gdh'de ara...

Rusya paralel ithalatı nasıl gerçekleştiriyor?

💢 Akıllı telefonların büyük bir kısmı, Rusya’ya “gri ithalat” yoluyla giriyor.

💢 Paralel ithalat şeması, iki taraflı çalışıyor. İthalatı yasak olan Rus malları da Avrupa’ya satılıyor.

1. resim

Sadece 2023’ün ilk altı ayında Rusya, Batılı şirketlerden 502 milyon dolardan fazla değerde ithalatı yasaklanmış çip ithal etti. Bu çipler, füzelerin ve diğer silah türlerinin üretiminde kullanılıyor. Bunun yanı sıra savunma ve uçak sanayisinde kullanılmak üzere en az 171 milyon dolarlık parça ve 389 milyon dolarlık iPhone de Rusya’ya ithal edildi.

Verstka sitesi, Rusya gümrük istatistiklerinin gizli verilerini araştırarak ülkeye hangi hacimde yaptırım altındaki ürün girdiğini ortaya çıkarttı ve bu yasadışı tedarik şemasının nasıl çalıştığını öğrenmek için iş insanları ve taşımacılarla konuştu…

IPhone nasıl hala Rusya’ya geliyor ve neden fiyatı artmıyor?

2021 senesinde Rusya’ya 30 milyondan fazla akıllı telefon getirilmişti. Savaşın başlamasının ardından hem Apple hem de Samsung, Rusya’ya tedariki sonlandırdığını açıkladı. O dönemde bu iki şirket, Rusya’daki akıllı telefon piyasasının yüzde 40’ına sahipti.

2022’nin ilk yarısında Rusya’ya akıllı telefonların ithalatı yüzde 38 azaldı; ancak yılın sonuna kadar bu kaybın bir kısmı telafi edildi. 2021 ile kıyaslandığında 2022’de Rusya’ya akıllı telefon ithalatı yüzde 19 azaldı. Ancak Apple ve Samsung’un durumunda çok ciddi değişiklik olmadı. 2022 sonundaki istatistiklere göre, halen Rusya’da satılan 5 akıllı telefondan biri Samsung; 10 akıllı telefondan biri ise Apple. Bu nedenle de akıllı telefon fiyatları sadece yüzde 3 arttı.

Savaşın başlamasının ardından uzun süre Rusya’ya iPhone getirilmesi tamamen yasaldı. Fakat 25 Şubat’ta ABD, Rusya’ya 300 dolardan daha pahalı telefonların ihracatını yasakladı. Verstka’nın gümrük istatistiklerine dayanarak yaptığı hesaba göre, 25 Şubat’tan sonra Rusya’ya 389 milyon dolar değerinde iPhone getirildi.

Söz konusu telefonlar, genellikle Birleşik Arap Emirlikleri’nden getiriliyor. Ayrıca bu, sadece gümrükte deklare edilen rakamlar. Zira akıllı telefonların büyük bir kısmı, Rusya’ya “gri ithalat” yoluyla geliyor.

Gri ithalat, yani bir ürünün tamamen farklı isimle veya çok düşük fiyat gösterilerek gümrükten geçirilmesi, Rusya’da yaptırımlardan önce de vardı. Moskova’daki “Gorbuşka” alışveriş merkezi, her zaman Rusya’da elektronik ürünlerinin en ucuza satıldığı yerdi. Çünkü orada satılan ürünlerin tamamı gri ithalat ürünleriydi.

Bu ticaret şekli, 1990’lı yıllarda da vardı ve halen devam ediyor. Sistem şöyle çalışıyor: Örneğin 100-150 adet Apple ürünü, bu ürünlerin ucuz olduğu ABD veya Tayland gibi bir ülkede kayıtlı aracı şirket tarafından satın alınıyor. Rusya’ya gri ithalatı gerçekleştirmek için ise birkaç seçenek var.

