Rusya-Ukrayna Savaşı’nın dönüm noktası “15 Ağustos 2023” mü?

💢 Ukrayna ordusunun bir sonraki hedefi neresi olacak?

💢 Ukrayna'nın karşı taarruzuna yön veren aktör İngiltere mi?

1. resim

4 Haziran’da başlayan ve gidişatı itibarıyla pek de ümit vermeyen Ukrayna’nın karşı taarruzunun Ağustos ayının son 10 gününde farklı bir karaktere büründüğü görülüyor. Bu değişim, 22 aydır Ukrayna Savunma Bakanlığı koltuğunda oturan Oleksiy Reznikov’un görevden alınması noktasına kadar ulaştı.

Görünen o ki, sağladıkları silah ve mühimmatın karşılığında daha hızlı ve stratejik sonuçlar görmek isteyen NATO üyeleri, gereken değişim için düğmeye bastılar. Peki düğmeye ne zaman ve nerede basıldı? Bu sorunun yanıtı, İngiliz The Guardian gazetesi tarafından Ağustos ayının son haftasında verildi.

15 Ağustos toplantısı hakkında neler biliniyor?

Gazetenin haberine göre, Ukrayna Genelkurmay Başkanı Valery Zaluzhny’nin komutasındaki Ukrayna Askeri Konseyi, 15 Ağustos’ta NATO ve İngiltere’den bir grup generalle Polonya-Ukrayna sınırındaki gizli bir noktada biraraya geldi.

5 saat süren toplantının amacı, Ukrayna’nın karşı saldırısındaki stratejiyi gözden geçirmek, dahası gereken düzeltmeleri yapmaktı. Hatta toplantının katılımcılarından İngiltere Hükümeti Savunma Kurmay Başkanı General Tony Radakin, Polonya-Ukrayna sınırındaki buluşmanın hemen öncesinde Kiev’e giderek Ukrayna Cumhurbaşkanı Zelensky ile 45 dakikalık bir görüşme de yaptı.

Toplantı sonrasında cephedeki gelişmeler

Bu toplantıdan yalnızca 4 gün sonra cephede daha önce rastlanmayan türden gelişmeler başladı:

• 19 Ağustos’ta St. Petersburg’un güneyindeki Soltsy-2 Hava Üssü, Ukrayna kamikaze dronlarının saldırısına hedef oldu. Saldırıda, Rusya’nın Ukrayna üzerindeki baskısının devam etmesini sağlayan en kritik silah platformları olan Tu-22 stratejik bombardıman uçakları hedef alındı. Her havalanışında 6 güdümlü füzeyi Ukrayna topraklarına gönderen Tu-22 uçakları, bu operasyonları düşman hava sahasına girmeden yapabiliyor. Ukrayna topraklarına 650 kilometre mesafedeki hava üssüne düzenlenen saldırıda yalnızca 1 adet Tu-22 imha edilmiş olsa da bu operasyon, savaşın başlamasından bu yana bir ilk olması sebebiyle dikkat çekici bir gelişmeydi.

• İkinci hamle, 24 Ağustos günü geldi. Bu defa hedef Kırım’dı. Yarımadadaki bir Rus S-400 füze savunma sisteminin imha edilmesinin hemen ardından 24 Ağustos sabaha karşı Ukrayna özel kuvvetleri Karadeniz’den gelerek yarımadanın batısına çıktılar. Bölgedeki Rusya Uzay-Hava Kuvvetleri’ne bağlı 3. Radyo Teknik Alayı tarafından kullanılan iki radar sistemi imha edildi. Bu radar sistemlerinden birinin ABD’nin hayalet uçaklar olarak kabul edilen F-35 ve F-22’leri tespit kapasitesine sahip olduğu iddia ediliyordu. Radarlar Karadeniz’deki NATO hava trafiğinin neredeyse tamamını izleyebiliyordu.

• 28 Ağustos tarihine gelindiğinde ise Ukrayna ordusunun Zaporijya cephesinde ilk kez Rus savunmasının ilk hatlarını aştığına dair haberler ulaşmaya başladı. Tank engelleri ve binlerce mayınla takviye edilmiş savunma hatları, yetersiz mayın temizleme ekipmanları nedeniyle Ukrayna ilerleyişinin yavaş ilerlemesinin en önemli sebebi olarak gösteriliyordu. Ancak 28 Ağustos günü Azak Denizi’nin kuzeyindeki Robotnye’nin düştüğü haberi savaşın bundan sonraki gidişatının farklı olabileceğine dair ilk belirtiydi. Bu gelişmenin ardından 25 kilometre mesafedeki Tokmak’a ulaşmaya çalışan Ukrayna ordusunun bir sonraki hedefi Azak Denizi kıyısındaki Melitopol kenti olacak. 2023 yılı sonuna kadar Ukrayna ordusunun bu hedefi tutturması halinde dengelerin sahadaki dengenin kökten değişmesi ihtimali var. Rusya’nın şu ana kadar Ukrayna sınırlarına güç kaydırarak, Tokmak istikametindeki Ukrayna baskısını hafifletme girişimleri sonuç vermedi.

