Rusya Ukraynalı mültecileri filtreleme kamplarına götürüyor
Rusya, Ukrayna’da işgal ettiği topraklarda yerinden edilmiş insanları filtrelemeye tabi tutuyor.
Rusya, Ukrayna’da işgal ettiği topraklarda yerinden edilmiş insanları filtrelemeye tabi tutuyor.
Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenskiy’nin açıkladığı rakama göre, 2 milyon Ukrayna vatandaşı Rusya’ya götürüldü. “Euromaidan Sos” harekatının verilerine göre, bu insanlardan 1,6 milyonu filtrelemeden geçti.
Kafkaz.Realii sitesinin Ukraynalıların filtreleme kamplarına alınması konusunu incelediği makalesini gdh.digital okurları için tercüme ettik:
Her geçen gün Ukrayna’nın güneyinden ve doğusundan insanların bu kamplara götürüldüğüne, orada işkence, baskı gördüğüne ilişkin haberler artıyor. İnsan hakları savunucuları Rusya’nın bu tecrübesini İkinci Çeçenistan savaşı dönemi ile kıyaslıyor.
“İşkencelere Karşı Ekip” (eskiden İşkencelere Karşı Komite) üyesi, hukukçu Peter Hromov, Sovyet zamanından Çeçenistan savaşına kadar Rusya’da insanların kitlesel filtreleme eylemine tabi tutulmasını inceledi.
Hromov, Kafkaz.Realii’ye verdiği röportajda Ukrayna savaşında yaşananların Aleksandr Soljenitsın’ın tasvir ettiği, 2.Dünya Savaşı esirleri için oluşturulan kamplar ve iki Çeçen savaşın sırasında oluşturulan filtreleme kampları ile benzerlik teşkil ettiğini söyledi:
“Rusya’da filtreleme kamplarının oldukça zengin tarihi var. Aralık 1941’den itibaren işgal altındaki topraklarda Alman esirliğinde olanlar ve müttefik ordunun bir parçası olarak savaşan insanları incelemek ve seçmek için NKVD’nin kontrol-filtreleme kampları oluşturulmaya başladı. “İnceleme” sadece askeri esirleri değil, Almanya’da veya diğer işgal edilmiş ülkelere çalışmak için sürülen veya SSCB arazisinde uzun süre işgal altında kalan sivilleri de kapsıyordu. 1944 senesinden sonra bu kampların sayısı arttı – Kızıl Ordu SSCB sınırlarını aştı ve Alman işgali altındaki diğer ülkeleri de işgalden kurtardı. Elde edilen verilere göre, o dönemde en az yarım milyon eski esir bu kamplardan geçti”.
Hromov’un da dahil olduğu ekip 2000’li yıllardan itibaren faaliyetlerini sürdürüyor. Ekibin çalışma alanı ise İkinci Çeçenistan savaşı sırasında federal kuvvetlerin eylemlerinden zarar gören insanlar. Hromov’un sözlerine göre, Rusya’nın Çeçenistan’daki sivillere yönelik davranışı ile Ukrayna’daki sivillere yönelik davranışı çok benziyor:
“Ben Buça’dan ve diğer işgalden kurtarılan Ukrayna yerleşim birimlerinden gelen fotoğrafları inceledim. Çoğu insan Rus askerlerinin bunları yapabileceğine inanmadı. Ancak bizim kuruluşun Çeçenistan’da yaptığı incelemeler tam tersini gösteriyor. Borozdinovskaya istasyonundaki etnik temizlik, ordu konvoyunun önünden geçtiği için 14 yaşındaki Ayuba Salathanova’nın öldürülmesi, Eski Sunca’da sarhoş Rus askerlerinin 3 sivili katletmesi gibi olaylar bunlara sadece birkaç örnektir”.
Rusya’da feshedilen ve yeniden kurulan Memorial İnsan Hakları Merkezi ve Human Rights Watch insan hakları örgütü verilerine göre, iki savaş sırasında Çeçenistan’da her 5 kişiden biri filtrelemeden geçirildi:
“İkinci Çeçen savaşı sırasında filtreleme nezarethanelerde gerçekleştiriliyordu ve Adalet Bakanlığı’nın kontrolü altındaydı. Şimdi Rusya’da yaşayan bazı Ukrayna vatandaşları Moskova’da özel nezarethanelerde tutuluyor. Bizim elde ettiğimiz bilgilere göre, bu insanlar göç mevzuatını ihlal etmekle veya polisin talebini yerine getirmemekle suçlanıyorlar. Normalde Ukrayna’ya sınır dışı edilmeleri gerekiyor, ancak bunu yapmıyorlar. Moskova Helsinki Grubu temsilcileri bu uzun süreli tutuklamalarla ilgili şikayetlere başlayınca insanların bir kısmını serbest bırakmaya başladılar”.