Bunlardan ilki, gümrükle anlaşarak ürünün maliyetini düşük göstermek. Mesela iPhone’un 1000 dolara değil de 100 dolara alındığı yazılıyor ve vergi düşürülüyor. İkinci yöntem, ürünü tamamen farklı isimle gümrükte kaydettirmek. Örneğin, akıllı telefon adıyla değil; şekil olarak telefon kutusuna benzeyen başka bir ürün adıyla. Elbette iPhone’u “tuğla” olarak da kaydettirebilirsiniz. Ancak eski bir gümrük çalışanı “her halükarda bir mantık uydurmak gerekli” diyor.

Küçük hacimli elektronik ürünlerin gri ithalatında eski yöntem de halen kullanılıyor. Küçük “tüccar”, turist olarak Birleşik Arap Emirlikleri gibi Apple ürünleriyle ilgili sert vergi kurallarının olmadığı bir ülkeye uçuyor, Rusya gümrüğünde kayıt ihtiyacı olmasın diye 10 bin doları geçmeyecek şekilde 4-5 telefon alıyor, vergi muafiyeti oluşturuyor ve o telefonları valizinde ülkeye getirip satıyor. Bu sistem, yaptırımlar döneminde de devam ediyor…

Üstelik Rusya’ya engelsiz gelen tek ürün akıllı telefonlar değil. Örneğin, Dell ürünlerinin tamamı Rusya’ya girebiliyor. Amerikan şirketi, savaşın başlangıcına kadar Rusya’da ana sunucu ekipmanı tedarikçisiydi. 2022 yılının Ağustos ayında şirket, Rusya’yı terketti. 2023’ün başından itibaren ise Rusya’ya 88 milyon dolar değerinde Dell ürünü getirildi. Ürünler; Çin, Hong Kong, Hindistan ve Birleşik Arap Emirlikleri şirketleri tarafından tedarik edildi.

Yaptırımlar sürerken ithalat nasıl gerçekleşiyor?

En basit haliyle Rusya’ya paralel ithalat şeması şu şekilde çalışıyor: Üçüncü ülkede paralel ithalatı gerçekleştirecek şirketler kuruluyor. Daha sonra bir şirketler ya iç piyasadan gerekli ürünü temin ediyor ya da direkt üreticiye sipariş vererek Rusya’ya yeniden ihraç gerçekleştiriyor.

Bu tür şirketleri Ruslar da yabancılar da kurabiliyor. Ancak paralel ithalat gerçekleştiren kişilerin Verstka’ya anlattığına göre, bazı tedarikçiler süreci takip ettiği için yabancıların kurduğu şirketler daha güvenilir bulunuyor.

Yeniden ihracat gerçekleştiren insanlar, aracı şirketleri büyük ekonomiye ve aktif dış ticarete sahip olan tarafsız ülkelerde kurmayı tercih ediyor. Örneğin Çin’de. Ülkeler, hangi ürünün hangi hacimde ihraç edileceği dikkate alınarak seçiliyor. Mesela elektronik ürünler için Çin ve Hong Kong tercih ediliyor.

Ayrıca Rusya’ya yeniden ihracat için Birleşik Arap Emirlikleri ve eski Sovyetler Birliği ülkelerini, özellikle de Kazakistan, Kırgızistan, Ermenistan ve Özbekistan’ı sık kullanılıyor. Verstka’ya konuşan iş insanları, her ülkenin farklı özellikleri olduğunu söylüyor.

Ermenistan örneğine bakmak gerekirse, sevkiyat büyükse ve onu uçakla taşımak pratik değilse, karayoluyla İran’a gönderiliyor. Sonra gemiyle Hazar Denizi üzerinden Astrahan Limanı’na ulaştırılıyor.

Right-flow lojistik şirketinden Armen’in anlattığına göre, bu zor güzergah tercih ediliyor. Çünkü Ermenistan’ın Rusya ile kara sınırı yok, Gürcistan üzerinden yapılırsa da yaptırımlar listesinde olan ürünlerin transitinde sorun çıkabilir.

