Rusya-Avrupa arasındaki doğal gaz savaşının galibi kim olacak?
Avrupa ile Rusya arasındaki gaz savaşının galibini kış mevsiminin hangi şartlarda geçeceği belirleyecek.
Rusya’nın Kuzey Akım 1 boru hattından Avrupa’ya gönderilen gazı tamamen kesmesi ve Rusya’ya karşı uygulanan yaptırımların son bulmasına kadar da kesintinin devam edeceğini açıklaması, Rusya-Ukrayna Savaşı'nda yeni bir aşamaya geçişin sinyalidir.
Sahada doğrudan Rus ve Ukrayna kuvvetleri savaşırken, ekonomik alanda da hem Batı dünyası hem de Rusya ellerindeki farklı kozları kullanıp karşı tarafı caydırmak istemektedir. AB Rusya’ya karşı yaptırımları sürdürülebilirken, Rusya’nın gaz tedarikini kesmesi bir atımlık barut misali ya hedefi tutturacak ve Batı ittifakını köşeye sıkıştıracak veya Rusya’ya orta ve uzun vade de ciddi bir maliyet üretecektir.
Rusya’nın Ukrayna’ya bağlı Donetsk ve Luhanks bölgelerini bağımsız devlet olarak tanıması ile, Rusya ile beraber Kuzey Akım 2 boru hattını inşa eden Almanya, projeyi dondurmuş ve Kuzey Akım 2 boru hattını devreye sokmamıştı. Bunun ardından Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmesiyle birlikte, Rusya Kuzey Akım 1 boru hattındaki onarım çalışmalarını bahane göstererek, boru hattından AB’ye yapılan gaz ihracatını Haziran ayında 75% oranında kesmişti. Temmuz ayında ise günde 40 milyon metreküp ihracatı 20 milyon metreküpe düşürmüştür.
Rusya, Kuzey Akım 1 boru hattı üzerinden 2011’den bu yana günde 170m metreküp gaz ihracat etmekteydi. Eylül ayına girilmesi ile, Rusya yaptırımlardan dolayı teknik yetersizlik yaşadığı ve Kuzey Akım 1 boru hattındaki gaz akışını geçici olarak durdurmak zorunda olduğunu beyan etti. Birkaç gün sonra ise gaz akışının tekrar başlamasını yaptırımların kaldırılması şartına bağladı. Rusya’nın Kuzey Akım 1 boru hattını kapatması ile eş zamanlı olarak, Fransız Engie şirketine gaz tedariğini de kestiğini açıklandı.
Rusya’nın AB ülkelerine yıllık 155 milyar metreküp gaz ihraç ettiği bilinmektedir. AB’nin toplam gaz ithalatının 40%’ı Rusya üzerinden gerçekleşmektedir. Kuzey Akım 1 boru hattının yıllık 55 milyar metreküp gaz taşıma kapasitesi bulunmaktadır ve Avrupa’ya gaz taşıyan en büyük boru hattıdır. Sözkonusu kararın önemini daha iyi ortaya koymak adına; Türkiye üzerinden Avrupa’ya Azerbaycan gazı sağlayan TAP boru hattı üzerinden yıllık 10 milyar metreküp gaz ihraç edilmektedir. ır. Dolayısıyla Kuzey Akımı 1 boru hattından yaşanan kayıp kaba bir hesaplama ile TAP üzerinden gerçekleştirilen gaz tedarikinin yaklaşık beş buçuk katıdır.
Bu yüzden açıklamanın yapıldığı ilk günde gaz fiyatları 10% oranında yükselmesi şaşırtıcı değildir. Nitekim Rusya’nın bu kararı sonrasında fırlayan gaz fiyatları ile geçen seneye kıyasla, Avrupa’daki gaz fiyatları 450% oranında artmıştır.
Her ne kadar AB ülkeleri toplam gaz tüketimini 15% oranında azaltma kararı almış olmasına rağmen gaz tedarik zincirinde ciddi sorunların yaşanması beklenmektedir.