Hukukçu bu süreci İçişleri Bakanlığının “aracılı filtrelemesi” adlandırıyor:
“Ukraynalı mültecilerin bir kısmını insan hakları savunucularının ve avukatların olmadığı ücra bölgelere gönderiyorlar. Bu anlamda konu Çeçenistan’dan biraz farklılık gösteriyor: Çeçenistan’da ırkçılık arka planlı yerel hikaye vardı. Filtreleme kampları insanların korkutulması için düzenleniyor. İnsanlar bu nedenle telefonlarındaki bilgileri silmeye, vücutlarındaki vatanseverlik içerikli dövmeleri sildirmeye, sosyal ağlardaki sayfalarını kapatmaya çalışıyorlar”.
Çeçenistan’da Rus askerlerinin kurbanları ile ilgili araştırmalara imza atan Memorial İnsan Hakları Merkezi Konsey üyesi Aleksandr Çerkasov birinci Çeçen savaşının da aynen Ukrayna’daki “özel operasyon” gibi uzun süre planlanmadığını söylüyor:
“1994 senesinde birinci savaş sırasında Mozdok’da filtreleme treni oluşturulmuştu. Orada çeşitli insanları filtreden geçiriyorlardı. Hatta bir seferinde tesadüfen Grozni’ye giden iki İnguş FSB elemanı bile o trende sorguya alınmıştı”.
Çerkasov’un sözlerine göre, Çeçenistan’da filtreleme kampları askeri üslerde konuşluydu. Rus askeri üssünün bulunduğu Hankala’da filtreleme kampı toprağa gömüşmüş özel yakıt deposunda faaliyet gösteriyordu. Daha sonra Grozni’de eski bir otoparkta kamp kuruldu.
Memorial’ın verilerine göre, o dönemde filtrelemeden binlerce insan geçti. İkinci Çeçen savaşı sırasında temizleme adı altında toplu tutuklamalar sistematik hal aldı. Bazen köylerin dışında bile geçici filtreleme kampları kuruluyordu – birisinin evrakları inceleniyor, birisi gözaltına alınıyordu: “Temizlik sırasında gözaltına alınanlar” ve “adrese dayalı operasyonlarda” yakalananlar Hankala’daki askeri birlikte bulunan çukurda tutuluyordu veya Kuzey Kafkasya’nın diğer bölgelerindeki nezarethanelere gönderiliyordu. 1999-2005 yılları arasında bu sistemin koordinatörü adı herkese malum olan İgor Strelkov idi (Sözde Donetsk Halk Cumhuriyeti’nin eski savunma bakanı – İgor Girkin).
Çerkasov’un sözlerine göre, İkinci Çeçen Savaşının sadece ilk ayında yaklaşık bin kişi gözaltına alındı. Onların çoğu özgürlüğe kavuşamadan öldü. Mart 2000’de Komsomolsk’da rehin alınan 72 kişiden sadece 12’si sağ kaldı.
2000’li yılların ortalarında ise gizli cezaevleri de ortaya çıktı. İnsanlar kaçırılarak o cezaevlerinde yasadışı sorgulamalara, işkencelere tabi tutuldu. Çerkasov’un anlattığına göre, elektrikle işkence edilen bu insanların bir kısmı sonra öldürüldü: “Bu sistemin en bariz kanıtlarından biri Şubat 2001’de “Sağlık” kasabasında bulunan ceset yığını idi. Evlerde, sokaklarda, bahçelerde cesetler vardı. En az 250 ceset bulunmuştu”.
Çerkasov, şimdi Ukrayna’da olanların ise ölçek olarak İkinci Dünya Savaşıyla kıyaslanabileceğini söylüyor:
“Kontrol noktalarındaki inceleme korkunç şartlarda gerçekleştiriliyor. Çok sayıda korkmuş insan susuz ve tuvaletsiz yaşamaya zorlanıyor. İnsanları ilgi çekenler ve çekmeyenler olarak gruplara ayırıyorlar. İşgal yönetimlerinin oluşturulduğu yerlerde Çeçenistan örneğindeki gibi gizli cezaevleri kuruluyor. Oralarda ne olduğunu ise biz sadece yeteri kadar veri olunca anlayacağız”.
Mariupol’lü Nikolay (ad değiştirildi) babaannesi ile birlikte Rusya’ya götürülenler arasında. Rostov’a götürülen Nikolay, iki filtrelemeden geçtiğini söylüyor:
“Nisan ayında Mairupol’ün bir kısmını sözde DOnetsk Halk Cumhuriyeti ordusu ele geçirdiğinde insanları Rusya’ya tahliye etmeye başladı. Bizi Donetsk’in merkezine, polis idaresine götürdüler. 114 kişi vardı. Herkesin fotoğrafını çektiler, telefonlarında sosyal ağlarını kontrol ettiler ve kısa sorgulamaya tabi tuttular. Rusya’da tanıdıklarımızın olup olmadığını sordular. Tanıdıkları olmayanları zorla kampa götürdüler. Ben hemen öğrenci olduğumu söyledim, şansıma öğrenci belgem yanımdaydı. Başka bir genci benim yanımda tamamen çıplak soydular ve vücudundaki dövmeyi incelemeye başladılar. Sanırım, ben kolay atlattım, yanımda yaşlı babaannem vardı. Ama bu süreç bir gün sürdü”.