Malların bir kısmı, küçük işletmelerin yardımıyla küçük partiler halinde Rusya’ya geliyor. Armen’in sözlerine göre, küçük sevkiyatlarda sorun olmuyor:

Ancak büyük konteynerlerle mal geldiğinde, Çin devreye giriyor. Eskiden küçük hacimde yük taşınması için kullanılan güzergahların tamamı şu an Rusya’ya ithalat için kullanılıyor.

Savaşın başlamasının ardından Rusya’ya ithalat düştü, Nisan 2022’de ise en düşük düzeye ulaştı. Fakat Eylül 2022’de ithalatçı ülkelerin değiştirilmesi sonucunda savaş öncesi düzeye geri döndü.

Silverado analistlerine göre, Ekim 2022’de Batılı ülkelerden Rusya’ya ithalat yüzde 50-80 azaldı. Avrupa ve ABD’nin piyasadaki yerini ise Çin ve Bağımsız Devletler Birliği ülkeleri aldı.

Bu ülkelerle ticaret önemli ölçüde arttı. Mesela Ermenistan’ın Rusya’ya ihracatı 2022 senesinde yüzde 187 arttı ve 2,37 milyar dolara ulaştı. Kazakistan’ın Rusya’ya ihracatı yüzde 25 arttı ve 8,78 milyar dolara ulaştı. Kırgızistan’ın Rusya’ya ihracatı ise yüzde 250 artarak 960 milyon doları buldu. Çünkü bu ülkelerin tamamı, yaptırım uygulanan ürünler için transit rolünü oynuyor.

İş insanı Sergey, mevcut durumda Rusya’ya her türlü ürünü getirmenin mümkün olduğunu söylüyor. Sergey, otomobil parçaları da dahil olmak üzere yaptırım uygulanan çeşitli malların paralel ithalatıyla uğraşıyor. Çin veya eski SSCB ülkelerini güzergah olarak kullandığını söylüyor. Aynı zamanda ödemeyle ilgili de birkaç yöntem bulduklarını anlatıyor.

Ödeme yöntemi her türlü paralel ithalat şemasının en önemli bileşenini oluşturuyor. İthalatçıların Verstka’ya anlattığına göre, en basit ve pratik ödeme yöntemlerinden biri küçük miktarlarda alım yapmak.

Birkaç milyon dolarlık işler karşılıklı anlaşma yoluyla çözülüyor. Bunun için Rusya’da ve bazı ülkelerde oluşturulmuş tüzel kişilikleri olan kuruluşlar var. Müşteri Rusya’da ödemeyi ruble olarak yapıyor. Çin’de, Birleşik Arap Emirlikleri’nde veya Kırgızistan’da kayıtlı şirket ise siparişçiye gereken ürünü alıyor. Sergey bu durumu şöyle örneklendiriyor:

Mesela, şu an bizim bir işimiz var. Hollanda’da ödeme yapmamız gerekiyor. Her şey Hong Kong üzerinden hallediliyor. Arkadaşlarımın hem Hong Kong’da hem de Rusya’da ofisi ve depoları olan firmaları var. Ben Moskova’daki ofise parayı veriyorum, onlar sonra Hong Kong’daki firma üzerinden ödemeyi yapıyorlar. Ürün ise Tacikistan üzerinden geliyor.

Bu “aracılık” da bir ticaret şeklidir. Rus şirketlerinin yurtdışında kendi tüzel kişiliğini tescil ettirme şansı yok. Burada devreye aracılar giriyor ve onlara bir komisyon ödeniyor. Verstka’ya konuşan kaynaklar, bu komisyonun yüzde 1,5 ile yüzde 5 arasında değiştiğini söylüyor.

Ödemelerde daha klasik yöntemler de kullanılıyor. Örneğin, bankalar arası transferlerle. Çin örneğinden yola çıkarsak, ithalatçı şirketlere bazen aracı gerekmiyor. Çin ile çalışan bir ithalatçının söylediğine göre, bu durumda ürün direkt fabrikadan sipariş ediliyor, para ise SWİFT aracılığıyla Yuan olarak aktarılıyor. Ancak Çin üzerinden Avrupa veya ABD’ye sipariş verildiğinde ürünü sipariş edip sonra yeniden Rusya’ya ihraç edecek bir Çin firmasına ihtiyaç oluyor.