• 29 Ağustos’ta Ukrayna’nın kamikaze dronları bir kez daha gökyüzündeydi. Hedef bir kez daha St. Petersburg kentinin güneyiydi. Bu defa Pskov Hava Üssü vuruldu. Üsteki bir akaryakıt deposu ile Il-76 tipi iki askeri nakliye uçağı tamamen imha edildi. Aynı gece, Rusya’nın pek çok kentinin semalarında kamikaze dronlar faaliyetteydi. Moskova çevresindeki havalimanlarında uçuşlar durdurulmak zorunda kalındı. Moskova yönetimi, saldırıların 700 kilometre mesafedeki Ukrayna topraklarından değil, Pskov Hava Üssü’nün yanı başındaki Estonya’dan düzenlendiğini iddia etse de bununla ilgili somut bir kanıt sunamadı.

• Sahadaki tüm bu değişimi anlamlandıran son hamle, 3 Eylül Pazar günü geldi. Olayın yaşandığı yer ise cephe hattı değil, Ukrayna’nın başkenti Kiev’di. Bugüne kadar savaşı idare eden ekibin demirbaşlarından olan Reznikov, Zelensky tarafından görevden alındı. Reznikov kişisel olarak itham edilmese de Batılı ülkelerden sağlanan yardımların Ukrayna’daki dağıtımında kimi yolsuzluk olaylarından bahsedilmekteydi. Ancak bunların Reznikov’u koltuğundan etmek için yeterli olmadığı aşikar. Eski Savunma Bakanı’nın görevden alınmasının 15 Ağustos toplantısı çevresinde yaşanan gelişmelerin parçası olduğunu düşünmek ortaya çıkan manzara çerçevesinde daha akla yakın. ABD ve İngiltere başta olmak üzere NATO üyelerinin hızlı ve etkili sonuç talepleri bu kaçınılmaz değişikliği beraberinde getirdi. Yeni Savunma Bakanı Rüstem Umerov’un Kırım Tatarlarından olması, arzu edilen agresif stratejilerin sahaya yansıtılmasında etkili olabilir. Reznikov’un ise birazdan işaret edeceğimiz üzere Ukrayna stratejilerinin ana belirleyicisi olan İngiltere’nin başkenti Londra’ya büyükelçi olarak atanacağı iddiası gündemde. Bu gerçekleşirse Reznikov da bugüne kadar Ukrayna ordusunun desteklenmesi için Batı’dan sağladığı kaynaklara karşılık bir teselli mükafatını almış olacak.

ABD silahların, İngiltere kararların sahibi

Ukrayna karşı saldırısının karakterini değiştiren bu süreçle ilgili altı çizilecek en önemli hususlardan biri hiç şüphesiz, İngiltere’nin NATO’yu hatta ABD’yi aşan bağımsız bir şekilde Ukrayna askeri stratejileri ve savaşın gidişatı üzerinde oynadığı rol.

Her ne kadar ABD, Ukrayna’nın açık farkla birinci sıradaki silah ve mühimmat kaynağı olsa da sahadaki gelişmelere yön veren ülkenin İngiltere olduğu anlaşılıyor. Hatta sonu gelmeyen silah ve mühimmat talepleri nedeniyle NATO Zirvesi sırasında Ukrayna’yı eleştiren İngiltere eski Savunma Bakanı Ben Wallace’ın 31 Ağustos tarihindeki istifasını da bu gelişmeler çerçevesinde değerlendirmek mümkün.

Ukrayna’nın komuta kademesi ve savaş alanındaki stratejisine yönelik bu yeniden yapılanmanın, savaşın 2023 yılında bitmesine yönelik beklentileri karşılaması ise yine de mümkün değil. ABD ve İngiltere askeri kaynakları savaşın 2024 yılında sürmesinin kaçınılmaz olduğunu belirtiyorlar. Ve görünen o ki bu yeni stratejinin de sonuç vermemesi halinde, Ukrayna karşı saldırısının başarısız olacağı teşhisinde bulunan CIA başta olmak üzere ABD ve İngiliz istihbarat servisleri ile silahlı kuvvetler yetkilileri arasındaki bilek güreşi de şiddetlenebilir.

Yeni stratejinin belki de tek faydası, hem Ukrayna’nın hem de Rusya’nın gerçek askeri kapasitelerinin görüleceği bir sürece girilmiş olması. Başarı ya da başarısızlığa dair ortaya çıkacak her iki ihtimalde de daha agresif bir Ukrayna saldırısı savaşın sonunun gelmesi bakımından faydalı olabilir.

Sürecin en olumsuz yönü ise değiştirdikleri stratejilerine güvenen Ukrayna ile onu yönlendiren İngiltere’nin Türkiye’nin “Tahıl Koridorunu” canlandırma ve müzakere masası kurma girişimlerine karşı bir süre daha soğuk bir yaklaşım sergilemeleri, hatta Londra’nın kimi çabaları pasif bir şekilde sabote etmesi olacaktır.

Tartışma