Ardından Nikolay sözde Donetsk Halk Cumhuriyeti’nden çıkışta pasaport kontrolünden geçti, sonra onu yanındakilerle birlikte Rusya sınırına gönderiler. Anlattığına göre, yaşlıları sınırdan hemen bıraktılar, erkekler ve genç kadınları ise beklettiler. Daha sonra ise “Rusya’nın Ukrayna’daki özel operasyonuna nasıl bakıyorsunuz”, “Rusya Federasyonu yönetimine nasıl bakıyorsunuz”, “Ukrayna milliyetçi taburlarına nasıl bakıyorsunuz”, “Ukrayna ordusunda veya Güvenlik Servisi’nde tanıdığınız var mı” gibi sorulardan oluşan anket doldurmalarını istediler. Anketten sonra sivil giyimli bir kişi insanları sözlü sorguya çekti:
“Bizi bir erkekle birlikte odaya aldılar. O cevap verene kadar iki defa yalan söylediğini iddia ederek vurdular. Bana 2014 senesinde Maydan’da olup olmadığımı, Nazileri destekleyip desteklemediğimi, ebeveynlerimin nerede olduğunu sordular. Babamın öldüğünü duyduklarında ise “Demek ki o keskin nişancıymış” dediler. Bağırmaya, korkutmaya başladılar. Sorgu 40 dakika sürdü. Rostov’da bizi tanıdıklarımız teslim aldı. Karşılayan kimsesi olmayanları ise mülteci kamplarına aldılar. Bir kişiyi ise Ukrayna ordusunda hizmet ettiği için direkt nezarethaneye gönderdiler”.
Nikolay, yakınlarından birinin Mariupol yakınındaki filtreleme noktasında iki hafta tutulduğunu söylüyor:
“Bu noktaları okullarda kuruyorlar. Orada insanların büyük bir kısmı filtreleme sırasını beklerken günlerce yerde yatıyor. Duş yok, yemek de çok az porsiyonlarla veriliyor”.
“Euromaidan SOS” harekatı başkanı Nataliya Yaşuk’un bildirdiğine göre, Ukrayna vatandaşlarının bir kısmı filtrelemeden sonra nezarethanelere, cezaevlerine gönderiliyor. Yaşuk’un sözlerine göre, daha nisan ayında Mariupol’de insanları her mahallede kurulan kontrol noktalarında filtreden geçiriyorlardı. Aynen Çeçenistan’da olduğu gibi:
“Herson’da işgale karşı olan insanları toplu şekilde gözaltına alıyorlar. Çoğunun yeri bile belli değil. Biz Herson’da Buça’nın tekrarlanacağından korkuyoruz. İşkenceler ve ölümlere dair bilgiler var. Ancak Herson işgalden kurtarılana kadar kayıp sayısını bilemeyeceğiz”.
“Euromaidan Sos”un verilerine göre, Rusya’nın kontrolü altındaki Donetsk ve Luhansk’ta ve işgal altındaki Kırım’da 17 ila 19 filtreleme kampı bulunuyor. ABD’nin AGİT Misyonu Başkan Yardımcısı Courtney Ostrien de 18 filtreleme kampının olduğunu söylüyor.
Yaşuk’un sözlerine göre, filtreleme prosedürü özellikle erkekler için çok ağır geçiyor:
“Aile Herson’dan Kırım’a gidiyorsa, kadını ve çocukları bırakıyorlar, erkeği ise nezarethaneye atıyorlar. Standart suçlama – terörizme destek. Yaşından ve cinsiyetinden bağımsız olarak herkesi neredeyse çırılçıplak soyuyorlar ve sorguluyorlar. Her dövmenin hesabı soruluyor. Rusya’da yakınlarının olup olmadığı sorgulanıyor. Rusya’da yakını yoksa hapse girme olasılığı artıyor. Çocukları ebeveynlerden ayrı sorguya çekiyorlar. Kadınları iki üç saat, erkekleri ise en az iki gün sorguluyorlar. Telefonları, sosyal ağları tek tek inceleniyor. Gözaltına alınanları Olinivka’daki gibi kamplara gönderiyorlar. Tanılardan biri bana Mairupol’den olan bir adama sorguda “Sen tecavüzcüsün, çocuklara tecavüz ettin” dediklerini anlattı. Adam itiraz ediyor, sinirleniyor, ancak dinlemiyorlar, gözaltına almak istiyorlar. Bir kadın müdahale ederek adamın komşusu olduğunu ve normal insan olduğunu söylüyor. Adamı serbest bırakıyorlar – tabi şanslıymış. Yarı çıplak soydukları başka bir adamı ise dans etmeye zorlayarak aşağılamışlar”.
Kafkaz.Realii'de yaımlanan analiz gdh.digital okurları için tercüme edilmiştir.