RFI: Türkiye Kafkasya'daki güç dengesini değiştirebilir mi?

Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki AB bünyesindeki barış görüşmelerinin ilerlememesi, Türkiye'nin bölgede artan öneminin altını çizdi. Görünen o ki; daha iddialı bir Ankara ile uğraşmak rahatsız edici bir gerçek olacak.

1. resim

Fransa'nın önde gelen yayın organlarından France24 grubunun üyelerinden RFI'da, Türkiye'nin Güney Kafkasya'daki hamlelerinin ve etkisinin değerlendirildiği bir analiz yayınlandı.

Türkiye'nin Azerbaycan ile ilişkilerinin Güney Kafkasya'daki dengeleri değiştirdiği belirtilen analizde, AB bünyesinde devam ettirilmek istenen Azerbaycan-Ermenistan barış görüşmelerinin ilerlememesinin de Türkiye'nin öneminin altını çizdiği tespiti yapıldı.

Analizde ayrıca; daha iddialı bir Ankara ile uğraşmanın, Moskova'nın Kafkasya'daki ilişkilerinde artık yüzleşmek zorunda olduğu rahatsız edici bir gerçek olacağı belirtildi.

İşte RFI'da yayınlanan analiz:

Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki Avrupa Birliği barış görüşmelerinin bu hafta ilerlememesi, Türkiye'nin bölgede artan öneminin altını çizerken, Azerbaycan "görüşmelere" katılmayı reddetmesinin nedenini yakın müttefiki Türkiye'nin dışlanmasına bağladı.

AB'nin Ermenistan ve Azerbaycan arasındaki barış görüşmelerini canlandırma girişimi, Azeri Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'in katılmayı reddetmesiyle başlamadan sona erdi.

Azerbaycan devlet haber ajansı AB liderlerini Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı barış görüşmelerinden dışlamakla suçladı.

Türkiye ve Azerbaycan her zaman yakın olmuş, kendilerini sık sık "tek millet, iki devlet" olarak tanımlamışlardır.

Ankara'nın donanım satışı ve eğitim yoluyla verdiği askeri destek, Azerbaycan güçlerinin Dağlık Karabağ bölgesinden Ermenileri çıkarmasında belirleyici oldu ve Türkiye-Azerbaycan ilişkilerini yeni bir düzeye taşıdı.

Ankara merkezli Dış Politika Enstitüsü Başkanı Hüseyin Bağcı,

"Türkiye en başından beri Azerbaycan'ı çok doğrudan destekledi. Şimdi Türkiye sadece bu konuda değil, Azerbaycan'ın karşılaşacağı diğer pek çok konuda da Azerbaycan'ın destekçisi olacaktır. Azerbaycan'ın askeri anlamda karşılaşacağı tüm zorluklarda Türkiye Azerbaycan'ın yanında yer alacak. Ruslar ile İranlıların da bu gelişmelere nasıl tepki vereceğini göreceğiz. Türkiye bu bölgede Azerbaycan'ın ekonomik kalkınmasında ve askeri olarak korunmasında önemli bir rol oynayacaktır."

değerlendirmesinde bulundu.

Ankara için fırsat

Ankara, Azerbaycan'ın zaferinin meyvelerini toplamaya başladı bile. Türk inşaat şirketleri bölgede büyük yeniden inşa ihaleleri aldı ve Erdoğan, Türkiye'nin ekonomisini canlandırmak için bölgede daha etkin olmak istiyor.

Diğer yandan, Ankara ile Bakü arasında derinleşen ittifak, Rusya'nın bir zamanlar arka bahçesi olarak gördüğü Kafkasya'daki hakimiyetine meydan okumaya hazırlanıyor.

Analistler, Moskova'nın Ermenistan'ın Azerbaycan'la Dağlık Karabağ bölgesi üzerindeki anlaşmazlığını on yıllar boyunca bölgedeki kontrolünü sürdürmek için kullandığını belirtiyor.

Tel Aviv'deki Ulusal Güvenlik Çalışmaları Enstitüsü'nde Kafkasya uzmanı olan Gallia Lindenstrauss;

"Bir paradigma değişikliği oldu. Çünkü biz her zaman Rusya'nın Ermenistan ve Azerbaycan ile ilişkilerini sağlam tutmak için bu çatışmayı canlı tutmak ve bu çatışmadan faydalanmakla ilgilendiğini düşünüyorduk"

değerlendirmesinde bulundu.

Uzmanlar; Moskova'nın Ukrayna'daki savaş nedeniyle dikkatinin dağılmış olmasının, bölge üzerindeki hakimiyetini zora soktuğunu belirtiyor.

Lindenstrauss;

"Azerbaycan'ın böylesine büyük bir askeri zafer kazanmasına izin vermesi Rusya'nın hareket kabiliyetini etkileyecek. Bununla birlikte, Rusya ve İran'ın uzun vadede Azerbaycan'ın güçlenmesine nasıl tepki verecekleri Türkiye için de sorun yaratabilir."

tespitinde bulunuyor.

Stratejik öncelik

Türkiye'nin Azerbaycan'la ittifakı, bir saldırı durumunda Ankara'nın Bakü'yü savunacağını taahhüt eden 2021 Şuşa Deklarasyonu ile vurgulanan temel stratejik önceliklerinden birisi haline gelmiş durumda.

Türkiye ayrıca, Rusya ile farklılıkları ele alma ve yönetme konusuna yabancı değil.

Bonn Üniversitesi'nden Rus uzman Zaur Gasimov;

"Türkiye ve Rusya'nın çok farklı pozisyonları ve çok farklı çıkarları var. Kuzey Afrika'yı ele alırsanız, Suriye'yi ele alırsanız, Kafkasya'yı ele alırsanız ve ayrıca Ukrayna'yı ele alırsanız, gerçekten çok farklı pozisyonlara sahipler. Ancak her iki taraf da tüm bu bölgelerde etkileşim için iletişim kurmaları gerektiğinin farkında ve işbirliklerinin içeriği de tam olarak bu. Bu karşılıklı bir çıkar değil. Bu, işbirliğinin ve birbirleriyle diyalog halinde kalmanın öneminin ve gerekliliğinin anlaşılmasıdır."

tespitinde bulundu.

Batılı müttefiklerini bu konuda rahatsız eden Erdoğan, aralarındaki farklılıklara rağmen Rus mevkidaşı Vladimir Putin ile yakın bir ilişki geliştirdi.

Görünen o ki; daha iddialı bir Ankara ile uğraşmak, Moskova'nın Kafkasya'daki ilişkilerinde artık yüzleşmek zorunda olduğu rahatsız edici bir gerçek olacak.

Tartışma