İran-İsrail geriliminin geleceğine dair de öngörülere yer verildi.
İşte RFE/RL'de yayınlanan analiz:
ABD başkanlık seçimlerinden önce İran oylamanın önemsiz olduğunu düşünüyordu.
Ancak uzmanlar, eski Başkan Donald Trump'ın 5 Kasım'daki çarpıcı zaferinin Tahran için önemli sonuçları olabileceğini belirtiyor.
İktidardaki ilk döneminde Trump, nükleer ve füze programları nedeniyle İran üzerindeki baskıyı arttırmış ve Tahran'a karşı kapsamlı yaptırımlar uygulamıştı.
Geneva Graduate Institute'de kıdemli araştırma görevlisi olan Farzan Sabet, İran'ın “İkinci Trump başkanlığının bir sonucu olarak ortaya çıkabilecek daha büyük krizleri önlemek için dış politikasında ve ulusal güvenliğinde radikal değişiklikler düşünmek zorunda kalacağını” tespitinde bulunuyor.
'Maksimum baskı 2.0'
Trump yönetimi 2017-2021 yılları arasında İran'a yönelik bir “maksimum baskı” kampanyası yürüttü.
Trump ABD'yi Tahran ile dünya güçleri arasındaki nükleer anlaşmadan çekti, İran'a ağır ekonomik yaptırımlar uyguladı ve İranlı üst düzey general Kasım Süleymani'nin öldürülmesi emrini verdi.
Trump'ın Beyaz Saray'a dönüşüyle birlikte “maksimum baskı 2.0” politikasına geçilebileceğini söyleyen Sabet, amacın “çevreleme ve rejimi zayıflatma” olabileceği tespitinde bulundu.
Sabet, Trump'ın İran konusunda gelecekteki ABD yönetimleri tarafından geri alınması zor olacak “bir tür süreklilik politikası” tasarlamaya çalışabileceğini de belirtti.
Trump yönetiminin İran'a yönelik “azami baskı” kampanyasını yöneten Brian Hook'un, seçilmiş başkanın Dışişleri Bakanlığı'ndaki geçiş ekibine liderlik etmesi bekleniyor. ABD medyası Hook'un dışişleri bakanlığı için düşünülebileceğini bildirdi.
Kampanya sırasında Trump, İran konusunda karışık mesajlar verdi. Ülkeyi “paramparça etmekle” tehdit etti ama aynı zamanda Tahran ile görüşmelere açık olduğunu da söyledi.
Trump ayrıca Tahran'ın “nükleer silaha sahip olamayacağını” da sözlerine ekledi.
Ancak uzmanlar, İran'ın Trump'ın ilk döneminden bu yana ABD yaptırımlarından kaçma konusunda daha becerikli hale geldiğini ve nükleer anlaşmanın feshedilmesinin ardından nükleer programının daha da ilerlediğini belirtiyor.
İsrail faktörü
İran ve İsrail'in son aylarda karşılıklı hava saldırıları düzenlemesi, bölgede topyekün bir savaş çıkabileceği endişelerini arttırdı.
Kısasa kısas saldırılar, İsrail'in Lübnan ve Gazze Şeridi'nde İran destekli gruplara karşı çok cepheli bir savaş yürüttüğü sırada geldi.
German Institute for International and Security Affairs uzmanlarından Hamidreza Azizi, Trump'ın İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu'ya İran'la yüzleşmesi için “elini serbest bırakacağını” iddia etti.
Trump ilk döneminde Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıyarak onlarca yıllık ABD politikasını tersine çevirdi ve ayrıca ABD büyükelçiliğini de tartışmalı şehre taşıdı.
İran'dan Görünüm
İran Cumhurbaşkanı Mesut Pezeşkiyan 7 Kasım'da yaptığı açıklamada Trump'ın seçim zaferinin Tahran için “hiçbir fark yaratmadığını” belirtti.
İran Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Esmail Baqaei ise, İran'ın “çeşitli ABD hükümetlerinin geçmiş politikaları ve yaklaşımlarıyla acı deneyimler” yaşadığını ve herşeye hazırlıklı olduğunu dile getirdi.
Bazı muhafazakar İranlı milletvekilleri ve medya kuruluşları da Trump'ı küçümsediklerini ortaya koymak için açıklamalarda bulundular.
Örnek olarak İran'ın Hamshahri gazetesi, Trump'ın Süleymani suikastındaki rolünü ima ederek “katilin dönüşü” manşetini yayınladı.