Ayrıca bu firmanın son yararlanıcısının da Çinli olması gerekiyor. Çünkü Avrupa şirketlerine önceden son yararlanıcının Rus olduğunu bildirdiğinizde siparişi iptal ediyorlar. Verstka’ya konuşan kaynaklar, bu tür şirketlerin genellikle Hong Kong’da kurulduğunu bildiriyor. Çünkü para, Hong Kong’dan 24 saat içinde dünyanın her noktasına uçabiliyor.

Bu yöntem daha çok tercih ediliyor. Zira bankalar arası transfer, her zaman kolay olmuyor. Örneğin Çin’in Tarım Bankası, Rusya ile para transferlerini kabul etmiyor. Çünkü uluslararası bir banka, ABD ve İngiltere’de şubeleri bulunuyor ve kendisi için ek sorun oluşturmak istemiyor. Fakat Guangdong Bankası gibi küçük bankalar, Rus parasını seve seve kabul ediyor.

Paralel ithalat şeması, iki taraflı çalışıyor. Aynı şekilde ithalatı yasak olan Rus malları da Avrupa’da satılıyor. Mesela petrol ürünleri. S&P Global’ın en son raporuna göre, savaşın başlamasından sonra Rusya, Afrika ülkelerine petrol ürünleri ihracatını 10 defadan fazla arttırdı. Bu ürünler de Afrika’dan Avrupa’ya yeniden ihraç ediliyor.

Çin merkezli ticaret yolu

Çin, Rusya’nın yaptırım uygulanan malları alması için ana merkez konumunda bulunuyor. ABD ve Avrupa’dan yasaklı malların yeniden ihracatı da dahil olmak üzere Çin’den yapılan teslimatlar, Rusya’nın ihtiyaçlarının önemli bir kısmını karşılıyor. Çin örneğinde bu sistemin nasıl çalıştığını anlamak çok kolay.

Bir Çin şirketi, ABD’den kendisi için ve daha sonra mesela, Hindistan’dan göndermek üzere traktör sipariş ediyor. Ürün Shekou veya Gunangzhou’ya geliyor. Bu limanlar, “her zaman anlaşmanın mümkün olduğu” yerler olarak biliniyor. Gemi, limana yanaşıyor, Çin şirketi ise birden karşı tarafa Hindistan’ın alımdan vazgeçtiğini, başka bir alıcı bulduğunu ya ürünü geri göndereceğini ya da limandan Vladivostok veya Sahalin’e gönderebileceğini söylüyor.

Oradan ise ürün demiryoluyla ihtiyaç olan yere ulaştırılıyor. Ürün duty free alanına girmediği; yani sınırı geçmediği, limandan çıkmadığı müddetçe “sorun” çözülüyor.

Sözleşme şartlarını yerine getiren, traktörü gönderen Denver’deki yabancı satıcı gerçekten Çin şirketinin ödemeyi yaptığını, gemi sahibi şirket ise malın gerçekten limana geldiğini görüyor. Bundan sonrasını ise kontrol etmeleri zor. Çünkü buradan sonra traktörün getirildiği konteyner başka yere, traktörün yüklendiği Çin konteyneri ise Sahalin’e gidiyor.

Verstka’ya bu durumu anlatan lojistikçi, mevcut durumda Rusya’nın Uzakdoğu’daki limanlarının Çin gemileriyle dolu olduğunu, hatta Çin limanlarını andırdığını söylüyor:

Hatta şimdi sen Çinliye Vladivostok’da olduğunu söylüyorsun, o sanki anlamıyormuş gibi davranıyor, sonra ise “Aaa, Hainsenwai” (Vladivostok’un Çin’in kontrolünde olduğu zamanki adı) diyor. İki sene önce böyle değildi, ancak şimdi senin sözlerini düzeltiyorlar.