Özellikle AB’nin ekonomik motoru Almanya’nın ekonomisi Rus gazına bağımlı olması ve ülkenin gaz ithalatının 60%’ını Rusya kaynaklı olması, gaz akışının kesilmesini daha da anlamlı kılmaktadır. COVID-19 pandemi sürecinde ekonomileri gerileyen ve halkını rahatlatmak için devlet kasasından hibe ve yardımlar yapmak durumunda kalan AB ülkeleri için gazın kesilmesi ciddi tehditler barındırmakta. Ekonomik olarak canlanmayı engellerken, gaz tedarikinde yaşanacak olası sorunların hem iktisadi, hem toplumsal hem de siyasi sonuçları olması muhtemeldir. Özellikle Rusya yanlısı aşırı sağ ve aşırı sol siyasi partilerin olası bir gaz krizinde güçlenmesi öngörülmektedir.
Bununla beraber kendi halkların gaz ihtiyacı için fabrikaların çalışmaları durdurulması ve üretime ara verilmesi gibi seçeneklerin de tartışıldığı, üretim maliyetlerin arttığı ve küresel rekabette Asya’nın yükselen trendi de göz önünde bulundurulduğunda, Rusya’nın gazı kesmesi, Avrupa ülkelerini ekonomik krize doğru sürükleme potansiyeline sahiptir.
Bu tehlikeyi öngören AB ülkeleri, bir karakış yaşamamak için bazı önlemler almakta. Örneğin Almanya, Rusya’dan ithal ettiği gazı 6% seviyelerine düşürürken, Norveç ve Hollanda üzerinden gaz ihtiyacını – daha pahalıya da olsa – karşılamaya çalışmaktadır. Bununla beraber LNG gazı için mobil ve geçici sistemlerin inşası da sürmektedir. Ancak atılan tüm adımlar arasında en önemlisi gazın depolanmasıdır. Rusya’nın gazı tamamen kesmesine kadar AB ülkeleri gaz rezervlerini ortalama 80% seviyesine çıkardılar. Birçok hükümet gaz depolamayı teşvik ederken, gaz yerine alternatif enerji kullanımlarını da desteklemektedirler.
Yapılan öngörüler ve hesaplamalara göre, gaz tüketiminin yüksek olduğu ve Rusya’nın gazı kestiği kış aylarında Avrupa’ya üç ay yetecek bir rezerv oluşturulacaktır. Bu rezerv sayesinde, üç ay boyunca Avrupa’nın kendisini idame ettirmesi mümkün olacağı değerlendirilmektedir.
Buradaki kilit kelime ‘üç ay’ mefhumudur. Eğer Avrupa’da kış üç aydan fazla sürer yada normalin üstünde soğuk bir kış geçerse, tüketim öngörüldüğü oranda kısalamazsa, veya depolamada sorunlar yaşanırsa Avrupa’nın planı çökecektir.
İşte bu gerçeklik karşısında Rusya’nın gazı kesmesi bir atışlık barut gibi olduğunu değerlendirmek mümkündür. Eğer Avrupa ülkelerin planı başarılı olursa ve bu kış atlatılabilirse, Rusya’ya karşı olan bağımlılık adım adım azaltılarak, alternatifler ön plana çıkacaktır. AB’nin nispeten kısa bir hazırlık süreci olduğu bu kış, en zor kış olacaktır. Bundan sonraki süreçte, gazı kesme kararı Rusya’nın aleyhine işleyecektir. Rus gazına alternatifin oluşması sonrasında, Rusya’nın elinde geriye nükleer bomba seçeneği haricinde herhangi bir ciddi jeostratejik tehdit kalmayacaktır.
Kısaca, Rusya’nın Avrupa’ya karşı gazı bir silah olarak kullanması ile başlayan bu süreçten galip çıkacak tarafı ne Rusya ne de Avrupa belirleyecektir. İki tarafında elinde olmayan doğa gerçekleri ve gelecek kışın şiddeti ve süresi, bu karşılıklı meydan okumanın galibini belirleyecektir. Yani aslında Avrupa ile Rusya arasındaki gaz savaşının galibini kış mevsiminin hangi şartlarda geçeceği belirleyecektir.