Verstka’ya konuşan iş insanı, yeniden ihracatı kontrol etmenin mümkün olduğunu Japonya örneğinde anlatıyor:

Orada çok sert kontrol var. Onlar ürünü, kargonun gideceği yeri, kimin sipariş ettiğini araştırıyorlar, on defalarca kontrol ediyorlar. Kendi adamlarını fabrikaya gönderiyorlar, “size 10 kutu şu üründen gönderdik, geldi mi, kuruldu mu” diye yerinde kontrol ediyorlar. Japonlar böyle. Amerika-Çin ticaretinde ise mal oraya-buraya gidiyor, kimse farkına bile varmıyor.

Rusya, Çin ürünlerini de aktif şekilde ihraç ediyor. Ukrayna’daki Rus birliklerine yardım toplayan fonlar ve gönüllüler bu ülke ile direkt çalışıyor. Kursk şehrinde yaşayan girişimci Roman Alyehin, savaşın başından beri Rusya’da yurtdışından Rus askerleri için ürün taşıyan, onları gönüllü organizasyonlara satan çok sayıda şirket kurulduğunu bildiriyor.

Alyehin de bu gönüllülerden. Bu ithalatı “vatansever firmaların” gerçekleştirdiğini iddia ediyor ve onların birçok ithal mala ek ücret uygulamadığını söylüyor:

Büyük gönüllü organizasyonlardan hiç birisi artık perakende pazardan veya savaşın başlangıcında olduğu gibi Avito üzerinden alışveriş yapmıyor.

Alyehin’in sözlerine göre, Çin’den dronlar, telzisler, yedek parça, tıbbi malzemeler, anestezi ekipmanları getiriliyor:

Rusya’nın diğer bölgelerinde bulunarak Çin’den ürün almak tabi ki Novosibirsk veya Kursk’ta bulunarak Çin’den ürün almaktan daha zor. Çin’de Rusya’dan kaçan çok sayıda insan var. Şimdi Ruslar neredeyse Çin’in her eyaletinde bulunuyor. Onları arıyorsun, ne gerektiğini söylüyorsun ve tedarik ediyorlar.

Verstka, Çin’den Ukrayna’daki savaş için gereken malzemeler getiren bir girişimciyle de konuştu. Söz konusu girişimci, savaştan önce bir Çin vatandaşıyla birlikte şirket kurarak inşaat yapıyordu. Savaştan sonra bu şirket, kendi işinin yanı sıra Rus Ordusu için Çin’in DJI dronlarının alımıyla da uğraşmaya başladı. DJI dronları farklıdır. Amatör kullanım için olanları da var. Daha profesyonel, uzak mesafeden ve hatta gece çekim yapanları da var. Orduda bu dronları çeşitli amaçlarla kullanıyorlar. Topçuları hedefe almak, ateşi ayarlamak, istihbarat, hatta mermi atmak için…

Ukrayna’daki savaştan gördüğünüz kuşbakışı videoların çoğunluğu büyük olasılıkla DJI ile çekildi…

Bu dronları üreten Çinli SZ DJI Technology Co.LTD şirketi Nisan 2022’de kendi ürünlerini Rusya’ya göndermeyeceğini açıkladı. Ancak bu, resmiyette böyle. Gerçekte ise şirket, bu dronları kurucuları arasında Rusya vatandaşları da bulunan Çinli şirketlere rahatça satıyor, onlar ise Rusya’ya gönderiyor. Hatta birkaç parti halinde sipariş verildiğinde iyi indirim de yapıyor.

Çin’den direkt alınan, istihbarata yararlı en uygun fiyatlı dronlar (DJI Mavic 3), yaklaşık 200 bin rubleye mal oluyor. Bu, Rusya’daki perakende satış fiyatından neredeyse iki kat ucuzdur. DJI’nin Rusya’daki resmi distribütörü bu dronları 345 bin rubleye satıyor.

Çin’den sadece dron değil; savaş için diğer ekipmanları da almak mümkün. Örneğin, Rusya’da tüm iletişim araçları ithalata bağımlı. Bu ürünlerin ithalatını yapan iş insanı Verstka’ya sistemi şöyle anlatıyor:

Benim adamların ilk defa fabrikaya gittiler. Orada bir kilometre uzunluğunda sergi salonu var. Fiyatlara baktılar, kulaklıklar 150 dolardan başlıyor. Almak istiyorlar. Ancak Çinliler bunu ne için almak istediklerini öğrendiklerinde “Siz bu kapıdan girmemelisiniz, diğer kapıya gidin ve içeriye bir Çinli girsin” diyorlar. Ve orada aynı kulaklığı (sadece paketlenmiş değil ve Amerikan lisansı yok) 19 dolardan toptan fiyatına alıyorsun.

Çinliler, bu kuralı sadece Ruslara değil; Ukrayna’yı destekleyenlere de uyguluyor. Verstka’ya konuşan iş insanı, Rus ordusu için kulaklık pazarlığı yaparken yan masada Ukrayna Ordusu için ekipman alan Polonyalılarla karşılaştıklarını söylüyor.

Rusya’ya ürünlerin büyük bir kısmı resmi yollarla giriyor. Ancak bazen ithalatçıların gri yollara başvurması gerekiyor. Bir ithalatçı durumu şu sözlerle açıklıyor:

Bazı ürünlere, mesela, telsizlere Rusya’da hızlı sertifika almak çok zor. Bu nedenle de gri ithalata başvuruyoruz. Gri ithalat, şu anDA Kazakistan üzerinden oldukça aktif şekilde yürüyor. En hızlı ve en “karanlık” taşımacılık otomobil taşımacılığıdır. Basit bir binek araçta veya tonlarca mal olan bir tırda birkaç kutu mal kolayca saklanıyor veya anlaşma gereği görmezden geliniyor. Bu tür “kara işler”, Çin-Rusya sınırında da çok dönüyor.

Verstka’ya konuşan iş insanı Rus askerleri için getirdiği ürünlerden para kazanmadığını söylüyor:

Daha önce sadece gönüllüler için ürün getiriyordum. Sonra bazı bölgelerin yönetimlerinden birileri benle iletişim kurdu. Onlar, kendileri için ürün istediler, biz de tedarik ettik. Bir vilayeti miğferler, termal kameralarla donattım. İşleri hızlandırmak için bağlantılarımı kullanıyorum. Artık Federal Gümrük Servisi’nde ve senatörler arasında tanıdıklar var. Bir parti malı getirip arıyorum ve bunları gümrükten geçirmek gerektiğini söylüyorum. 24 saatte hallediyorlar.

Savaşın başından itibaren yaptırımların Rusya üzerindeki etkisinin düşünüldüğü gibi olmayacağı fikri sık sık dillendiriliyor. AB’nin Haziran ayında kabul ettiği 11’inci yaptırım paketi, Rusya’nın yaptırımları delmesine yardım eden üçüncü ülkelere de sınırlamalar uygulanmasını öngörüyor.

Lojistik firmasında çalışan Armen, Rusya’ya ürün taşımanın geçen seneye göre zorlaştığını söylüyor:

Çünkü tedarikçiler, artık daha sıkı mücadeleye başladılar. Zira üretici firmalar, ülkelerden satış istatistikleri alıyor. Onlar, ürünlerinin satışının aniden iki kat arttığını görüyorlar. Bu anormal durumu gören bazı şirketler, artık söz konusu ülkelere limitler uygulamaya başlıyorlar. Dolayısıyla onlar, zinciri direkt Rusya’da değil; distribütörler üzerinden kırıyorlar.

Armen, aracı Right-flow şirketinin getirdiği bir ürünle ilgili böyle durum yaşadıklarını söylüyor. Böylesi durumlarda ürünü aktarmak için başka bir ülke bulmanız gerekiyor. Bu da maliyetleri çok artırıyor.

Tartışma